35• "Özel kamp"

939 146 70
                                    

Oy ve yorum 🍫
•••

Zaman... Oldukça farklı bir şeydi.

Biz insanların işte daha bir yıl var söylemi mesela... Hm. Bana kalırsa hiçbir şey için zaman yoktu. Bir gün bir şey yaşanır ama o gün yapamadığım şey yarına sarkardı. Peki ya yarın artık ben olmazsam ne olur? Herşey için geç olur ve bir yıllık sürem hiçbir şeye yaramaz.

Üniversite sınavı gibi.

"Jeongin istifa ediyor."

Elimdeki spritalli ders notlarını masaya atıp ayağa kalktım. Şu an Haziran ayının sonlarına yaklaşmıştık ve bu ikinci yazılılar demek oluyordu. Kariyer planlama zamanı da demekti malum artık o strese sokan kağıt parçaları da dağıtılmıştı. Yutkundum. Her şey çok yoğundu oysa son sınıf bile değildim. Hyunglar nasıl basket oynayıp derslerinden yüksek alıyorlardı hiçbir fikrim yoktu. Hele changbin hyung? Sevgilisi olan bir insan olarak hem Felix'i görüyor seviyor ilgileniyor hemde baskette madalya alıp bütün derslerinden de geçiyordu.

BEN DAHA HYUNJİN'İMİ GÖREMİYORUM!

"Oğlum?"

Babamın sesiyle tavana bakmayı kesip kapıya döndüm. Bu tarz saçma hareketlerim onları birazcık endişelendiriyor olabilirdi ama sorun yoktu canım. Canıma kıyacak değilim sonuçta. En fazla deliririm sonra siz ve Hyunjin beni hastahanede ziyarete gelirsiniz. Bak aslında bu mantıklı sonuçta hastahanelerde ziyaret günü var. Şu anki durumdan daha çok görebilirdim Hyunjin'i.

Mantıklı.

"Benim yumuşak koalam~ gel buraya küçüğüm. Oh öptüm." Kollarını açan babama hemen sarılıp kafamı göğsüne koymuş ve yanağımdan da kocaman bir öpücük kapmıştım. Gülümseyerek daha sıkı sarıldım. Hastahane masraflı olurdu sanırım. Bu yüzden iyice araştırdıktan sonra planı devreye sokmak daha mantıklı sayılırdı evet evet.

"Nasılsın? Sende yoğunsun malum sene sonu. Kağıtlar gelmiştir gel salona geçelim konuşalım biraz. Hem yemekte oldu olacakmış annen öyle söyledi."

"Yok."

Nettim. Hemde çok.

"Ne demek yok?"

"İstemiyorum yok. Yeni sene başlayana kadar vaktim var. Öyle şey etmek istemiyorum." Kollarından çıkıp sandalyemin arkasına yaslandım. Dediğim şey mantıksızdı çünkü ne kadar erken verirsem okulun katkısı bana o kadar fazla olurdu. Yutkundum. Yine de istemiyordum. "Ah şey yemek belki olmuştur ama ondan inebiliriz yani geçebiliriz salona. Hadi gidelim."

Babamın yanından sıvışıp odamdan çıktım ve salona adımladım. Mis gibi kokular geliyordu annem yine döktürmüştü anlaşılan. Gülümseyerek yanına gittim ve sessizce yaklaşıp yanağından öptüm. Gülmüş ve kafasını kafama sürtmüştü annem.

"Hoşgeldin bebeğim~ güzel çalıştın mı? Çok eğiliyorsun küçüğüm odanın önünden geçerken fark ettim. Beline krem süreyim mi ağrı yapmasın?"

Annem doktor gözlemini araya katınca güldüm ama bir şey demeden yemek koyulan tabakları masaya taşıdım. Benden kötü durumda olan Hyunjin'di. Daha çok masaya eğilir iyice sorunun içine girerdi testlerde. Umarım beli iyidir. Belki de annemin vereceği kremi ona götürmeliydim.

"Ooh yemeklerde çok güzel. Eline sağlık karıcığım. Koalam da yardım ediyor ne güzel bende hazıra konayım şöyle."

"Bir de açık açık söylüyor."

Annemin sözlerine gülerek masaya oturdum. O da gelmişti ve böylelikle üç kişilik küçük ailemiz tamamlanmıştı. Gülümsedim. Seviyordum. Hemde çok. Binlerce kez minnettardım aileme. Bana destek olup böyle sevgiyle büyütmeleri dünyada başıma gelen en iyi şeylerden biri belki de en iyiysiydi. Onların sayesinde bende sevgi pıtırcığı olmuş ve böylelikle insanların hayatlarına dokunmuştum. Hyunjin de dahildi ve hayatımda olandı.

Chocolate •Hyunin• ⚜️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin