❝Sen bana sadece ihanet etmedin, sen aldattın da aynı zamanda. Katlettin duygularımı, kirlettin yaşanmışlıkları. Çizmişsin sen benim üzerimi; Ben ise herkesin üstünü, bir tek senin altını çizmiştim oysa ki...❞
#gençkurgu
...
🎶: Ahmet Hatipoğlu - Al beni kollarına Dolu Kadehi Ters Tut - Dilerim ki
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Unut beni dedin ama her anın satır satır aklımda hiç unutmadım.
Ne dün ne de yarınlarım ansızın gelir vurur yüzüme tüm hatalarım.
Saatlerim sana kurulmuş her gece, nasıl bir rüyaysa hiç uyanmadım.
-Ahmet Hatipoğlu
🥀
Gürkan Aras Safkan’dan..
Kollarım göğsümde kenetli bir şekilde karşımdaki kadını seyrederken gözlerim her zerresinde dikkatle geziniyordu. Kulaklarım, dolgun ve pembe dudakları arasından çıkan her bir sözü özenle dinliyordu. Her bir ayrıntısına kadar izliyordum, gözlerime ayıp olmasa göz kapaklarımı kırpıştırmayacaktım. Bir buçuk aylık ayrılığımız bir asır sürmüş gibi, yaşlandırmıştı sanki beni. Fakat tek bir gece göğsümde uyuması gençliğimi elime tekrar vermesine yetmişti. Yokluğu zulüm, varlığı gücümdü. Hayret ediyordum kendime, meğer ona aşık olana kadar kendimi iyi tanıdığımı zannederdim, oysa ben o yanımda var olana kadar yokluğumun, eksikliğimin içinde çırpınıyormuşum da gelip kurtarmış beni.
Onunla tanışmadan önce de deli olduğumu söylerlerdi, ama yollarımız onca şeyden sonra birleşmek üzereyken, kilometrelere sığamayışımızla kafayı tamamen yemiştim.
O Ankara’ya gittiği gün, İstanbul benim kafesim hâline gelmişti. Etrafa saçtığım öfkemin kurbanı olan insanları bezdirdiğim, sıkıştırdığım ve ürküttüğüm zamanlar çoktu. İçimde dolup taşanların farkındaydım, lâkin bir şeylerin öfkesini içimden atmadan da dayanılmaz olduğu gerçeği de vardı.
Çevremdeki herkese kan kusturduğum dönemde insanların aradığı şey kaybettiğim aklım değil, bir yerlerden ortaya çıkması beklenilen, beni tekrar dizginleyebilme potansiyeline sahip olan kadındı.
Yumuşak sesine, hoş kokusuna, farkında bile olmadığı güzellikteki yüzüne, bir tek bana olan gülüşüne, hayatıma güneş gibi doğan bal rengi gözlerine olan hasretim onu bulduğum zaman geçecek sanırdım; fakat şimdi yanındayken bile ona olan özlemim şiddetle katlanıyordu.
