Bölüm 11

3.7K 221 165
                                        



üç bölüm sonra ilk kitabımıza final yapıyoruz 🥹

vote ve yorumları eksik etmeyelim ^^

keyifli okumalar <3


*

Anıl Emre Daldal- B

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Anıl Emre Daldal- B.

🂡

İnsanın kendinden bile vazgeçtiği anlar olurdu. O anlar, belki de insanın hayatına dair umudunun tamamen kesildiği anlardı. Öyle bir durumun içine girerdin ki; sana uzanan hiçbir dal yükünü kaldıracak kadar güçlü olamazdı. Tutunman gereken dalın seni kaldırabilmesi için kendi yükünü kendin hafifletmen gerekirdi. Tabii bu durumda aslında bakarsanız iş tamamen sizde bitiyordu.

Zorlandığımda kimseye dönüp de sana ihtiyacım var, diyemedim. Hem hayatımda bunu diyebileceğim bir insan olmadı, hem de hayatımda bulunan insanlar bana güven vermek yerine suçlu hissettirdi. Bunun illa bir sözle, bir kelimeyle anlatılmasına gerek yoktu. İlla kavgalar eşliğinde duyabilmek gerekmezdi, bir bakış bile yeterdi aslında. Ruhunun derinliklerine kadar işleyen o bakış, her şeyin suçlusunun kendin olduğuna inanmanı sağlardı.

Çünkü sen, kalbinin kapısını daima açık bırakır; kendini adadığın insanların sana karşı söyleyecek tek bir lafını bir nefes gibi içine çekerdin. İçine çektiğin bu nefes, sana güven vermek yerine seni daha da dibe batıracak bir şey olsa dahi artık kaçışın yoktu. Çünkü sen çoktan o nefesi çekmiş, ciğerlerine karışmasına izin vermiştin.

Ellerimde tuttuğum kağıdı buruşturarak bir kenara fırlattım. Bu tamamen büyük bir saçmalıktı, bundan daha absürt olan çok az olay görmüştüm. Gerçeklerden yüzleşmekten kaçtığım her bir an, yeni doğan güneş gibi gözlerimin önünde parıldıyordu. Bu güneş beni ısıtmıyor, aksine daha çok yakıyordu. Öyle yakıyordu ki; geçmişimin tüm izleri geleceğimi neredeyse küle çevirecekti.

Derin bir nefes alarak kanlanmış avuç içlerimi açtım, kendimi rahatlatmak adına sürekli olarak yaptığım bir şey haline gelmişti. Orta uzunlukta olan tırnaklarımın tenime batmasıyla birlikte sanki beni boğan his açığa çıkıyordu. Böyle yapmamam gerektiğini birkaç ay öncesinde, yanımda oturan abimin mezarında öğrenmiştim. Bir adam söylemişti bunu bana, benim kadar güçlü değilsen, kendine zarar verme, demişti.

Artık senin kadar güçlüyüm ve evet, kendime zarar vererek öfkemi, acılarımı dindirmenin yeni bir yolunu buldum.

Derin bir nefes aldığımda oturduğum yerden kalkarak ellerimi saçlarıma geçirdim, hayır, bunların hepsi birer saçmalıktı. Ortamda bir ölüm sessizliği oluştu, yanıp sönen antre ışığı tamamen söndüğünde abim peşimden ayaklandı.

SAKLI NOTAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin