''Siz hiç vurulduktan sonra operasyona gitmekten vazgeçtiniz mi Cengiz Yüzbaşım?''
Duyduğu soruyla bakışlarını Sedef'in gözlerine dikmişti Cengiz. İçinde yükselen ateş boğazını yakmaya başlarken sinirle soludu. Sedef, söylediği cümlenin ağırlığını fark edip, tedirgin olsa da duruşunu hiç bozmadı.
Gözlerini Cengiz'in gözlerinden çekmeden başını hafifçe yukarı kaldırdı. Cengiz'in gözlerine kitlenen yeşil gözler o kadar kararlı ve kendinden emindi ki ,karşısındaki kadına hayranlık duymaya başladığını fark etti. Bu hissi sevmemişti Cengiz. Hatta Sedef'in üzerinde bıraktığı bu etkiyi de.
''Aynı şey değil Sedef. Sen bu davaya devam ederek canını tehlikeye atıyorsun. Farkında değil misin?''
''Ne demek aynı şey değil? Nasıl ki askerlik senin mesleğinse bu da benim mesleğim.''
Sedef ve Cengiz anın siniriyle birbirlerine biraz daha yaklaşırken Cengiz tam dibinde gördüğü ateş saçan yeşil gözler, dolgun kırmızı dudaklar ve burnuna gelen çiçek kokusuyla afalladı. Zaten azalmaya başlayan siniri çekip gitmiş, içinde anlamlandıramadığı bir kıpırtı gelip sol yanına yerleşmişti. Nefes dahi almadan birbirlerine bakarken duydukları sesle irkilip, kapıya doğru döndü.''Ne oluyor burada? Sedef hayırdır?''
Sedef ve Cengiz duydukları sesle birbirlerinden uzaklaşırken, Cengiz yüzündeki sinirli ifadeyle odaya giren Ali ve Selim'e döndü.
''Senin bu kardeşin varya canına susamış.'' dedikten sonra Sedef'e ters bir bakış atıp Selim'in yanına ilerledi. Ali ne olduğunu anlamaya çalışırken masasına doğru yaklaştı.
Sedef, Cengiz'in dediklerini duyduktan sonra içinde hissettiği hayal kırıklığını bastırmak ve unutmak için başını iki yana salladı. Ali ne olduğunu anlamamış şekilde bir Sedef'e bir Cengiz'e bakarken bakışlarını Sedef'e doğru döndürdü.
''Cengiz Yüzbaşının çocuk gibi beni sana şikayet etmesini gerektirecek bir durum yok abi. Davaya devam edeceğim. Bizi ilgilendiren kısmını evde konuşuruz'' dedikten sonra Cengiz'i görmezden gelerek Selim'e baş selamı vererek odadan çıktı Sedef.
***
Cengiz hangarda oturmuş, dalgın dalgın silahını temizlerken masaya bırakılan çay bardağı ile kafasını kaldırdı.
''Al bakalım dağ komandosu biraz kendine gel.''''Ben zaten kendimdeyim devrem. Sen kendine bak.''
Selim sırıtarak Cengiz'in karşısına oturdu.
''Valla Cengo buradan bakınca dişisinden pençe yemiş alfa kurt gibi duruyorsun.''
Duyduğu cümleden sonra gelen kahkahayla kaşlarını olabildiğince çattı Cengiz.
''Bence aşırı yüzmekten senin beynin sulanmış Selim. '' dedikten sonra sinirle soluyarak ,gözlerini elindeki silahına çevirdi. Temizlediği her bir parçayı hırsla birleştirirken mırıldandı.''Ayrıca Sedef kendi canına kast ediyor farkında değil.''
''Bu durum seni neden bu kadar ilgilendiriyor ki Cengo?''
''Etrafı çakallarla dolu.''
Cengiz'in dalgınca söylediklerinden sonra hafifçe güldü Selim. Çünkü ilk defa bu halde görüyordu Cengiz'i. Selim yüzüne yayılan sırıtmayla Cengiz'e bakarken Cengiz üzerinde hissettiği bakışlarla başını kaldırdı.
''Ne var?''
''Bir şey yok Cengo. Haklıymışsın çay keyfimi yerine getirdi.'' diyerek çayından büyük bir yudum aldı. Cengiz ,Selim'in bu davranışını anlamsızca bakarken Selim, Cengiz'in önünde duran çay bardağını işaret etti başıyla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SedCen I Alsancak
FanfictionAlsancak dizi karakterlerinin hayran kurgusudur. Hikaye sadece Pençe Tim'indeki karakterler üzerine ele alınmıştır. Dizideki bazı karakterler hikayemizde bulunmamaktadır.