Bölüm 6

6K 331 377
                                        




vote ve yorumlar atmayı unutmayın , teşekkür ederim

keyifli okumalar


Lana del Rey- Summertime Sadness

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.






Lana del Rey- Summertime Sadness




Kendinize yediremediğiniz çoğu olayda çıkmaza girmiş gibi hissedersiniz. Eliniz kolunuz bağlı olur, hareket etmekte dahi zorlanır ve nefes almanız eskisi kadar önemli değildir. Yalnızlığın tanımını hayatına yerleştirmiş insan buna alışır; kalabalık artık onlara zarar verir. Kimi zaman yalnız olmaktan deli gibi korkan ben, artık tamamen yalnız bir kadın olarak kalmıştım.

Ortamda ölüm sessizliği hakimdi. Bu sessizlik; içimdeki fırtınanın tam tersiydi ve ben bunu istemiyordum. Bağırıp çağırmak, hesap sormak, öfkemi ve üzüntümü yaşamak istiyordum. Bu öyle bir durumdu ki; ağzımı açıp tek kelime dahi söyleyecek gücü kendimde bulamamıştım. Geceyi aydınlatan çakan şimşek oldu, her birinin yüzü o ışıkla açığa çıktı ve gördüğüm tek şey utançtı. Bana yaptıkları için mi yoksa düştükleri bu durum için mi utanıyorlardı orasını bilmiyordum.

Yağmur damlaları usulca yüzümü yalayıp geçmeye başladığında gözlerimi sıkıca yumdum. Hayır, dedim kendi kendime. Ne ağla ne de kız, Talya. Bunların hepsi değmeyecek kişiler için.

Bakışlarımı Barlas'a çevirdim, gözünde endişe ve öfke birleşimi duygular mevcuttu. Kolumu tutan eli azda olsa gevşediğinde uzun bir iç çektim. Dudaklarımı birbirlerine bastırıp içimdeki öfkeyi gidermek uğruna gözlerimi sıkıca yumdum. Hareket dahi edemediğimi anladığım sırada Barlas'a doğru "Beni buradan götürür müsün?" diye sordum. Gözlerimi açarak ona döndüm, başıyla onaylar bir hareket yaptıktan sonra elini belime yerleştirerek beni hafifçe geriye doğru çekti. Tam o sırada Baran'ın sesi kulaklarıma dolduğunda istemsizce bakışlarım ona kaydı. "Lütfen, konuşalım," dedi, üzgün bir ses tonuyla. "Konuşmamız gerekiyor."

Barlas, beni kolumdan tutarak arkasına doğru çekti. Barlas'ı da hiç tanımıyordum ama şu an kime güvenip nasıl hareket edeceğimi dahi bilmiyordum. Kapana sıkışmış gibiydim; her bir yanım bıçaklarla kaplıydı ve ben hareket edemiyordum. Edersem yaralanırdım, toparlanabilir miydim orası meçhuldü.

"Sonra," dedi Barlas, dişlerinin arasından. İkisinin birbirine olan bakışları o kadar derindi ki bir anlık sanki geçmişte tanışıyorlarmış hissiyatına kapıldım. "Şimdi konuşmak istese zaten kendi konuşurdu, öyle değil mi?"

"Sen karışma," dedi Baran, öfkeyle soluduğu sırada. "Alakan olmayan mevzulara ne zamandan beri dahil oluyorsun?" Barlas, bana doğru döndüğünde sanki yanımda duruyor olmasının sakıncası varmış gibi başını hafifçe öne eğdi. Gözlerimi kırpıştırdığımda tekrardan Baran'a döndü. Barlas'ın üzerinden onlara bakıyordum; hepsi tamamen sessizce bizi izliyorlardı. Herkes neler olduğunu anlamaya çalışıyor, birkaçı hala video çekiyor, Sinan ise çoktan kendine gelmiş bizi izliyordu. "Şu andan itibaren," dedi Barlas, sert bir tonlamayla. "O yüzden işinize bakın," Etrafındaki kalabalığa döndü ve bu sefer gür bir sesle fransızca konuştu. "Hepiniz işinize bakın."

SAKLI NOTAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin