J's-19

64 7 0
                                    

Bedenimin ağırlaşmış ve yıkılmaya hazır olduğunu hissettiğim sırada yere yığılmamak için büyük bir güç sarfederek odama yöneldim. Blake'in belimi saran kolunu ittim ve sessizce bir küfür mırıldandım. "Git buradan."
"Tüm şırıngayı boşalttım Josheline, bu yüzden gücünü ne kadar zorlarsan sana o kadar fazla acı verecek."
Derin bir nefes verdim ve boynumu tutarak odama girdim. Önüme düşen saçlarımı arkaya attığım sırada kendimi yatağıma bıraktım.
Başım ağrıdan çatlayacak gibiydi ve gözlerimi yumdum. Açtığım sırada Blake'in gözleriyla karşılaştım. Nefes alıp vermeye yetecek kısa bir süre ona bakmayı sürdürdükten sonra sessizce mırıldandım. "Bunu neden yapıyorsun?" Cevabını bildiğim bir soru sormuştum.
Normalde herhangi bir vampirin bir başka vampirin bedenini ele geçirmesi yasaktı ve bu olduğunda ciddi sorunlara yol açabiliyordu. Bedenimi kim ele geçirmeye çalışıyordu bilmiyordum ama her seferinde Blake'e yakalandığı için bu kısa sürüyordu. Aksi olsa ne kadar uzun süreceğini veya benim bedenim içerisindeyken neler çevireceğini tahmin edemezdim ama bildiğim tek bir şey vardı o da dinlenmem gerektiğiydi.
Başıma giren ağrının etkisiyle yüz hatlarım kasıldı. Derin bir nefes aldım ve kendi kendime mırıldandım.
Pekala, bununla baş edebilirim. Sanıldığı kadar kolay değil ama yapabilirim.
Kısık nefesler eşliğinde yatakta doğruldum. Elimi sağ gözüme götürüp ovaladıktan sonra Blake'e baktım. "Beni mi takip ediyordun?"
"Bedeninin ele geçirildiği sırada bunu hissettim." Alnımı kırıştırdım. "Ne yani, sen-" Sözümü bitirmeme izin vermedi.
"Tam olarak öyle değil."
Onun da bu sarsıntıyı hissedebildiğini düşünmüyordum zaten bu yüzden tahminlerim sadece başıma bir şey geldiğinde bunu farkında olduğu yönündeydi.
"Daireme geldiğinde herhangi bir koku falan alabildin mi?" Gözlerimi yaklaşık iki dakika önce dağıttığım odada gezdirdim. "O sırada biraz meşguldüm de." Bana büyük bir sakinlikle cevap verdi. "Geldiğim sırada gitmişti." Keyifsizce homurdanarak başımla onayladım. Sonra aklıma gelen bir şeyle başımı geriye doğru attım. "Lanet olsun."
Gözlerim Blake'i buldu ve devam ettim. "Blake, Blind Hale'in kokusunu ve üzerimdeki etkisini biliyorum ve... Şu sersemlik hali hala gitmedi." Gözlerimi kısıp düşünmeye başladım. Sonra hızla ayağa kalkıp giyinme odasının arka tarafında kalan gizli bölmeyi açtım ve gördüğüm şeyle bir küfür mırıldandım. "Mine, sarımsak ve, daha bir yığını!" Hızlı adımlarla yanıma geldi ve kutunun içindekileri aldı. Tekrar odaya döndüğü sırada mırıldandım. "Pekala, birisi bizimle gerçekten büyük bir oyun oynuyor." Bunu her kim yapıyorsa bu şeyleri uzun zamandır evimin hatta arabamın bile belli bölümlerine yerleştirmiş olmalıydı. Son günlerdeki zayıflığımı ancak bu şekilde açıklayabilirdim.
Blake ortalığı gözleriyle süzdükten sonra telefonunu çıkardı ve bir numara tuşladı. "Hey! Ne yapmayı planlıyorsun?"
"Sanırım birisi bize yardımcı olabilir."
Hızla yanına gittim ve telefonu elinden aldım. Gözlerinin içine bakarak konuştum. "Daha fazla koruma istemiyorum. Blake, David Stylon olayı tamam, ama bu benim kavgam." Durdu. Sessizliğin bizi hapsettiği kısa bir süre gözlerime baktı ardından bakışlarında çözemediğim bir şeyi yakaladım. Hırs, öfke belki de şüphe.
"Bunu tek başına halledemezsin." Telefonu almak için kolumu tuttu ama geri çekildim. "Yardım alabilirim, ama yine de ben halletmeliyim."
---
Yarım saat sonra Blake evden ayrılmıştı. Önceki konuşmamızda dediklerimi tabiki dinlememiş ve David Stylon olayının yanı sıra bununla da ilgili araştırma yapacağını bildirmişti. Ardından da bize yardımcı olabileceği birisi eve gelmiş, konuştuktan sonra da onunla birlikte ayrılmışlardı. Adamı pek gözüm tuttuğu söylenemezdi ama bir şey bulamayacakları göz önünde bulundurulursa bu o kadar da önemli değildi.
Yavaş adımlarla banyoya yürüdüm. Üzerimdekilerden kurtulduktan sonra suyu açtım ve en soğuğa getirdim. Su vücüdumdan akıp giderken üşümediğim için hissedebildiğim tek şey serinlediğimdi ve bu benim için harika bir şeydi. Bir süre öyle durdum ve ardından kafamın düşüncelerden arınmış oldığunu ve uyumaya hazır olduğumu hissedince suyu kapatarak bedenimi havluya sardım.
Yatak odasına geçtiğimde siyah bir şort ve üstüne de takımı siyah askılı badimi geçirdikten sonra kendimi yatağa attım. Yarın uzun bir gün olacağa benziyordu.

Jason'sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin