33. Bölüm

41 1 0
                                    

Genç kızın yere yığılmadan önce hissettiği tek şey kalbinde hissettiği acıydı. Gerçekler üzerine yığılmış bir taş gibi ağırlık yaparken ve o bu ağırlığın altında ezilirken zar zor nefes alıyordu. Bacaklarının kendini taşıyamaması ile daha fazla zorlamayarak kendini bıraktı.

"Birisi ambulans çağırsın!"

---

Esma'nın arkasından ne kadar koşarsam koşayım asla ona yetişememenim verdiği sinirle hızla yere bir tekme savurdum. Hızla cebimden telefonu çıkarmak için elimi cebime attığım sırada altımda pijama olduğunu anca fark edebilmiştim. Geldiğim gibi aynı hızla eve doğru adımladım. Telefonumu almak için eve girdiğim esnada annemin beni soru yağmuruna tutacağını bildiğimden hızla onu esgeçtim ve direkt evden çıkarak Korayı aradım.

Canım yanıyordu. Bunca zaman ona iyi bir ağabey olmak için uğraşmıştım. Bunca zaman ona bir aile vermek istemiştim, elinden ailesini aldıktan sonra. Hayatımı onu mutlu etmeye adamıştım. Belki vicdan azabı denirdi buna belki de aşırı bağlılık veya adı her ne ise. Ama benimki ne vicdan azabıydı ne de bağlılık. Düşüncelerim artık kalbime ağırlık verecek kadar taşıyamayacağım seviyeye ulaşmıştı. Bunca zaman her şeyi düzene soktuğumu düşünürken annem yüzünden sadece on beş dakikada her şey berbat olmuştu.

Bu düşünceler eşliğinde Korayı üçüncü kez aramıştım. Muhtemelen şuan uyuyordu ama uyumanın hiç sırası değildi. Hem de hiç...

"Ne oldu Hakan sabah sabah kaç kere aramışsın çok mu acil?"

Hattın karşısında gelen sesle irkilerek gerçekliğe döndüm. Ne olmuştu? Ona nasıl bana emanet ettiği kardeşine bakamadığımı söyleyecektim? Hangi yüzle yapacaktım bunu?

"Hakan sana diyorum orda mısın?"

Kesik bir nefes verdikten sonra sesimi bulduğum zaman cevap verdim.

"Koray, Esma kayıp."

Bi anda karşıdan gelen selse hareketlenip hızla yataktan kalktığını anladım. Stresle yüzümü ovuştururken o bir anda canlanmış ve endişe dolu sesiyle konuştu:

"Sen ne dediğinin farkında mısın ne demek KAYIP?"

Ne diyeceğimi bilemeden yutkundum.

"Koray sabah aniden çıktı evden peşinden koştum ama bulamadım nerede olduğunu bilmiyorum çok korkuyorum yalvarırım bulalım onu lütfen Koray lütfen."

"Tamam sen sakin ol. Neden Esma bir anda evden çıktı adamakıllı anlat şunları."

"Bizim evin alt caddesindeki parkın oradayım oraya gelir misin yüz yüze konuşalım."

Telefonun suratıma kapanması ile Koray'ın parkın oraya gelmesi çok uzun sürmedi. Üzerini dahi değiştirmemiş olacak ki üzerinde hala eşofman ve tişört vardı. Sabahın bu soğuğunu hissedemeyecek kadar endişelenmiş olmalıydı.

"Ne oldu bu ne hal Esma'yı nasıl kaybedersin?"

Hafif sesini yükseltmesi ile daha fazla dayanamayarak ona sarıldım. Bir süre bir şey yapmasa da sonra sakinleştirmek için sırtımı pat patlarayarak benden yavaşça ayrıldı. Daha sonra da ona sabah olan her şeyi baştan sonra anlattım.

".... Sonra da aniden evden çıktı işte. Peşinden koştum ama alt caddede yön değiştirdi ve nereye gittiğini bulamadım. Kuş olup uçtu sanki o kadar korkuyorum ki. Koray ben cidden böyle olsun istemedim çok özür dilerim."

Bir süre bir şey demeden öylece yeri seyretti. Ne özrüme cevap verdi ne de bir şey söyledi. En sonunda sinirli ve bıkkın bir nefes vererek ayağa kalktı.

Küçük AşkımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin