1. bölüm

38.7K 966 138
                                    

Ben Ahsen İzem Demirel. Hiçbir zaman babamın prensesi, annemin saçını okşamaya korktuğu kızı olamadım. Ben daha liseye başlamadan önce ikisi de ölmüştü, ben ve abimse annemin babası ile kalmaya başlamıştık.

Serdar Karasoy. Acımasızdı, yalnızca bize değil herkese karşı acımasızdı. Annemin ve babamın ölümünden 4 sene geçmişti. Ben şimdi lise son sınıf öğrencisiydim, sağlık lisesinde okumanın zorluklarını bilirsiniz. Başarılı bir öğrenciydim, dedem Serdar beyin isteği üzerine Özel Karasoy Hastanesi'nin önündeydim. Hem onun hem de kendi isteğim üzerine burada ondan bahsetmeyecektim. Aslında buraya kendi ortalamam ile alınmıştım ama kim hastane sahibinin torunu için kendi ortalamasıyla girdi derdi? Hiç kimse.

Bugün stajımın ilk günüydü, sabah gözlerimi abimin öpücükleri ile açmıştım ve sanırım şu an önünde bulunduğum hastaneye gelmemdeki en büyük etken ona aitti. Büyük bir motivasyon konuşması yapmış hemen ardından tabiri caizse beni dedem görmeden evden kovalamıştı. Sen benim elime düşersin Caner Demirel.

"Merhaba," dedim hemşirelerin çoğunluklu olarak bulunduğu odaya doğru. "Merhaba," dedi bana gülümseyerek sarı saçlı bir kız. "Ben yeni stajyerim. Nereye gideceğimi bilmiyorum." Aslında tamda olmam gereken yer burasıydı bunu bilsemde ufak bir yardımdan sıkıntı gelmezdi. "Ahsen İzemdi değil mi? Sen geç buraya canım." Samimiyet ile gülümseyen kıza bende gülümsedim tam olarak gösterdiği yan sandalyesine oturdum.

"Evet Ahsen İzem siz?" O her ne kadar samimice cevap versede hocalarımız staj yerlerimizde kimseyle samimiyet kurmamızı istemiyordu. "Melis ben. Sen otur ben bize birer kahve alıp geleyim." Benden bir onay beklemeden ayaklanmıştı. Ay stajyer bendim kıza kahve taşıtan gene bendim. Size kısaca 12. sınıf stajında yaşamayı tahmin ettiğim şeylerden bahsedeyim; Doktor ve hemşirelere çay kahve taşımak, serumlar ile bakışmak, ilaç kutularına seranat yazmak ve arşivi tavaf etmek. İlk şık ilk dakikadan gerçekleşmediği için mutluydum.

Melis elinde kahveler ile tekrardan bulunduğumuz odaya girdiğinde ben odadaki bir kaç hemşire ile tanışmıştım. Gelecekte yapmak istediğim mesleği yapıyorlardı ve bu benim onlara aşkla bakmama sebep oluyordu. Ah evet hemşire olmak istiyordum, şu anki bölümümde hemşirelikti o yüzden buradaydım. "Geldi bizim babasının prensesi." Ses yeni tanıştığım Giraya aitti. Melisi kast etmişti ama nedenini bilmiyordum. "Bana bak gıcık kes o sesini, yoksa hemen şimdi İzeli ararım." Yanımda oturan Giray ellerini yukarı kaldırarak ağzına bir fermuar çekti buna odadakiler gülerken bende tebessüm etmiştim.

"Ayrıca Ahsen İzemden uzak dur. Gel kız sen bu tarafa." Yanımdaki Giray ona inanmaz gözlerle bakarken o elindeki kahveleri bırakıp beni yanına çekmişti. "O daha 18 bile değil Meliscim ama seninle tekrardan görüşelim." Gevşekçe gülsede şaka yaptığı her halinden belliydi. "Görüşmeni benim odamda yapmak ister misin Giray?" Hemen kapının ardından gelen sert sesin sahibine kaydı gözlerim. Tanımıyordum ama gözlerindeki mavilik dedemin gözlerine o kadar benziyordu ki. Bir akrabalıkları olduğunu düşündüm.

"Yok Selim amca, bey!" Abartı ile verdiği tepkiden sonra söylediğine kendi kendine güldü. "Uzak dur kızımdan. Ravza ile konuşan var mı aranızdan?" Bu odada 6 kişi vardı muhtemelen benim dışımdeki 5 kişiye soruyordu. "Baba, kızı arşive kapattın. Altından bir şey çıkmayacak boş yere mesleğini yapamıyor kız." İsmimin Selim olduğunu öğrendiğin adamla gözlerimiz kesişti. "Stajyerdin sen değil mi?" Kafamı sallayarak cevap verdiğimde gözleri yanımdaki kızına kaydı. "Ravzayı çağır arşiv nöbeti sona erdi. Stajyeri arşive yola, meselenin mühimiyatından bahset. Önüme tekrardan bir hiçlik çıkarsa o arşive senle saz arkadaşını yollarım." Gerçekten harika! İlk staj günümü arşivde geçirmekten başka ne istiyebilirdim ki?

AHSEN İZEM KARASOY (gerçek ailem)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin