Yazım hataları için affola.
İyi okumalar.
____________Bir kaç dakika önce büyük bir keyifle uyandığım yatakta dün olanları düşünerek kendi kendime ister istemez sırıtıyordum..
Resmen akşama kadar vakit geçirmiştik ve ben eve zar zor gelmiştim.
Çünkü Jimin mükemmel zamanlamasıyla kesin olarak bana geleceğine dair mesaj atmıştı. Bende bunun üstüne hızla toparlanmaya çalışarak ayaklanmıştım ki Jungkook kesinlikle salmamıştı..
Flasback
•••
Oturduğum koltukta kıkırdayarak izlediğim filme tepki veriyorken yaklaşık yarım saat önce atılan televizyonda takılma fikrinin çok güzel geldiğini düşünmüştüm."Cidden güzel espiri yaptı.." yanımdaki bedene ithafen konuşurken beni başını sallayarak onaylamasıyla genişçe gülümsemiştim. Bu onunda gülümsemesine neden olurken, elini yüzüme doğru yakınlaştırmış ben daha ne olduğunu anlayamadan parmaklarıyla iki yanağımı sıkıştırarak dudaklarımın ön plana çıkmasına neden olmuştu.
Konuşamıyor olmam garip mırıltılar çıkarmama neden olurken ondan "Sikeyim, çok tatlısın." cümlesi gelmiş, başımı hafifçe sağa sola sallaması bununla birlikte bir olmuştu.
Konuşamıyor olmam garip sesler çıkarmama neden olurke elini çekmeye çalışmış ama benden güçlü olduğu için bunu başaramamıştım.
Dışarıdan birinin gözünde küçük bir boğuşma gibi gözüken hareketlerim telefonuma düşen üst üste bildirimle kesilirken bakışlarım o tarafa dönmüştü.
Benimle birlikte yanımdaki bedeninde dikkati oraya kesilirken eli yanağımda yavaşça çekilmişti.
Daha fazla beklemeden telefonumu elime alarak bildirime bakmış, Jimin'in üst üste yazdığını farketmiştim. Ki, bununlada yetinmeyip daha mesajlarının üstünden bir iki dakika geçmeden aramaya başlamıştı.
Kaşlarım merakla havalanırken onun "Bu güzel anımızı bölen kim?" diyişini işitmiştim.
Hala daha ortamda gezinen zil sesim artık rahatsız etmeye başlarken "Jimin, lütfen sessiz ol." demiş, bedenime basan küçük bir telaşla ayaklanarak gelen çağrıyı onaylamıştım.
Daha kulağıma dayamadan gelen sesi, hissettiğim telaşı tavan yaptırırken dinlemeye koyulmuştum.
"Alo, Taehyung. Niye geç açıyorsun?! Tanrı aşkına, o kadar yazdım..!" Sinir barındıran sesine anlam veremezken dilimi yutmuş gibi tepki vermiş, kaşları çatık bir halde koltukta oturan bedene bakmıştım saniyelik. Kesin sesi dışarıya kadar gidiyordu ki, net o da duyuyordu. Kahretsin..
"Hyung.. duymamışım. Hem bu kadar önemli ne oldu ki?" Sessiz çıkan sesim onun tonuna kesinlikle zıtken cümlemi bitirmeme bile izin vermeden "Ne olmadıki! Her neyse.. umarım evdesindir çünkü sana geliyorum. Hatta yoldayım. Bir kaç dakikaya ordayım. Ha evde değilsen ben gelene kadar orda olsan iyi olur çünkü sinirden öleceğim. Ve her an seni inanamayacağın bir şekilde havaya kaldırıp fırlatabilirim.." demişti.
Bu cümle gözlerimi anında büyütmeme neden olurken, seslice yutkunmuş ister istemez seslice konuşmuştum. "Hemen şimdi mi geliyorsun?!"
"Evet, bir sorun mu var? Yoksa evde değil misin?" Gelen soruyla ne diyeceğimi bilmezken karşımdaki bedenin ne ara kalkıp dibime geldiğini bile farketmemiştim.
Ve aynı yüz ifadesiyle bakmaya devam ediyordu.
"Benim yanımda olduğunu söyle. Geri dönsün." Sert sesi kulaklarımı delip geçerken Jimin'in duyacağı korkusunun içime dolmasıyla hızlıca elimi telefonun hoparlörüne getirerek kapatmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
comptive | taekook
Fanfiction'Bilinmeyen numara. Diyorum ki, o güzel kalçalarını biraz daha camının önünde sallaya sallaya odada tur atarsan boxer denen bir şey kalmaz üstünde. Yarı çıplaksın. Ya perdeyi çek, ya üstünü giyin ya da ben seni fena yapacağım ;)' •Taekook• Seme Jk...