Keyifli okumalarrrrr :)
Bakalım kaderin bu oyunu ne tahminlerinizi alalımmm.
Mardin'in eşsiz manzarasına bakarken kahvesinden bir yudum aldı. "Ağam, ağam Hasan abinin kızı.." sözüne devam edemedi nefes nefese kalmış genç adam. Derin bir soluk alıp "Alena dönmüş ağam" ağanın içi rahatlamıştı az da olsa artık himayesi altında koruyabilirdi genç kadını. "Lakin ağam, dayısı Nico kızı Azat ağayla evlendirecekmiş." Yaşlı adam duyduklarıyla ayağa dikeldi "Ne diyorsun Sait ağzından çıkanı kulağın duysun. Azat ağanın iki karısı vardır Alena'nın babasıyla yaşıt." Ağanın duyduklarıyla kan beynine sıçramıştı "ağam Azat ağa haber salmış nişan törenine davet edermiş hepimizi." Ağa Sait'e çıkmasını emrederek Mardin'in eşsiz manzarasını kalbinin mezarına çevirdi.
3 yıl önce..
"Gardaşım nasıl öderim sana olan hakkımı benim için yapmadığın şey kalmadı." Yaşlı adam ağanın sırtını sıvazladı. "Doktorların pek ümidi yoktur Kendal benim de kalmadı gerçi, tek varlığım Alena'dır bana bir şey olursa kendi kızından ayırmayasın ne anasının eline bırakma yavrumu sahip çık ona emanetimdir o sana sahip çık ona." Yaşlı adam arkadaşının sırtını sıvazladı. "Kendi evladımdan ayırmayacağım gardaşım kanımızın sözü olsun sana."
Yaşlı adamın kalbini sıkıştırıyordu bu hatırası, sahip çıkamamıştı kıza gardaşının ölüm haberinin gelmesiyle yurt dışına çıkarmıştı dayısı annesinin yanına şimdi geri gelmişti lakin babasından büyük adama vereceklerdi kızı. Veremezlerdi bu kız ona Hasan'ının emanetiydi onu kimseye yâr etmezdi hele gönülsüz olduğu yaşlı adamlara hiç vermezdi.
"Ağam, Sait doğru mu der." Zöhre Xanımın sözleriyle eşine döndü ağa. Hafif Kürt şivesiyle endişesinin net hissedildiği bir ses tonuyla söylemişti bunları, adam kafasını salladı. "Sait" diye gür sesiyle titretti konağı. " Alân'ı Boran'ı Mehmet'i al çalışma odasına getir." Adamın otorite kokan sesi Sait'i yeterince gerse de adam ses etmeden genç ağaları çağırmaya gitti.
"Ana babo ne diye bağırır." Yaşlı kadın içindeki sıkıntıyla kızına dönüp derin bir iç çekti. "Bilmiyorum Zilo işine bak akşama yemek yetişecek yardım et." Zilşah annesinin gerginliğini fark edip üstelemeden salata yapmaya koyuldu.
"Noldu bav (baba)" Alân'ın sözüyle adam derin bir nefes alıp. "Azat ağa evleniyormuş." Mehmet'in ağzından derin bir kahkaha koptu. "Her yıl evleniyor amca buna mı şaşırdın." Alân masadan aldığı kalemi Mehmet'e fırlatarak "gevşek gevşek konuşma Mehmet bir sorun var ki çağırıyor." Alân'ın da gerilmesiyle yaşlı adam konuşmaya başladı. "Alân birazdan git Azad'ı uyar." Alân kafasını salladı belli lakin babasının neden bunu yaptığına anlam veremedi. "Baba neden uyarıyoruz Azad ağayı bize ne bizden biriyle mi evleniyor sanki." Boran'ın sözleri ile ağanın kalbi sıkıştı. Sözde kızından ayrı görmeyecekti kan sözü vermişti şimdi ise haberi olmadan kızının hayatını karartıyorlardı. "Boran." Adamın öfke dolu sesi ve elini masaya vurması ile herkes sustu.
Yemeğin bitmesiyle Alân Azad ağanın konağına gitmişti. "Seni hangi rüzgar attı buraya Alân ağa" Azad ağa sözleri üzerine karşısındaki ağayı oturması için buyur etmişti. Alân gösterilen yere oturup "evlenecekmişsiniz Azad ağa." Yaşlı adam gevşek gevşek gülerek "Allah'a şükür ağam." Alân oturuşunu düzeltip dikleşti. "Evlenmeyeceksin Azad ağa." Azad ağa Alân'ın sözüyle birlikte ayağa kalkıp öfkeyle Alân'a baktı lakin oda biliyordu ki Alân kadar acımasız bir ağa yoktu dediği her şeyi yapardı. "Alân ağa nişanım vardır haber salınmıştır ağzından çıkanı kulağın işite." Alân sakin kalmaya çalışarak ayağa kalktı. "Ben sana diyeceğimi dedim Azad ağa Barjin'leri karşına alacak sevdan varsa buyur hiç geri durma." Alân ağa'nın sözünün üstüne karşı gelirse olacakları biliyordu Azad ağa sevdalıydı Alena'ya lakin Barjin'leri karşısına alabilir miydi? Alân ağa son sözü üstüne Azad ağanın konağından ayrılıp Barjin konağına geçti. "Konuştum bav." Yaşlı adam ağır ağır manzaraya baktı. "Nico'nun ortak olduğu bütün şirketlere duyurun o herifle ortak olana Barjin'lerin yardım etmeyecek ortak olmayacak." Alân kafasını salladı lakin ses etmedi. Ağa ağır adımlarla odasına çıktı. Kocasının bu düşünceli hallerine canı sıkılan kadın derdini almak istercesine yanına yaklaştı. "Ağam Azad ağa sözünden çıkmaz korkar neye tasa edersin daha." Karısının sözleriyle düşünceli gözleri karısının yeşil irislerini buldu. "Nico para için her şeyi yapar Zöhre Xanım nereye kadar karşı geleceğim. O kız bana Hasan'ın emanetiydi kendi kızından ayırma dediydi ben kızın nişan günü gelince haber aldım. Belki çekmediği acı kalmadı ben yanında olamadım Hasan'ın benim için canını vereceği zamanlar oldu ben onun canı için kılımı kıpırdatamadım." İçi yanıyordu yaşlı adamın "ağam bizden biriyle evlendirsek. En azından huyunu suyunu bildiğimiz biriyle evlenir, gözünün önünde olur." Kadının dedikleri mantıklıydı Mardin'di burası güzelliği kadar zehirli bir şehirdi, burda bir kadını herkesten koruyarak onun adına leke gelmesine sebep olunabilirdi. Karısının alnından öptü.
