Merhabalar efenim yorum ve beğeniyi unutmayalım ve bir önceki bölümü beğenmeyenler vote atmayı unutmasınlar öptüm
"Jungkook?"
Etraftan sesler kesik kesik gelirken adeta beni buhrana sokmuş gibi olduğum yere çivilenmiştim. Tepki veremiyor kulağıma gelen uğultular arasından zar zor Taehyung'un ismimi söylemesiyle daldığım yerden gözlerimi çekip gözlerimi onun yüzüne çıkarabilmiştim. Bu kadarı fazlaydı, babamı mı öldürecektim?
Gözümdeki şaşkınlığı ve siniri Taehyung'dan saklamaya karar verdim. Deli gibi sinirlenmiştim bu kadar insan içinden ona verdiğim sırrı aşikar etmişti ve yüzünde zerre tedirginlik yoktu. Bu adam bunları ne zamandır planlıyordu?
"Hm?"
"Otur istersen, planımızı anlatacağım."
Plan diye bahsettiği şey benim katil olmamdı, hayatımda ilk defa bu kadar sıkışmıştım. Ellerim uzun zaman sonra yine mi kana bulunacaktı. Bir kez elimi sürdüğüm zehri tekrar mı hissedecektim?Bileğimden tutup beni yavaşça masaya çekti ve rastgele bir sandalyeye oturtup kendisi de yanıma oturdu. Tek haraketiyle görevliler hızla masayı toplamışlardı.
Masada herkes bize doğru dönmüş pür dikkat ciddiyetle bakıyordu. Herkes ne kadar da sakindi. Acıyı da hüznü de hissetmiyorlardı.O kadar sakin yüz içinde gözlerime acıyla bakan Jimin'i gördüm. Benim kadar şaşkındı, haberi yok muydu? Üvey babamı benim öldüreceğimden haberi yok muydu da bana tek kelime etmedi.
Gözlerimi Jimin'in gözlerine o kadar derince kenetledim ki bir an bu cehennemden beni kurtar diye avazım çıktığı kadar bağırmak ve yardım etmesini isteyecektim.
***
Aradan biraz zaman geçtikten sonra yemek masasının görevliler toplar toplamaz Taehyung tekrar söze girdi.
"Planı getir Namjoon."
Namjoon ayağa kalkıp elinde uzunca tuttuğu harita ve birkaç kağıdı getirdi. Haritayı uzunca masaya serip belgeleri de Taehyung'a verdi.
Herkes haritayı görmek için iyice masaya yaklaştığı sırada gözlerimden yavaşça yaşlar akmaya başlamıştı. Başımı eğdiğim sırada Taehyung'un elini elimde hissettim. Sandalyesini iyice benim olduğum tarafa yaklaştırıp aramızdaki mesafeyi kapattı. Parmaklarını titreyen parmaklarımdan geçirip masanın altından baş parmağıyla elimi okşamaya başladı. Deli gibi titriyordum, her ihtimali düşünmüştüm masaya gelirken fakat bu benim için fazlaydı. Ne olursa olsun bana sahip çıkmış ve bir şekilde büyütmüş birisini nasıl olur da öldürecektim. Kalbimden bedenime akan sıcak kanı hissediyor gibi sığamıyordum oturduğum yere.
Sessizce ağlamaya devam ederken kimse başını kaldırıp da bana bakmıyordu. Herkes Taehyung'un anlattığı şeyleri dikkatle dinliyordu. Adının Sakura olduğunu öğrendiğim pembe saçlı kadın Taehyung'un söylediği şeyi onaylar şekilde konuştu.
"Anladım, pekâlâ orada olup ekibimle beraber askerlerin sağlık durumunu kontrol etmek için elimden geleni yapacağım."
Muhtemelen kendi can güvenliklerini dikkate almak için hekim olan bu kızdan yardım alacaklardı.
Taehyung onaylar şekilde mırıldandı. "Evet, teknik bir aksaklık olmasın. Jimin de sana yardım etsin. İki baş hekim işimizi görür. Yardımına ihtiyacımız olacak Jimin."
Taehyung, Jimin'e doğru baktığı sırada başımı kaldırıp ben de baktım. Şaşkınlıktan ağzı açılmıştı. Jimin üvey babamı sevmezdi fakat asla yüzüne karşı bir saygısızlık yapmamıştı, aksine onunla buluşabilmem içim suyuna gidip her seferinde sağlık durumunu kontrol ederdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMPARATOR
Teen FictionHalk tarafından sevilen ve bir o kadar da korkulan İmparator Kim Taehyung'un kendisine göre yasaları ve cezaları vardı. Bu cezaları vermekten çekinmeyen Kral hayatında ilk defa bir çocuk tarafından bozguna uğrayacaktı. Bildiği her şeyi unutturan çoc...