Otuzuncu Bölüm

18.1K 1K 67
                                    

Selam

İşte bölüm geldi. Bu bölüm fulyasu ya ithaf edilmiştir.

Keyifle okuyun...

Kızarmış bir yüzle dönen Leyla'yı gören Nilüfer, Leyla yerine geçmeden önce durdurup

-Ne oldu? diye sordu

-Yok bir şey. Neden sordun?

-Yüzün kıpkırmızı olmuş.

-Yapma ya, çok mu belli? derken elleriyle yanaklarını ovuşturdu Leyla.

-Evet , kötü bir şey mi oldu?

-Hayır.

-İyi bir şey mi oldu?

-Sence? deyip Nilüfer'e imalı bir gülümseme ile baktı Leyla.

-İyiii iyiii, deyip göz kırptı Nilüfer. Sonra sesini biraz daha alçaltıp, "Eve dönünce hemen anlatacaksın," dedi.

-Sana anlatmayacağım da kime anlatacağım?

-Ama şimdi meraktan çatlarım ben. Nasıl dayanacağım? derken

-N'oldu; çok mu acıktın Nilüfer? Sana çorba söyleyelim yemeye başla demiştim ben, değil mi?

-Bunu da nereden çıkardın, Türker?

-Ee, "Nasıl dayanacağım?" diyordun, ben de acıktığını düşündüm.

-Haaa, evet evet acıktım, hadi yemeklerimizi sipariş verelim. Önder, ne yiyelim? Sen daha iyi bilirsin, diye Önder'e döndü. Hayranlıkla Leyla'nın al al olmuş yanaklarını izleyen Önder, Leyla'nın dudaklarını yalamasıyla gözlerini dudaklarına indirmişti ki Nilüfer'in son cümlesini duyunca

-Dilber dudağı dedi. Birden altı çift göz Önder'e döndü. Türker masa altından kendisini dürtmese daha saçmalamaya devam ederdi de, öyle bir çimdiklemişti ki Türker "Sabaha kesin moraracak" diye düşündü.

-Anlamadık Önder; ne yiyelim, ne tavsiye edersin? Bu kebapçının müdavimi sensin, derken Türker "kebapçı" kısmını özellikle vurguluyordu.

-Haa, valla her şey harikadır burada. Yiyip de "Bu da kötüymüş; olmamış bu" dediğim hiçbir yemeği yoktur.

-"Dilber dudağı" diyordun, dedi imâlı bakışlarla Vural.

-Ahh, evet bir dilber dudağı yapmıyorlar, onu da yapsalar ne iyi olurdu. Bugün canım bi' çekti ki, ondan şey ettim ben.

-İyi, sen şey et bakalım, dedi Vural da.

Onu alalım, bunu alalım derken herkes sonunda bir şeyler seçebilmişti.Garson tam masadan ayrılacakken,

-Buraya hemen bir çorba getirebilir misiniz lütfen? dedi Türker. Garson olumlu baş işaretiyle masadan ayrıldı.

-Abi, bu kadar mı acıktın ya? dedi Vural.

-Benim için değil, Nilüfer için. Arabada acıktığını söylüyordu. Önder sayesinde de çok oyalandık zaten, hemen yese iyi olacak yoksa hasta olur.

Herkesten bir "Ooooo" sesi yükseldi.

-Merak etme o yemezse değil, çok yerse hasta olur.

-Cihan! dedi Nilüfer kızarak.

-Anlamadım, dedi Türker.

-Nilüfer anlatır, deyip güldü Cihan. O sırada Cihan'ın telefonu çaldı. İzin isteyip masadan kalktı. Geri döndüğünde Nilüfer kendine bakıyordu. "Annem" dedi.

İyi Ki Geldin!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin