25. Bölüm

15.7K 652 98
                                        

İyi okumalar...

Her gün bir bölüm atmaya çalışıyorum tabi işimin yoğunluğuna göre
değişiyor bu durum.

Yazım hatalarım da olabiliyor kusura bakmayın artık..

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Önemli birşey değildir diye açıp baktı bakmasıyla sinirli bakışları yüzümü buldu.

Kağıdı üzerime fırlattı. Eğilip attığı kağıdı aldım ne yazdığını ben bile bilmiyordum. Üzerime bağırmaya başladı.

Bağırmasından kağıda bile bakamadım.

"Bune Vera bu yüzden mi okulunu değiştirmedin."

"Ne diyorsun hiç birşey anlamıyorum."

"Anlamıyorsun öylemi."

Dedi ve elimdeki kağıdı alıp okumaya başladı.

"İçimdeki sevgiyi sana anlatmaya korkuyorum. Karan'ın sana zarar vermesinden korkuyorum sadece seni çok seviyorum Buğra.."

Karan ne okuyordu böyle ne saçmalıyordu elinden aldım kağıdı gerçekten söyledikleri şey yazıyordu. Ben şok olmuş kağıda baka kalmıştım.

"Ne o aşkınıza mı engel oldum. Görmeyeceğimi mi sandın yoksa."

Başımı kaldırıp yüzüne baktım. Böyle bi saçmalığı benim yaptığıma inanamazdı dimi. Ama yok o gerçekten benim yazdığıma inanmıştı.

Karan'ın gözlerindeki öfkeli bakışları beni korkutuyordu. Buraya ilk geldiğim gibi bakıyordu bana.

"Karan..."

Diyebildim sadece sözümü kesmişti zaten üzerime geldi. Bana bakıp

"Tek bir gün lan.. tek birkere. Şu ağzından belki seni seviyorum kelimesi çıkar diye bekledim ama sen ne yaptın o siktiğiminin adamına dedin."

Bunu derken masanın üzerindeki kitaplarımıda yerlere savurmuştu. Konuşmama bile fırsat vermiyordu. Ben yazmadım bile diyemedim çünkü sürekli bağırıyordu o kadar sinirliydi ki odada ne varsa etrafa savuruyordu.

O bağırdıkça ben ağlıyordum. En son üzerime geldi kolumdan tuttu ve yüzüme doğru eğilip kısık bir sesle konuşmaya başladı. Tabi siniri gözlerinden fışkırıyordu resmen.

"Demek ki seninde diğer kızlardan farkın yokmuş aklın başka yerlerdeymiş. Sana dokunmaya bile kıyamıyordum lan ben ama sen başkalarının altına yatma.."

Lafını bitirmeden tokatı yüzüne yapıştırdım. Dönüşü olmayacak laflar ediyordu.

"Şimdi de namuslu ayağına mı yatıyorsun."

"Sus artık yapmadığım şeylerle şuçlama beni dönüşü olmayacak laflar ediyorsun haddini bil artık."

"Yok ben çok iyi tanıdım seni Vera hanım. Baban boşuna seni babama vermemiş."

"Sus artık sus defol burdan sen iğrenç birisisin."

"Gidicem ve sen hiç bir yere gidemiceksin anladın mı beni."

Kolumu hala bırakmamıştı sıktıkça canımı acıtıyordu. Karan ilk tanıdğım Karan'a dönüşmüştü.

Hiç birşeyden haberim yokken yaptığı bu saçmalık benim kalbimi kırmış hatta paramparça etmişti.

"Bırak kolumu canımı acıtıyorsun."

O kadar sıktığının farkında değildi sinirli bakışları bir kaç saniyelikte olsa durmuştu bir koluma bir bana baktı daha sonra kolumu bırakıp hızla odadan çıktı.

Odaya baktım heryer darma dağındı. Oturcak yer bile kalmamıştı.

Kapıdan içeri bu sefer Cevat girmişti. Dönüp ona baktım sonra sadece dağıttığı kitapları toplayıp çantama koydum. Kitaplarım hep yırtılmıştı.

"Yenge iyi misin?"

"Beni dinlemedi bile Cevat."

"Karan abim sinirlenince dinlemez kırıp döker siniri geçince anlayacak seni öyle dinleyecek."

"Geçti artık ona anlatıcak kimseyi bulamicak."

"O ne demek yenge."

"Gidicem çünkü."

"Nereye yenge gidecek bir yerin bile yok ki."

Ne kötü gerçekten gidecek bir yerim bile yok. Annemin yanına gitsem babam bana hayatı zindan ederdi. Aklıma Suna geldi. Elime telefonu alıp hemen sunayı aradım,

"Alo Suna.."

"Efendim Vera bir sıkıntımı var? Sesin nie kötü geliyor."

"Bişey yok sadece bir kaç günlüğüne yanında kalabilirmiyim."

"Kal tabi o nasıl söz Vera."

"Teşekkür ederim Suna bu iyiliğini asla unutmayacağım. Gelince konuşuruz."

Telefonu kapattım. Kolumla göz yaşımı silip kitaplarımı toplamaya başladım. Cevat gitme desede dinlemedim onu sadece okul çantamı ve kitaplarımı alıp çıktım odadan.

Karan evde değildi araba sesini duymuştum çıkmıştı evden. Bende girişe kadar gittim korumalar önümü kesti.

"Karan beyin kesin talimatı var evden çıkmanıza izin vermiyor."

Gelde kafayı yeme hem ettiği hakaretler cabası hemde beni yanında tutmak istemeside ayrı birşeydi.

Sabır çektim

"Size çekilin dedim dimi."

Dedim ama korumalar kesin talimat almışlardı o yüzden beni asla çıkarmazlardı.

İçeri girmedim dışarıda bekledim. Cevat yanıma gelip

"Yenge burda bekleme istersen geç içeride bekle."

"Cevat bana yenge deme."

"Nie ki yenge ayrıldınız mı?"

"Ayrıldınız mı diye soruyormusun bide."

"Anladım. Yinede burda bekleme hava serinledi hasta olursun."

Cevat'a bakıp cevap vermeden oturmaya devam ettim. Üşüsemde içeri girmeyecektim.
Akşam olmuştu hava kararmaya başlamıştı.

Ne kadar ısrar etsemde açmamışlardı. Duvarlar yüksek olmasa duvardan atlayıp gidicektim.

Okadar ki durmak istemiyordum. Başımı dizlerimin üzerine koydum bekledim beklerken uyuya kalmıştım.

Bir el beni dürttü. Başımı kaldırdığımda Cevat benim başımdaydı. Arkasında da Karan durmuş çatık kaşlarıyla bana bakıyordu.

"Vera kalk istersen hasta olucaksın,abim içeri girsin diyor hem."

"Ağzı yokmuymuş kendisi diyemiyor mu?"

Dedim ona baktım. Karşımda bana ilk günkü gibi bakıyordu. Dengesi yoktu bu adamın.

Üşümüştüm ama girmeyecektim içeri.

Karan delici bakışlarını üzerimden çekmemişti içeri girmemi bekledi, çok beklerdi daha çünkü girmeyecektim.

Babamın BorcuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin