sizi bu kadar beklettiğim için gerçekten çok özür dilerim, gerek mental gerek yoğun geçen birkaç günün ardından buradayız; ikinci part, ilginiz ve sabrınız için teşekkür ederim; iyi okumalar.🌷🫶🏻
❄️
Nicolas, ısrar etmemi bekliyor olacaktı ki bu tavrım, onu şaşırtmayı başarmıştı. Bunu, kısık sayılabilecek gözlerinin biraz da olsun büyümüş olmasından anlamak mümkündü.
Nicolas bir şey söylemek üzereydi ki kolundaki saate bakan Kaan, araya girmiş ve onu susturmuştu. Arkadaşım olmasaydı, zamanlamasının berbatlığı yüzünden bir cinayet işlemek zorunda kalabilirdim.
"Bilmem farkında mısınız ama burada durarak bile vakit kaybediyoruz, dağılalım artık. Alışverişe başlayın ve çok geç kalmayın." dedi Kaan, askerlere emir veren bir komutan edasıyla. "Mümkünse yarım saatten fazla da oyalanmayın." Kaan'a baş parmağımı kaldırıp okay dercesine gösterdim, Polina da heyecanla Kaan'ı onayladı ve böylece, hepimiz sevdiğimiz yerlere doğru gitmek adına dağılmış olduk.
Arkama bile bakmadan, hızlı adımlarla en sevdiğim mağazalardan birinin önüne geldiğimde durakladım ve omzumun üstünden, Nicolas'ın arkamda olup olmadığına baktım. Omzumun üstünden attığım küçük bir bakış bile, arkamda olduğunu anlamama yetmişti. Yani... nasıl yetmesindi ki? Hayatımda gördüğüm en dev, en büyük adamdı. Onun önünden yürürken arkamda bir aslan varmış, her an saldırabilirmiş gibi hissediyordum ve bu his, garip bir şekilde midemde bir ağrıya sebep oluyordu.
O ağrının yoğunluğuyla elim karnıma giderken arkamdan ilerleyen Nicolas, durakladı. "Sarışın, iyi misin?" ah evet Nicolas, çok iyiyim. Arkamda öylece yürüyor olman bile bende garip bir etkiye sebep oluyor ama evet, harikayım süperim. Asla ağrıdan-
İç sesim, kirli gerçekleri daha tam anlamıyla haykıramadan Nicolas'ın eli, karnımın üzerinde tuttuğum kolumu kavradığında bedenim, Rusya'dan geldiğini haykıran soğuk eli karşısında uyarılmışçasına irkilirken Nicolas'ın eli, kolumu daha da sıktı.
Elinin soğukluğu, elinin değdiği tenimde bir yangının, kıvılcımın gezindiğini hissettirirken kolumu, gerçekten yakmışım gibi hızlı bir şekilde ondan uzaklaştırdım. "İyiyim, anlık bir ağrı girdi sanırım." dedim, sağlığımı korumak adına birkaç adım ondan uzaklaştığım sırada. "Hem sen benim arkamda olacağını söylemiştin, neden yanımdasın?"
Adeta ondan kaçarken Nicolas'ın kısık gözleri daha da kısıldı. Her ne kadar beni nasıl olduğunu çözemediğim bir şekilde etkisi altına almayı başarıyor olsa dün olanların, geçirdiğimiz onlarca dakikanın ardından hiçbir şey olmamış gibi davranması, bir iyi geceler demeyi bile çok görmesi canımı sıkmıştı ve ona, karakterime ne kadar zır olsa da tıpkı bana davrandığı gibi davranmaya karar vermiştim, onu bana böyle davrandığı için pişman etmek istiyordum. Daha doğrusu, anlaşmamıza eklediği altıncı maddenin hakkını vermek, o maddenin onun canını sıkmasını istiyordum.
"İyi olup olmadığından emin olmak için yanına geldim," dedi ve ekledi. "Ama anlaşıldı, arkanda kalacağım." benim aksime ona koyduğum tavır, onu hiç etkiliyor gibi değildi. Of dedim içimden. Acaba böyle yaparak asıl istediğini yapıyor olabilir miyim?
Büyük ihtimalle, istediğini ona veriyordum. Altıncı maddeye uyarak onun kuralına itaat ettiğimi gösteriyordum.
Fark ettiğim gerçek daha da canımı sıkarken, "Evet mümkünse." diyerek gözlerimi devirdim ve çoktan bizim için kapıyı açmış mağazadaki güvenliğe baş selamı verdim ve mağazanın içine ilerledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEVES
RomanceHeves, kariyerinin zirvesinde; şarkılarıyla tüm Türkiye'nin göz bebeği haline gelmiş ve birçok insanın kalplerinde yer kazanmış şarkıcıdır. Hayranlarının sevgisiyle geçmişinin karanlığından sıyrılmış Heves, hayatının mükemmel gittiğini zannederken...