Çiçek çok anlayamamıştı ama yine de başını yukarı aşağı salladı. Onu kendime çektim ve sımsıkı sarıldım.
"Eğer bugün fazla para kazanırsak sana bir tane alabiliriz istediğin etekten."
Çiçek kollarını belimden çekti ve yüzüme heyecanla baktı.
"Gerçekten mi?"
"Evet, gerçekten."
Çiçek kahkaha attı ve bana daha sıkı sarıldı. Bende kahkaha attım ve sımsıkı sarıldım küçük kardeşime.
"Hadi bakalım tut elimi. Daha bir sürü peçete ve su satacağız."

Çiçek elimi sımsıkı tuttu ve bir hevesle yürümeye başladı. Ufak bir yürüyüşten sonra durduk, elimize birer adet su ve peçete tuttup insanlara satmaya başladık. İnsanlar bize acır gözlerle bakıyorlardı. Bunu sadece ben fark ediyordum. Küçük kardeşim ise sadece gülümseyip herkese peçete ve su satmaya çalışıyordu.
Teyzenin biri önümüzde durdu.
"Ah yavrum. Kendi bayramınızda neden buradasınız? Gidip bayramınızı kutlasanıza?" Çiçek benden önce konuşmaya başladı:
"Olmaz! Babamız kızar sonra bize."
Teyze sorgularmış gibi baktı.
"Babanız sizi dövüyor mu yoksa?"
Diye sordu.

"Hayır, hayır benim babam bir kaza sonrası yataklara düştü. Annemde tek başına yapamıyor bizde okuldan çıktıktan sonra buraya gelip annemize yardım ediyoruz. Okulumuza da gittik teyze çok güzel dans ettim biliyor musun? Herkes beni alkışladı." Diye yalan uydurdum.

Teyze gülümsedi ve elimizde ki hem peçeteye hemde suya baktı.
"O zaman şöyle yapalım. Siz bu 200 lirayı alın." Dedi ve elime parayı sıkıştırdı. Bende sadece hem bir su hemde bir peçete alayım."  Dedi ve ben daha konuşmadan elimizden suyu ve peçeteyi alıp yanımızdan ayrıldı. Elimde ki 200 liraya baktım ve Çiçeğ'e döndüm.
"Ablacım kıyafet paran çıktı." Dedim ve kahkaha attım.

Çiçek üzerime atladı ve sımsıkı sarılıp çığlıklar atmaya başladı.
"Hadi gidelim abla."
"Dur dur şu kalanlarıda satalım, gideriz." Dedim.
Çiçek başını salladı ve kaldırıma oturup sabırla beni bekledi. Kısa süre içerisinde hepsini satmıştık. Çiçek ile birlikte kıyafet satan ufak bir dükkana gitmiştik. Dükkan sahibi bize baktı.
"Dilenmek için geldiysen küçük veletler hemen çıkın buradan!"
Çiçek hemen bağırdı:
"Biz dilenci değiliz! Ablam bana kıyafet alacak. Bak paramızda var." Dedi.
Adam paramızın olduğunu gördüğü an yüzünü değiştirdi ve konuşmaya başladı:

"Ne istersiniz? Nasıl yardımcı olabilirim size?"
"Kardeşime elbise almak istiyoruz. Herkesin giydiği şu elbiseden." Dedim ve adam anlamış bir şekilde başını salladı ve dükkanın içine ilerlemeye başladı. Bizde onu takip ettik. Adam elime istediğimiz elbiseden bir tane bıraktı ve hemen kız kardeşimde denedim üzerine tam oturmuştu.
"Bu ne kadar?" Diye sordum.

"50 TL."
"İndirim yapamaz mısınız. Bugün 23 Nisan." Dedim.
Adam bana baktı ve sesli bir şekilde nefesini verdi.
"Tamam. 40 TL verin." Gülümsedim ve teşekkür ettim.
"Abla? Sen neden almıyorsun?"
"Ben istemiyorum ablacığım böyle şeyleri sevmem."
Aslında çok istiyordum ama belli etmemem lazımdı.

Parasını ödedik ve Çiçek hemen üstüne giydi, sevinçle dışarı çıktı. Arkasından koştum, elini tuttup evin yolunu gözledik. O sıra arkamızdan yüksek sesle ismimi haykıran bir adamın sesini duydum. Durduğum yerde dondum. Sesin kime ait olduğunu biliyordum. Babam, bu kişi babamdı. Arkamı yavaşça döndüm ama yüzüme aldığım sert darbe ile yere düştüm. Çiçek hemen bana bağırdı ve eğilip bir şeyimin olup olmadığını kontrol etti. O sıra babam Çiçeğin kulağını çekip yüzüne tokat attı. Çiçek yere düştü, ağlamaya başladı. Hemen kardeşimin önüne geçtim.

"Lan siz beni delirtecekmisiniz bu haliniz ne sizin! Bu elbise neyin nesi! Ben size kazandığınız her kuruş bana gelecek demiyormuyum. diye bağırdı. Sokaktaki herkes bize bakıyordu. Babam ikimizide tuttu ve evin içine götürdü.

İntikam AteşiWhere stories live. Discover now