Gerçek

205 118 9
                                    

                            3 gün sonra

Üç gün geçmişti. O olayın üstünden üç gün geçmişti ve ben çok korkuyordum. Ölmekten değil,sürünmekten. Sürünmemi istemeseydi en başında öldürürdü beni kuvveti yeterdi ama öldürmedi. Sürünmemi istiyor ama neden? Kafamda yüzlerce soru vardı. Üç gündür o katili araştırıyorduk ama hiç bir şey bulamamıştık malesef. Mertte kalıyordum annem gil hergün gelip beni görüyorlardı. İyilesmiştim ve bugün avukata gidecektik Mertle. Boşanmak için,onla asla evli kalmıycaktım ve başımda böyle bir bela varken onla uğraşmayıp direk bitirmek istiyordum.

Üstümü giyip aşağı indim. Mert kapının önünde beni bekliyordu. Beraber evden çıkıp Mertin arabasına bindik. Araba avukatımın bürosunun önünde durunca inmeden Merte dönüp "Sen gelme ben hallederim."diyip kapıyı açtım ve indim. Mert benim söylediklerimi sorgulamazdı bu yüzden tek ve en yakın arkadaşımdı. Yapma diyince yapmaz yap diyince yapardı,tabi bu herşeyi yapar anlamına gelmiyor bazen istemediği şeyleri yapmazdı bende zor şeyler istemiyordum oda zaten benden bişeler istiyor.

Avukatımı hatırlamıyordum ama Mert ismini ve soyadı söylemişti. Kapıyı çaldığım da sert bir ses 'gel' dedi. Tanıdık gelmişti ama üstüne gitmeyip kapıyı açtım. İçeri girdiğimde önündeki bilgisayarla ilgilenen 20 lerin sonunda gibi duran yakışıklı esmer bir adam vardı. Yalan yok nefes kesiciydi. Ben kapının önünde dikilmiş onu dikizlerken "Daha ne kadar dikizliyeceksin beni? Geçsene hadi."dedi bana bakıp masanın önündeki sandalyeleri gösterip. Gözlerimi kırpıştırıp sakince sağdaki sandalyeye kuruldum. Bacak bacak üstüne atıp çantamı eteğin sağ tarafında olan yırtmacımın üstüne koydum. Adam arkasına yaslanıp beni başta aşağı süzdü. En sonunda gözleri gözlerimle birleşince gözlerinin mavi olduğunu gördüm. Çok güzellerdi. "Eee beni hayranlıkla izlemeyi bırakıp niye geldiğini söyliycekmisin?"dediğinde boğazımı temizleyip "Bana iyi bir boşanma avukatı bulurmusun?"dedim. Tek kaşını kaldırıp "Daha yeni evlenmedinmi? Niye boşanıyorsun? Ayrıca altı gündür telefonumu açmıyorsun. Hiç kimseyide tanımıyorum ki soriyim seni."dedi sesi olduğundan sert çıkmıştı. Bişe anlamadığım için şaşkınlığımı gizlemeyip "Ne demek istiyorsun?"dedim. Sandalyeden kalkıp ellerini masaya koyup bana doğru eğildi. Yüzlerimiz arasında iki yada üç cm vardı. Gözlerinden alev fışkırıyor gibiydi,"Sen benle dalgamı geçiyorsun? Lan benle sevişip,sevişip unuttunmu?"dedi sinirle. Ben ise daha da mümkünmüş gibi dahada şaşırdım. "Sen...sen ne saçmalıyorsun? Ben hafızamı kaybettim hiçbirşey hatırlamıyorum. Gerçekten senle bir..."cümlemi tamamlamama engel olan şey gülmesiydi. Bildiğimiz kahkaha atıyordu. Tekrardan yerine oturup "Ay çok komikti ya. Gerçekten inandınmı ya? Biliyorum hafızanı kaybettiğini Mert söyledi ama kendinide kaybettin. Kızım normalde karşında oscarlık performans sergilesem yine inanmazdın."dediğinde kaşlarımı çatıp ayağa kalktım ve sertçe yüzüne tokat attım. Ona doğru eğilip "Ben seni hatırlamıyorum ve hatırlamadığım için seni tanımıyorum bu yüzden haddini bileceksin!"diyip sertçe çantamı alıp odasından çıktım. Bürodan çıkıp hemen Mertin arabasına gidip bindim bana gülerek baktığında "Ne var?!"diye bağırdım. Gülmesi dahada büyüyüp kahkahaya döndüğünde tam kapıyı açıp iniyordum ki arabayı biri açıp zarf bırakıp kucağıma motoruna binip hızla gitti. Mertin yüzü düşerken bende hemen titreyen ellerimle zarfı açtım. Zarfı açtığımda bebek fotoğraflarıyla karşılaştım. Elime bir kağıt geldiğinde hemen katlanmış kağıdı açıp okumaya başladım.

Naber Rengin KAN? Bebeklik fotoğraflarının hiç olmadığını duydum. Bende üzüldüm ve sana bebeklik fotoğraflarını buldum. Ha bu arada beni başka yöntemlerle bulmaya çalış. İstersen senle bir randevu ayarlayıp sormak istediklerini sor. Ne dersin? Cevabı kağıdın arkasına yaz,zarfın içine koy sonra arabanın olduğu yere bırak. Zarfın içinde kalem var. Kendine iyi bak ben öldürmeden ölme :)

                                        Keskin Zümrüt


Zarfın içindeki kalemi çıkarıp kağıdın arkasına

Bu akşam gel konuşalım.
   
                                                Rengin KAN :)


Yazıp camı açtım yavaşça zarfı yere attım. Camı kapatıp Merte baktım. Sinirle soluyup "Manyakmısın? O katil seni öldürmek istiyor ve sen gerizekkalı gibi katiline gidiyorsun."dediğinde gülümseyip "Beni bugün öldürmeyecek çünkü beni ilk önce süründürecek. Başladı bile."diyip kucağımda ki fotoğraflara baktım. Tekrar Merte dönüp "Beni beni büyütenlerin evine bırakırmısın?"diyip fotoğraflara baktım tekrardan. Böyle dememin sebebi şüpheydi,benim bebeklik fotoğrafım hiç yoktu ama abimlerin ve ablamın doluydu. Mert sorgulamadan arabayı çalıştırdı.


Evlerinin önünde durunca fotoğrafları alıp arabadan indim. Kapının önüne gelince derin nefes alıp kapıyı çaldım. Kapı açılınca hizmetçinin gülerek bişeler dediğini duydum ama sinirden hiç bir şeyi ne duyuyordum nede görüyordum. İçeri girer girmez hemen salona gittim. Hepsi oturmuş konuşuyordular. Beni görünce bazılarının yüzü düştü bazıları sevindi bazıları sinirlendi. Beni büyüten kadın ayağa kalkıp bana doğru geldiğinde elimde ki fotoğrafları yüzüne fırlattım. Herkes şaşkınlıkla bana bakarken ona doğru yaklaşıp "Eee üvey olduğumu ne zaman söyliycektiniz? Ya beni büyüttünüz,bazılarınız sevdiniz,okuttunuz falanda niye sakladınız lan? NİYE? Lan biraz saygı duyup söyleseydiniz ya. Ben öğrenmeden söyleseydiniz. Ama artık umurumda değil çünkü sizi sevmiyorum. Hiçte sevmedim...hiçbir zaman sevmedim."dediğimde Nergis hanım ağlamaya başladı bazıları üzgünce bakıyordu bazılarıda takmıyordu. Nergis hanım ayaklarıma kapanıp ağlıyordu. "Özür dilerim kızım ama biz seni çok sevdik. Biliyorum sende bizi seviyorsun sinirden böyle diyorsun."dediğinde gülüp geri çekildim ve bana tutunan elleri yere düştü. Kafamı iki yana sallayıp dışarı çıktım.



1 saatten fazladır sahilde oturuyordum. Hava kararmıştı ve serhoşlar ortaya çıkmıştı. Ben Merte gitmek için ayağa kalktığımda serhoş üç tane adamın bana doğru geldiğini fark ettim. "Offf yavruya bak be. Hayırdır güzelim seni kim buraya düşürdü?"dedi içlerinde ki sarışın adam. Kırk yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim adam elini saçma doğru getirirken bir el onu tuttu ve çevirip kırdı. Ben ne olduğunu anlamadan sarışın ona doğru gelirken kafasını tutup boynunu kırdı. Esmeri elindeki bira şişesini kafasına vurup parçaladı maskeli adam kafasına yediği darbeyle geriye doğru iki adım atarken esmeri ona doğru uzanmıştı ki ben tekme atıp yere düşmesini sağladım. Maskeli adam kolunu kırdığını da belinden silah çıkarıp vurduğunda ses çıkmamıştı,susturucu takmıştı. Tekme attığım adama baktığımda kafasının kanadığını gördüm,maskeli adam benden önce davranıp nabzına baktı. Ayağa kalkıp bana baktığında o günkü gözlerle karşılaştım. Korkudan geriye doğru giderken ayağım taşa takılıp tam düşüyordum ki beni tutup kendisine çekti. Ben ne olduğunu anlamadan maskeyi biraz kaldırıp dudaklarını açtı ardından dudaklarıma dudaklarını bastırdı.





Offf...aniden herşey oldu umarım beğenirsiniz bölümü. Şimdiden okuduğunuz için teşekkürler. Sizleri çok seviyorummmm. 💋💋💋💋❤️❤️❤️

HAFIZAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin