"Acı dolu geçmişinde takılı kalıp, asla bırakamıyanlar size sesleniyorum... Artık bende kaybedenler kulübündeyim."
Efsun Ateş, sevdiği adamın ihanetini unutmak için yaşadığı şehri terk edip hiç bilmediği Ankara'nın sokaklarına adım attı. Kendine yen...
Ups! Ten obraz nie jest zgodny z naszymi wytycznymi. Aby kontynuować, spróbuj go usunąć lub użyć innego.
"Ey şimdi süzgün, rüzgarlarda dalgalı; Barışın güvercini, savaşın kartalı Yüksek yerlerde açan çiçeğim. Senin altında doğdum. Senin dibinde öleceğim."
"BÖLÜM ŞARKISI: DOJA CAT - PAİNT THE TOWN RED"
Vatan; bir milletin sahip olduğu en önemli şeydir. Göklerde dalgalanan şanlı bayrağımızsa bu vatanın bağımsız sembolüdür. Bayrağımız dalganmaya devam ettiği sürece bu ülkedeki millet Atatürk'ün bize emanet ettiği vatanı koruyabilmişiz demektir.
Odada hazırda duran ekip arkadaşlarım Alazın sesiyle gözlerinin içine baktık.
"Rahat olun." Eliyle sandalyelerimizi gösterince kalktığımız koltuklara geri oturduk.
Alaz da sandalyesini çekip oturacakken kapı açıldı. İçeriye giren Hayri Yarbayı görünce hepimiz ayağa fırlayıp asker selamını verdik.
Hayri Yarbay eliyle "Rahat olun çocuklar" deyip Alazın yanına geçti. Ayakta ellerimiz arkada hazır ol da komutanlarımıza baktık.
Hayri komutan bizlere bakıp "Yiğitlerim, vatan sizlere minnettar canlarınızı bu millet ve bayrak için hiçe sayıp teklifimizi reddetmeyip geride ailelerinizi bırakarak buralara geldiniz." Yüzlerimize bakıp kafasını Alaza çevirdi "Emir komutayı Alaz Yüzbaşınızdan alacaksınız. Bende gerekli olduğunda toplantılarınıza katılacağım." Deyip elinde getirdiği dosyayı Alaza uzattı.
Dosyayı alan Alaz içinden kağıtları çıkarıp tek tek bizlere dağıtmaya başladı. Yanıma gelince gözlerimin içine bakarak kâğıdı bana uzattı. Yanıma yaklaşınca odunsu kokusu etrafımı sarınca yutkunuşumu engelleyemeden uzattığı kâğıdı elime alıp kafa salladım. Kâğıda andan kurtulmak için kafamı eğip inceliyormuş gibi yaptım.
Yanımdaki karaltı devam edince kafamı kaldırıp Alaza baktığımda hala karşımda dikilmiş bana bakıyordu etrafıma baktığımda Ömer hariç diğerleri Hayri Yarbaya bakıyordu.
Ömer'e baktığımda şaşkın suratla ikimizi izliyordu. Kal gelen Alazı ayağımla hafif vurup kendine gelmesini sağladım.
Alaz kendine gelince gözlerini ardı ardına kırpınca dişlerimin arasından "sağ olun komutanım aldım artık kağıdımı." diye söyleyince Alaz seri bir şekilde yanımdan ayrılıp arkamda duran meraklı kıvırcığa geçti.
Ömer'e baktığımda hala beni izlediğini görünce elimdeki kâğıdı gözünün önünde salladım. "Dünyadan Ömer'e" deyip kaşlarımla elindeki kâğıdı gösterdim. Kafasını sallayan Ömer odağını benden alınca rahat nefes verdim.
İşi biten Alaz komutanın yanına geçip gözlerini bana değdirip kafasını çevirdi. Yandan yüzünü incelediğimde çenesini sıktığını görüyordum.
Hayri Yarbay "Elinizdeki kağıtlarda Aklınıza zihninize kazıyacağınız 5 soysuz itin ismi ve resimleri var. Sizin amacınız bu soysuz itlerin baş elemanı olanı ele geçirip ait olduğu yere göndermek." deyip yarım ağız sırıttı.
