"Piyanonun her bir notasında bir başka hayat saklıdır,"
Genç kadın kanlı elleriyle piyanonun tuşlarına basarak çığlıklarını melodilere sakladı.
"Ve her bir melodi farklı bir haykırıştır."
desteklerinizi esirgemeyip yıldıza basmayı unutmayın olur mu^^
keyifli okumalar.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Billie Eilish- Lovely
♞
Kalbimin hızlanmasına sebep olan bu adamın varlığı geçmişime dayansa da bunu yeni öğrenmek canımı sıkıyordu. Kendimi kaptırmak istemiyordum, tekrar güvenmekten ve güvenimin boşa çıkmasından deli gibi korkuyordum. Daima yalnızlıktan korkan bir kadındım ama Baran'ı gördüğüm andan itibaren yalnızlığı isteyen bir kadına dönüşmek üzereydim.
Üzerimde bıraktığı etkiyi hiçbir kelimeyle anlatamazdım, hiçbir cümle gerçekten neler hissettiğimi açıklayamazdı. Bana verdiği güven kalbime işlese de aklıma işlemiyordu, işte bu yüzden de ona güvenemiyordum. Her şey kalbime göre olsaydı büyük ihtimalle ben çok güçsüz bir kadın olurdum. Daha çok kalbim yerine mantığımla hareket ettiğim için üzülsem de mutlu olmasını bilirdim.
Sinan'a karşı nefret beslerken; kardeşine karşı hangi duyguları beslediğimi bilmiyordum. Hayır, bu aşk değildi. Bu sevgi değildi. Bu hissi kendi içimde henüz tanımlayamıyordum.
"Bu nasıl?" dedi Melisa, üzerine geçirdiği mini beyaz çiçekli elbiseyi gösterirken. Düşünceli bir şekilde ona bakmayı sürdürdüğüm sırada çok şirin gözüktüğünü fark etmiştim. Sarı saçlarını dalgalı yapmış, iki omuzundan da salmıştı. Makyajı da elbisesi gibi softtu ve aşırı güzel görünüyordu.
"Çok şirin!" dedi Sedef, hayranlıkla Melisa'ya bakarken. Birkaç saat önce yaşanan o garip karşılaşmadan sonra otele geri dönüp hazırlanmaya başlamıştık. O kadının keskin bakışlarını hala üzerimde hissediyor gibiydim. Kendisine ayrı bir tutulmuştum fakat içimi kapsayan garip bir duygu vardı.
Sedef, Melisa'nın aksine çekici giyinmişti. Üzerine geçirdiği lacivert dar elbiseye baktım, yan yana geldikleri bir o kadar zıt bir görüntü oluşturuyorlardı. Kıvırcık saçlarını açık bırakmış, gözlerine koyu bir makyaj yapmıştı.
"Bak, sana da bunu getirdim," diyerek elinde tuttuğu siyah elbiseyi bana uzattı. Yatağın üzerinde öylece oturmuş ayaklarımı sallandırıyordum. "Motora bineceğin için altına mecburen bu eşofmanı giyeceksin tabii." Öbür elinde tuttuğu eşofmanı da aynı şekilde uzattı.
"Biraz fazla açık değil mi?" diye sordum elindeki siyah elbiseyi alırken. Mini bir elbiseydi, sırtında ip şeklinde bir dekolte vardı... Oldukça seksi bir elbiseydi.
"Açıksa açık, sana çok yakışacak," dedi Melisa. "Mızmızlanmayı bırak da giy."
Huysuzlanmaktan nefret ederdim ama içimden bir ses gitmemem gerektiğini söylüyordu. O partiye gitmek istesem de aynı zamanda gitmek istemiyordum. Nedenini bilmiyordum. Minik komidinin üzerinde duran makyaj çantasını alarak elimdeki elbiseyle beraber banyoya doğru ilerledim.