(Başladığınız günü ve saatini yazabilirsinizz) 🤗
(Şarkıyla birlikte okumanızı tavsiye ediyorum)
Ben Neva 20 yaşındayım. Lise mezunuyum en büyük hayalim annemin ve babamın bir gün beni sevmesiydi. Evet, 20 yaşıma kadar olan süreçte en büyük hayallerimden biriydi annemin ve babamın beni sevmesi... Elbet bir gün annem ve babam beni sever diye hep ümit ettim, her gün bekledim ve dua ettim. Annem bana hamileyken hep erkek çocuk olmasını istemişler. Çoğunlukla babaların erkek çocuğu olsun istediğini biliyordum ama annemden beklememiştim... Hep dua ediyorlarmış erkek çocuğumuz olsun diye ama annem bana hamileyken 3. Aya geldiğinde doktor kontrolünde kız olduğumu öğrenmişler. İnanmak istememişler, başka doktora gitmişler ama herkes aynı şeyi söylemiş. "Tebrikler bir kız bebeğiniz olacak." Annem ve babam beni istemeselerde hayata tutunmayı küçücük yaşta öğrenmişim. Annem aldırmayı düşünmüş. Ama hamileliğin 10. Haftasında kürtaj olması gerekirmiş. O kadar eminlermiş ki kesin erkek bebeğimiz olacak diye düşünmüşler hep. Kız olduğumu öğrendiklerinde aldırma gibi bir şansları varmış ama çok riskli ve yasal değilmiş bu yüzden kürtajdan vazgeçmek zorunda kalmışlar. İstenmeyen bir kız çocuğu olduğum halde hayata hep pozitif bakan biriydim. Evet, parkta oyun oynayan anne ve kızları gördükçe üzülürdüm. Mağazalarda babasıyla kıyafet bakan kızları gördükçe içim acıyordu.... Alışmıştım artık, hiç bir şeyi takmıyordum kafama. Güler yüzlü, çok konuşan, derslerde çok başarılı, bütün öğretmenlerden tebrik sözleri alan anne-babası istemeyip hizmetçi yerine konulan ama asla yaşamaktan vazgeçmeyen, küçücük ve cıvıl cıvıl hayatı olan kızlardan biriydim. Ta ki 11 yaşında iğrenç bir pislik tarafından cinsel istismara uğrayıp sabaha kadar şiddet görene kadar. Her ne kadar anne ve babamın bana davranışına alışık olsam da bu çok ağır bir şeydi ve ben bunu kaldıramadım. Ben daha tecavüz ne demek bilmiyorken sapık adam okul çıkışı bana iğrenç tekliflerde bulunup, iğrenç hareketleriyle çıkmaz sokağın içinde bana saldırmıştı. Ne kadar ağlayıp isyan etsemde sesimi kimse duymamıştı. Ben annemi istiyordım. Oysaki annem beni okuldan almaya hiç gelmemişti ki şuan yanımda olsun...Sabah olmuştu, uyandığım zaman bir kaldırımda olduğumu öğrendim dünden aklımda kalan sadece boynunda bir aslan dövmesi olan bir adamdı. Aslanın gözleri kırmızıydı ve yelesinin uçlarında kırmızı beneklere benzeyen noktalar vardı çok korkutucuydu. Zorlukla eve doğru gitmeye başlamıştım her yerim kan içindeydi ben bunların hiç birini hak etmemiştim hemde hiç birini... Eve gittiğimde annem bu saate kadar nerede olduğumu sormuştu, başıma gelen olayları anlattığımda hiç bir konuda yanımda olmadığı için sadece bu konuda yanımda olmasını istemiştim. Ama annem 'ne diye elin adamına sulanıyorsun' diye bide beni dövmüştü. Dövmekle kalmayıp banyoya kilitlemişti. Ne yapacağımı bilmiyordum, sesimi duyan yoktu evet sesimi duyan yoktu ve ben o günden sonra konuşamaz oldum. İsmimin anlamını taşıyamıyordum... Ben bu hayatı daha fazla kaldıramıyodum... Beni benden başka anlayan kimsem yoktu... Ben kendim olamıyordum...
~ ~ ~
(Günümüz)
Annem her zaman ki sabah gibi bu sabahta saat 07.00 de kaldırdı. Kafama kadar çekili yorganın ucundan çekiştiriyordu ve yine her zaman ki söylenmelerini de eksik bırakmıyordu "Bıktım artık senden! Her zaman aynı şeyi yapıyorsun. Hiç bir işe yaradığın yok! Evet hiç bir işe yaradığım yoktu (!) Evde çamaşır makinesi olduğu halde kıyafetleri elimde yıkamaktan ellerim nasır tutmuştu, bulaşık makinesi olduğu hâlde sırf bana kötülük olsun diye tüm komşularını çağırıp bulaşık yığını yapmaktan asla çekinmezdi benim annem. Markete gönderdiklerinde marketin çok uzak olmasına rağmen 10 dakika içinde gelmezsem. Bir yerim kırılana kadar dövmekten de çekinmezdi babam... Düşüncelerim arasında kaybolurken annemin sesi irkilmeme sebep oldu "Ne diye konuşmuyorsun kız! Dilini mi yuttun söylesene!" Ve ardından alışık olduğum o kahkahası... "Aa kız pardon senin dilin zaten yoktu değil mi? Nasıl konuşasın ki?" Ben durmadan aynı lafları duymaktan bıksam da annem olacak kadın aynı lafları söylemeden asla durmazdı... Ve sözüne devam etti. "Kalk artık kalk! Bugün misafirlerimiz olacak daha yatıyorsun." Yatağımın üzerine ne zaman bıraktığını anlayamadığım bir elbiseyi göstererek sözlerine devam etti "Bugün senin için büyük gün" dedi ve anlam vermediğim şekilde sırıttı. "Madem kocaya bu dilsiz halinle gidemezsin bizde seni satarız!" Lan ne demek satarız! Mal mıyım ben eşya mıyım ben, beni satacaksınız!... Demek istedim evet yıllar sonra ilk kez bu kadar konuşmak istedim sesimin çıkmasını istedim ama olmadı yapamadım yine her şey gibi buna da boyun eğmek zorunda olduğumu biliyordum. Ama bu kabul edilebilir bir şey değildi. Bir anne nasıl kızını satabilirdi ya...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZ ÇIĞLIK
Teen Fiction+18, şiddet ve argo içermektedir! Dilsiz değildir suskunluk, çok şey anlatır anlayana... Kelimelerin anlatamadıklarını haykırır aslında... Bir kaçış değildir suskunluk, bir bakıştan çok daha fazlasıdır... Sessiz çığlıkların bir adım ötesidir.. Hayat...