chapter 7 ➢ alexithymia

294 43 303
                                    

Bölüm 7 - duygularını ifade edememe

Bölüm 7 - duygularını ifade edememe

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

sunghoon|

Oturuşumu düzeltip yakamda boğazımı yırtarcasına daraltan o düğmeyi açtım. Düğmeyi açsam da pek bir fark yoktu, yine aynı nefessizlik aynı kötü his içimde bir yerlerde ruhumu kemiriyordu.

Bana stajyerlik yapması için verilen kişinin, Leo'nun, babamın görevlendirdiği adamlardan biri olduğunu öğrenmemle doğru sandığım her şey darma duman olmuştu. Jungwon'a hunharca vurup giden o araba babam denilen ve şimdi online bir toplantıyla Tokyo planını bize anlatan o şerefsizin emriyle olması elimdeki tüm kozları da yakmıştı. Bu göremediğim aptallıktan sonra bile hata yapmaya devam ettim.. Jay ve Jake'i yetersiz kanıtla içeri tıkıp Ethan'a söylememem gereken şeyler söyledim, kırdım onu. Yaptığım yanlışın verdiği acıyla istemsizce parmaklarım şakaklarıma gitti. Yavaş yavaş parmaklarımı alnımda ovuştururken babamın verdiği yeni kararın gerçekliği başıma yeni bir ağrı sokmaya başladı.

"Roderic bizimle artık çalışmayacaksa, işini bitirin."

Eğer 48 saat içinde Ethan'ı ikna edemezsem, onu kaybedecektim. İki günlük süre için bu şerefsizi ve adamlarını zar zor ikna edebilmiştim. Tokyo planı Ethan'a müzayede günü açıklanmıştı, plana göre yeterli kaynaklar sağlandığında Japonya'ya gidecektik. Vegas'ta ki son işimiz ise merlin için davetiye alabilmekti.

Merlin, her beş senede bir Japonya'da düzenlenen tüm kara şöhretli kişilerin ve kaçakçıların yaptığı yıllık vurgun ve eğlence günüydü. Hiçbir polis departmanının izine bile rastlayamadığı o buluşmaya Roderic'le gitmeliydik. Biletler sınırlı sayıda üretilirdi ve biletin üstünde isim yazmazdı. Merlin bileti hediye edilebilir, satılabilirdi. En fazla beş kişinin girişini yapabilecek o biletlerden biri şuan da Vegas'ta bulunuyordu. Henri isimli genç bir milyarderin şans eseri sahip olduğu o bilet nerdeyse elimizin altındaydı. Fransız alkoliğin babasından kalan yüklü mirasla ülkeleri dolaşıp kumar oynaması ona en büyük kazançlardan birine sahip olma şansını vermişti. O bilet için o adamı kumarda yenmek yeterliydi. Adamın tek kırmızı noktası ise hileydi. Hilesiz temiz bir oyunla almalıydık o bileti. Bileti alıp Merlin'e gittiğimizde uyuşturucu satmakla kalmayıp kumar oynamaya gelen enayilerden mal kaçıracaktık.

Las Vegas, casinoları ve içkileriyle, yarışlarıyla tanılan bir yerdi. Ve bizi o adamın kumar oynadığı casinoya sokup başarı getiricek tek kişi artık düşman safındaydı. Ethan, eminim ki bu işin peşini bırakmamak için o bileti bizden önce kazanmaya çalışacaktı.

Catharsis Casinosunda bu akşam o bileti çalacaktım. Kumarda şansım dönmüyorsa şansımı kendim yaratmalıyım sonuçta değil mi?

Fakat bilete odaklanıp şuan için en önemli şeyi unutmamalıydım. Ne yapıp ne edip Ethan'ı tekrar kendi safımıza getirmeliydim yoksa oynanan iddiaya göre Leo bu sefer Ethan'a saldırı düzenleyecekti. Onu pişkin pişkin nezaretten çıkarırken Ethan'ın bana olan bakışlarını hala derimde hissedebiliyorum; iğrenmişti benden, nefret etmişti. Fakat başka çarem yoktu, onu çıkarmamı babam emretmişti.

roderic | heehoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin