8

1.3K 80 405
                                    


🌍

"Ona mecburmuşsun gibi hissediyorsun." demişti doğrudan. On dakikadır bana yaptıklarını ve benim yapmaya çalıştıklarımı bir bir Anna'ya açıklamıştım ve bu sonuca ulaşmıştı. "Ayrıca tüm bunlara rağmen seni aldatan bir insana sadık kalmaya çalışıyorsun. Yetmiyor, onun yanına gitmek için bilet alıyorsun. Sadakat tek bir tarafa ait olmamalı."

"Çünkü o hayatımda geriye kalan tek kişi." dedim sessizce. "Ayrıca Dinçer konusunu onunla yüzleşmem gerekiyormuş gibi hissediyorum."

"Bu hesaplaşmanız gereken tek ve son şey olmalı zaten." dedi kollarını göğsünde birleştirerek. "Ah kızım, madem doğru kişi olmadığını biliyordun... Tüm bunlar neden?"

"Hesaplaşmak için gidiyordum ki zaten." dedim yutkunarak. "Ama bu tren yolculuğu bana nedense ondan vazgeçmem gerektiğini fısıldadı. Bilmiyorum Anna! Kafam çok karışık."

"Çünkü seni manipüle etmiş." dedi elimden tutarak. "Görmüyorsun gerçekleri."

Saate baktım ve ayağa kalktım. "Neyse, bence bu konuyu kapatmalıyız. Geç kalacaksınız." Çünkü bu konuyu kapatmak için ben bir adım atmazsam Anna üzerine titreyecekti.

"Pekâlâ..." dedi ellerimden tutarak. "Dilerim ki kalbin doğru kişiyi sana gösterir, kızım." Yanında duran bavulunun fermuarını kapattı ve yere indirmek için adım atınca onu durdurdum. Bavulun tekerleklerinden tutarak yavaşça çantasını aşağıya indirdim, yaşlı kadın ona yardımıma karşılık gülümsedi. "Ama ben hâla Dinçer'den yana oluyor olacağım."

Gülümsedim. "Dinçer de eminim ki bu cevaptan sonra sizden yana olacaktır."

Anna kahkaha attı ardından kapıyı açtı. "Sadece ufak bir şey kaldı." Mırıldandım ve kadına döndüm. "Sadece... Son defa Dinçer ile konuşmanızı istiyorum." Dudaklarımı birbirine bastırdım ve cevap vermeden yüzüne bakındım. "Bakma öyle kızım! Hemen şimdi, biz gitmeden önce olacak bu. Gözümüz arkada kalmasın."

"Ya, ama..." dedim yutkunarak.

"Seren!" diye kaşlarını çatıp buruş buruş eliyle elime vurdu. "Komşu olmamıza çok yazık ediyorsun... Bizim için son defa bunu yapamaz mısın?"

Başımı pencereye çevirdim. Hâla kapının önündeydik. Ayrıca Tontiş Üçlü'nün ineceği durağa çok az kalmıştı. Bu da demek oluyordu ki, Dinçer ile hemen konuşup benden son istediği şeyi de yerine getirmiş olarak Tontiş Üçlü'nün yanına geri gelir ardından vedalaşmış olurdum. "Tamam, sizi üzmek istemiyorum." dedim ve buruk bir şekilde gülümsedim. İlk defa kendi isteğim dışında bir şey yapacak olabilirdim.

Anna gülümsedi ve ani bir kararla bana sarıldı. "Çok sevindim, kızım." dedi dolu dolu gözlerle. "Ayrıca tanıştığıma da çok memnun oldum. Bana gençliğimi hatırlattın."

"Ben de çok memnun oldum." dedim sessizce.

"Hadi, hızlı ol." dedi benden uzaklaşıp ellerimden tutarak. "Seni burada bekliyor olacağız." Kapıya bakındım ve Kira'nın da burada olup bizi izliyor olduğunu gördüm.

"Tamam!" Birkaç saniye nefes egzersizi yapmamın ardından hızlı bir şekilde yürüyerek vagonlar arasından geçiş yaptım.

Bir vagon, iki vagon derken... Dinçer'i nerede göreceğimi bilmiyordum ama hislerim nedense burada bir yerlerde olduğunu söylüyordu. Ben de bu sesleri dinleyerek etrafa bakınmaya devam ettim.

SİBİRYA EKSPRESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin