"- Leandro! Şunu düzgün anlat!" Yüzü sinirden kıpkırmızı olan Meredith, uzandığı yatağın yanında oturup elini tutan adama tatmin edici bir açıklama yapmazsa onu öldürecekmiş gibi bakıyor. İblis beyin bu bakışlardan korktuğunu sanmıyorum ama bıkkın bir soluk verip anlatmaya başlıyor.
Meredith ayıldığında Marlon'u biraz kendine getirebilmiştim. Birlikte onun yattığı oraya gittiğimizde Turuncu -lord- bizi yalnız bırakmaya karar verip gitmişti. Aslında konuşana kadar onun varlığını unutmuştum.
Herkes bay Leandro'nun ağzından çıkacakları merakla beklerken adam, karısının yanında yatağın boşluğuna oturmuş öylece yüzlerimizi izlediği için Meredith çıldırmış ve karnına bir dirsek atmıştı.
"- Pekâlâ, pekâlâ." Öyle bıkkın bir hali vardı ki bir an adamı rahat mı bıraksak diyecektim. Benim polyanalık seviyesi göz yaşartıyor, biliyorum.
"- Marlon ve Fernandez -Fernandez ikinci oğlumuz tatlım- adında iki oğlumuz var. Seninle asırlar önce tanışıp birlikte olmuştuk. Bana aşık olduğuna pek emin olamasam da sen benim kalbimin sahibiydin ve karımdın. Çok mutluyduk."
Derin bir nefes verdi.
"- Yani senin benden nefret etmen dışında mutluyduk.""- Anlamıyorum, ben senden niye nefret edeyim ki?"
"- Aileni öldürdüğüm için belki, bilemiyorum."
"- Ne?!"
"- Kabileni yok ettim. Ardından seni de öldürecekken bunu yapamadım çünkü sana ilk görüşte aşık oldum. Seni kaçırdım. Birkaç ay sana yaklaşmama izin vermedin. Ardından benden intikam almak için hislerime karşılık veriyormuş gibi davrandın ve birkaç kez birlikte olduk. Elbette bana tuzak kurmaya çalıştığını biliyordum. Yine de senin küçük oyununu bozmadım. Sen beni öldürmeyi başaramadın ama ben senin rahmine tohumumu çoktan koymuştum. Benden hamile olduğunu öğrenince benimle evlenmek zorunda kaldın. Ve tabii intikam planın askıya alındı. Bu süre zarfında benden hoşlandığını düşünüyorum. Eskisinden daha naziktin ve bakışların daha gerçekti. Beni sevdiğini düşündüm. Benden başka kimsen yoktu. Senden her şeyini alan ben olduğum halde kalbini kazanabilmiştim." Duraksadı. "- Oğlumuz doğana kadar tüm zamanın bana aitti. Ama o doğduğunda beni hep ikinci plana attın."
Marlon'a ona sinir oluyormuş gibi bakıyordu şu an."- Bu yüzden onu öldürmeyi düşünmüştüm ama babalık içgüdüsü işte, bu çocuğu sevmişim. Öldüremedim." Bunlardan o kadar rahat bahsediyordu ki şaşkınlıkla adamı izliyordum. Marlon'sa hiç alınmış gibi durmuyordu.
"- Ben anlamıyorum. Nasıl babamı doğurabilirim? Daha yirmi yedi yaşındayım ve o kesinlikle benden yüz binlerce yıl önce doğdu." Meredith, kuruyan dudakları ile halsizce konuşuyordu. Yorgun duruyordu.
"- Sanırım ben anladım." Dedi Marlon.
"- Annem de yeniden doğdu öyle değil mi?" Diye sordu babasına.Onayla başını sallayan iblise karşın ben şokla Meredith'e döndüm. O da mı benim gibi ölüp dirilmişti?
"- Fernandez'in doğumunda annen öldü, biliyorsun."
Marlon yutkundu.
"- Yaşadığın yıkımı da biliyorum."Bu cümleyi duymamış gibi yapan iblis anlatmaya devam etti.
"- Ölümünden sonra Evren ve Hayat Ağacı bana onu geri verme sözü verdi. Aslında ben onları buna zorlamış olabilirim, her neyse. Biz sizin kadar şanslı değildik. Karım hemen dirilemedi. Ruhu bana dönmeyi reddetti." Burda gözlerini bürüyen öfke öyle korkunçtu ki tedirgin oldum. Ama aslında öfkesinin ardında kırgın olduğunu Meredith'e gözünün ucuyla baktığında anladım."- Yirmi yedi yıl önce dirildiğini hissettim. Yine de onun yanına gitmedim çünkü kendisinin bana gelmesini istedim. Uzaktan onu takip ediyordum ve Marlon'la yollarının kesiştiğini öğrendim. Aralarında ki bağ öyle güçlüydü ki onlar bunu ruh eşi olduklarından sandı. Oysa aralarında ki anne-oğul bağıydı." Kaşlarını çattı.
"- Senin ruh eşin benim Meredith. Asırlar önce de şimdi de bunu farkedemedin. Ama ben senin kaderinim. Öyle ya da böyle, her şekilde döneceğin beden benimki."Meredith şaşkınca onu izliyordu. Ama söyledikleri saçmalıkmış gibi davranmadı çünkü içten içe sözlerinin doğru olduğunu hissediyor olmalıydı. Bay Leandro ise belli etmese de ona çok kırgın olmalıydı. Öfkesinin ardında kalbi kırık bir adam vardı.
"- Ben hiçbir şey hatırlamıyorum." Diye mırıldandı Meredith.
"- Hafızanı geri kazanman için bir iksir içirebilirim sana. Tabii ilk yaşamını merak ediyorsan. Belki umrunda bile değildir."
"- İçmek istiyorum. " dedi Meredith kaşlarını çatarak. İblisin kızgınlığına anlam veremiyordu.
"- Yalnız anlamadığım bir şey var. Annem ve Meredith'in yüzü hiç benzemiyor. Gracelýnn ise kendi bedeninde dirilmişti. Bu nasıl olabilir?"
"- Bedeni asırlar boyunca çoktan harap olmuştu. Bu yüzden onun için yeni bir beden yarattılar."
"- Hayat Ağacı ve Evrenin asıl yaratıcılar olduklarını öğrenmiştim. Siz nasıl onları zorlayabildiniz?" Diyerek ilk kez konuştuğumda iblis bana döndü ve kibirle sırıttı. "- Onlar yaratıcıysa ben de yok ediciyim. Onlar gibi bende yoktan kendi kendime varoldum. Beni kimse yaratmadı. Bu yüzden değerimiz eşit. Onların aksine ben yaşam değil yıkıma hükmediyorum, bu yüzden güç seviyem onlarınkinden daha şiddetli. Hatta bir bakıma ben onların ağabeyi sayılırım. Benden korktukları için dengeyi bozup Meredith'e dirilişi verdiler." Gözleri Marlon'a kaydı. "- Çocuklar ebeveynlerinin kaderini yaşarmış derlerdi de inanmazdım. Marlon tıpkı benim gibi karısını kaybetti ve onun dirilişini gücünü ve hiddetini kullanarak mümkün kıldı."
Alayla güldü.
"- Birde sizin ölümünüzden beni sorumlu tuttu. Oysa bunun tek sebebi kendisiydi."Marlon, babasının son sözleriyle kederle ve utançla başını eğdi. Gözlerini benden kaçırıyordu.
"- Ben," dedi Meredith. Sesi kısık çıkınca öksürerek kendini toparladı.
"- Fernandez'i görmek istiyorum. Ve lütfen Leandro, bana o iksiri hemen ver. Bilinmezlik içinde yaşayamam."Başını sallayan adam Marlon'a döndü.
"- Kardeşine haber ver. En kısa zamanda yanında olacağız."Marlon'un kolsuz bıraktığı, annesinin ölümüne sebep olan, Artemus'un babası Fernandez ile tanışmamız yakın görünüyordu.
Bu ailenin erkeklerinin kaderinin hemen hemen aynı olduğunu Fernandez'i düşünürken farkettim çünkü o da babası gibi oğlunun doğumunda karısını kaybetmişti.
Derin bir iç çekerken bu adamların eşlerine acıdım, yani kendime de.
Çektiğimiz çile büyüktü. Sevmenin bedelini ödüyorduk çünkü kalplerimizi şeytanlara kaptırmıştık.
●
Yazım yanlışları için sorry. Düzenlemeden atıyorum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhsuz Düşes Canlandı
FantasyBen Gracelýnn Tara Valentin. İlk yaşamımda aristokrat bir leydiydim. İkinci yaşamımda ise 21.yüzyılda İspanya'da yaşayan biriydim. Okumayı severdim. Gençlik yıllarımda okuduğum bir romanda ilk yaşamımda ki kocamın ana karakteri olduğu bir hikâyeyi...