3

42 23 7
                                    

Güzellik, çoğu zaman kusurları gizleyen bir örtüdür.  -Balzac

~

Dün İpek ile buluştuktan sonra ofise uğramış, Mustafa bey ile tekrardan görüşmüştük. Pazartesi günü işe başlayabileceğimi ve kendisinin yardımcılığını yapabileceğimi söyledi. Bugün Pazar günüydü ve dışarı çıkıp biraz kafamı dağıtmak istiyordum.

Ben salondaki koltukta oturmuş, yerdeki halıyı incelerken odamdaki telefonum çalmaya başladı. Duymazlıktan gelip televizyona döndüm. İçeriden hızlı adımlarla abim geldi ve elindeki telefonumu bana uzattı, "Kızım kaçıncı çalışı, ayağına getirmemi mi bekliyorsun?"

Gözümü devirip telefonun ekranına baktım. İpek arıyordu. Abime dil çıkarıp, elime telefonu aldım ve aramayı açtım. "Efendim?"

İpek, "Yanına geliyorum, evden ayrılma." Deyip telefonu suratıma kapattı. Derin bir iç çektim. İçimde bir sıkıntı vardı. Sebebini bilmesem de orada olduğunun farkındaydım.

Abim dibimde dikilmiş hâlâ beni izliyordu, "Neyin var senin?"

Kafamı eğip parmaklarımla oynamaya başladım. "Bir şeyim yok."

Yanıma geçip oturdu ve kafasını yüzümün hizasına getirdi. "İnci, bana her şeyini anlatabileceğini biliyorsun değil mi?"

Cevap vermeden parmaklarımla oynamaya devam ettim. Abim sıkıntıyla ofladı. "Ne oldu kızım ya? Anlat hadi, merak ettim."

Omzumu silktim, "Gerçekten bilmiyorum, sadece canım sıkkın biraz."

Kafamı kaldırıp eliyle gözyaşlarımı sildi. "Dışarı çıkalım mı? Kafan dağılsın."

O sırada gözlerimden kalpciklerin çıktığına yemin edebilirdim. Heyecanla gülümsedim. "Gerçekten mi?"

"Gerçekten."

Çalan kapı ziliyle abim ayağa kalktı ve kapıya doğru ilerledi. Bir iki dakikanın ardından yanında İpek ile dönünce bende ayağa kalktım. Kızaran yüzümü ve dolan gözlerimi görünce İpek'in kaşları merakla havalandı. "İnci iyi misin?"

Çantasını kenara bırakıp yanıma koştu, beni kollarıyla sımsıkı sardı. Kapıda dikilen abime bir bakış attı ve imayla konuştu.
"Ne yaptınız arkadaşıma?"

"İpek ya." Elimin tersiyle yanaklarımı silerken konuşmaya devam ettim."Ne oldu, sen neden geldin?"

"Aşkolsun İnci, gelmesemiydim?" Durakladı ve suratına hain bir sırıtış yerleştirdi, "Neyse neyse, tribimi sonra atarım. Hadi gel benimle."

Elini koluma atıp odaya doğru sürüklemeye başladı. Kenara koyduğu çantası aklına gelince hızlıca kolumdan çıkıp çantasını aldı ve tekrardan koluma girip sürüklemeye devam etti. "Ben seni eğlendirmesini bilirim."

Ofladım. "Ne oluyor yine ya? Bırak beni uyuyacağım ben."

Odaya girdiğimizde beni yatağın üzerine itip kendisi dolabımın kapağını açtı ve içerisindeki elbiseleri teker teker incelemeye başladı, "Iııııı... bu olmaz... bu çok sade..." İçlerinden bir tanesini eline alıp yanıma geldi ve üzerime doğru tuttu. "İşte bu! Kalk İnci, giy şunu." deyip elime tutuşturdu.

"Ben sana bir de takı seçeyim." Deyip, takı kutumun olduğu masaya doğru ilerledi.

Derin bir nefes verdim. "Anlatacak mısın ne yaptığımızı?"

ÇOK GEÇ OLMADANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin