10

254 31 55
                                    

Seb aldıklarını yerleştiriyordu dolaba. Bir ara ağrıyan beline giren sızı ile inleyip belini okşamıştı ve işine devam etmişti. Ryan girdi içeriye.

"Gel seni bir arkadaşım ile tanıştıracağım."

"Şunları yerleştireyim, hemen geliyorum."

Ryan salona geçmişti, arkadaşının yanına. Seb'de kalan sebze ve meyveleri yerleştirmişti. Ondan sonra salona gittiğinde gözleri şokla açılmıştı. Bu ona tecavüz eden adam Hakim Ziyech'ti. Ziyech, Seb'i görmesi ile sırıttı.

"Otursana kız!"

Dedi Ziyech. Seb başını olumsuzca salladı. Gözleri dolmuştu. Ryan kafasını arkaya çevirip Seb'e baktığında gözlerinin dolduğunu farketmişti.

"Gel bakayım sen benim yanıma."

Seb hemen Ryan abisinin yanına oturup kolunun altına girerek kafasını boynuna gömdü ve orada ağlamaya başladı. Ryan ise anlamsızca Seb'e bakıyordu ve sırtını okşuyordu.

"Sen takma bunu Ziyech, sanırım yine hey heyleri üstünde."

Ziyech başını olumluca sallamıştı.

"Seb, ağlama."

Seb istemeyerek ağlamasına devam ediyordu.

"AĞLAMA DEDİM ULAN SANA!"

Seb oflayarak kapıya doğru ilerledi. Montunu ve terliğini giyip dışarı çıkmıştı. Ağlayarak sokakta boş boş dolaşıyordu. Bir teyze onu durdurmuştu.

"Güzel oğlum, neden ağlıyorsun?"

"Teyze ben artık dayanamıyorum, şu yaşımda herşey üstüste geliyor, boğuluyormuş gibi hissediyorum."

"Kaç yaşındasın ki yavrum?"

"20, 20 yaşındayım teyzecim..."

"Ah yavrum benim... Senin daha gençliğinin baharında iken yüzünü solduran neden ne acaba?"

Seb elini cebinden çıkartıp yüzüklü elini gösterdi karşısında ki teyzeye. Teyze şaşırmıştı.

"Bu yaşında mı evlisin? Ah bahtsız yavrum benim... Ne zorluklar çekiyorsundur şimdi sen..."

"Teyze sizin zamanınızda görücü usulü evlenilmiyor muydu? Sende zorluklar çekmişsindir."

"Evet öyle oluyordu yavrum. Ama Allah'ıma bin şükür rahmetli babam ve annem öyle kafadan insanlar değildi ve beni sevdiğim adam ile evlendirdiler. Aslında binevi genç yaşımda hamile kaldığım için babası ile evlendirmişlerdi. Fakat o bebeğimi trafik kazasında kaybettim ben."

Seb şaşırmış gibi yumruk yaptığı elini ağzına götürmüştü. Teyze, Seb'in omuzunu patpatladı.

"Neyse genç adam, kendine dikkat et."

"Sende, teyzecim..."

Teyze giderken Seb'de yürüyordu işte. Telefonunun çalması ile çıkartıp arayan kişiye baktı. Ryan abisi arıyordu.

"Alo, Ryan abi?"

"NEREDESİN SEN YİNE! ÇABUK KONUM AT, ZİYECH SENİ ALMAYA GELECEK!"

"Ryan abi istemiyorum, yalnız kalmak istiyorum..."

"Lafımın üstüne laf söyleme Sebastian Szymanski."

"Benimde soyadım Kent oldu artık. Sebastian Kent, diye seslenmelisin."

"Orospu çocuğu kes sesini!"

"BABAMA LAF ETME LAN! SENSİN OROSPU ÇOCUĞU!"

Diyip telefonu kapattı Seb. Karşı tarafta şaşkın ve bir o kadar da sinirli bir Ryan bırakmıştı. Seb, tekrar tekrar gelen aramalara karşı sinirlenip telefonu yere fırlatmıştı. Tuzla buz olan telefonun içinden sağlam kalan sim kartını çıkartıp cebine attı. Bu lazım olabilirdi.

Sinirle babasının evine, yani eski evine gelmişti. Yanındaki yedek anahtar ile kapıyı açıp içeri girdi ve kapattı kapıyı. Anahtarı cebine attı.

Annesi yine evde yoktu. Babasına sürpriz yapmak için odasına ilerliyordu. Hiç tıklamadan odanın kapısını açtığında hemen geri arkasını döndü.

"Aman Allah'ım..."

Dusan ve Edin hemen üstlerini giyerken Seb kapattığı gözlerini açarak hızla oradan ayrılmıştı. Oturduğu koltukta gördüklerini idrak etmeye çalışırken Dusan ve Edin gelmişti. Yani kendi babası ve Ryan abisinin babası. Dusan gelip oğluna sarılmıştı fakat Seb onu ittirmişti.

"Ryan abinin bana orospu çocuğu, sanada orospu demekte çok haklıymış baba... Sizi anneme şikayet edeceğim... Allah sizinde belanızı versin!"

Seb babasının yüzüne tükürmüştü. O adam da izliyordu. Seb çıkıp gidecekken Dusan onun kolundan sertçe tutmuştu.

"Seb lütfen yapma! Annen yıkılır."

"Sikerim seni, yıkılırmış mış mış! Birisi acaba babası ile kayınpederini sevişirken görse ne yapar? Hmm, bir düşüneyim. Tabii ki de annesine söyler! Baba aptal mısın sen ya? Eğer annem yıkılırsada burada evelallah oğlu var. Alırım onu evimde gerekirse senden daha iyi, prensesler gibi yaşatırım. Ağlamak isterse de burada oğlunun göğsü var!"

"Edin birşey desene!"

"Deme! Pislikler sizi! İğrençisiniz, iğrençsiniz, iğrençsiniz. İkinizden de nefret ediyorum. Şiirlere konu olan aşkmış... Sikerim ulan öyle şiiri."

Seb evden çıkıp hızlıca şuan yaşadığı eve doğru ilerliyordu. Geldiğinde defalarca zile bastı. Kapıyı Ziyech açmıştı.

"Selam güze-"

Seb, Ziyech'e cevap bile vermeden hızlıca odasına çıkmıştı. Ziyech'te kapıyı kapatıp arkadaşının yanına geçti tekrardan. Seb krem rengi saten, bu sefer şortlu olan pijama takımını giydi ve aşağıya indi, salona. Koltuğun bir diğer ucuna oturduğunda Ryan'da sinirle Seb'in kolundan tutarak kaldırmıştı.

"Sen ne hakla bana orospu çocuğu dersin ha?"

"Derim çünkü baban orospunun önde gideni, ha benimde babam öyle maalesef."

"Bu ne demek oluyor şimdi?"

"Babanla babamı sevişirlerken bastım Ryan abi."

Ryan'ın gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Seb'in kolunu bıraktı ve şaşkın gözleri ile Seb'e bakmaya devam etti. Seb'te oturup Ryan'a baktı.

"Ne bakıyorsun aval aval, mal mısın?"

Seb'in bunu demesi ile Ryan'ın tekrardan kaşları çatılmıştı. Seb gülümseyip ayaklarını uzatarak sehpaya dayamıştı. Ryan'da geri Ziyech'in yanına oturmuştu. O günü ise öyle böyle geçirmişlerdi.

...

zoraki evlilik- ryan, sebUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum