Müzik,
Nikbinler, Dönmeyen Hece.
︵‿︵‿︵༺✭༻︵‿︵‿︵
"Ona mecburmuşsun gibi hissediyorsun." demişti doğrudan. On dakikadır bana yaptıklarını ve benim yapmaya çalıştıklarımı bir bir Anna'ya açıklamıştım ve bu sonuca ulaşmıştı. "Ayrıca tüm bunlara rağmen seni aldatan bir insana sadık kalmaya çalışıyorsun. Yetmiyor, onun yanına gitmek için bilet alıyorsun. Sadakat tek bir tarafa ait olmamalı."
"Çünkü o hayatımda geriye kalan tek kişi." dedim sessizce. "Ayrıca Dinçer konusunu onunla yüzleşmem gerekiyormuş gibi hissediyorum."
"Bu hesaplaşmanız gereken tek ve son şey olmalı zaten." dedi kollarını göğsünde birleştirerek. "Ah kızım, madem doğru kişi olmadığını biliyordun... Tüm bunlar neden?"
"Hesaplaşmak için gidiyordum ki zaten." dedim yutkunarak. "Ama bu tren yolculuğu bana nedense ondan vazgeçmem gerektiğini fısıldadı. Bilmiyorum Anna! Kafam çok karışık."
"Çünkü seni manipüle etmiş." dedi elimden tutarak. "Görmüyorsun gerçekleri."
Saate baktım ve ayağa kalktım. "Neyse, bence bu konuyu kapatmalıyız. Geç kalacaksınız." Çünkü bu konuyu kapatmak için ben bir adım atmazsam Anna üzerine titreyecekti.
"Pekâlâ..." dedi ellerimden tutarak. "Dilerim ki kalbin doğru kişiyi sana gösterir, kızım." Yanında duran bavulunun fermuarını kapattı ve yere indirmek için adım atınca onu durdurdum. Bavulun tekerleklerinden tutarak yavaşça çantasını aşağıya indirdim, yaşlı kadın ona yardımıma karşılık gülümsedi. "Ama ben hâla Dinçer'den yana oluyor olacağım."
Gülümsedim. "Dinçer de eminim ki bu cevaptan sonra sizden yana olacaktır."
Anna kahkaha attı ardından kapıyı açtı. "Sadece ufak bir şey kaldı." Mırıldandım ve kadına döndüm. "Sadece... Son defa Dinçer ile konuşmanızı istiyorum." Dudaklarımı birbirine bastırdım ve cevap vermeden yüzüne bakındım. "Bakma öyle kızım! Hemen şimdi, biz gitmeden önce olacak bu. Gözümüz arkada kalmasın."
"Ya, ama..." dedim yutkunarak.
"Seren!" diye kaşlarını çatıp buruş buruş eliyle elime vurdu. "Komşu olmamıza çok yazık ediyorsun... Bizim için son defa bunu yapamaz mısın?"
Başımı pencereye çevirdim. Hâla kapının önünde ayakta dikiliyorduk. İnecekleri durağa da çok az kalmış olmalıydı ki tren yavaşlamaya başlamıştı. Saate baktım. Hızlı bir şekilde Dinçer'i bulup onunla konuşabilir, ardından onları çıkışta yakalar ve veda edebilirdim. "Tamam, sizi üzmek istemiyorum." dedim buruk bir gülümsemeyle. İlk defa kendi isteğim dışında bir şey yapacaktım ve bu adım, Dinçer ile benim hikayemin başlamasını sağlayan küçük, zararsız bir domino taşı olacaktı.
Anna gülümsedi ve ani bir kararla bana sarıldı. "Çok sevindim, kızım." dedi dolu dolu gözlerle. "Ayrıca tanıştığıma da çok memnun oldum. Bana gençliğimi hatırlattın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİBİRYA EKSPRESİ
Action🚂 Bir hata, neye mâl olabilir? ...
