ufak korkular ve olaylar

69 18 208
                                    

18 yıl önce

Karanlığın içinden birbirinin aynısı gibi duran,ancak bir o kadar da farklı olan iki beden çıktı.Biri mor' un diğeri siyah'ın farklı tonlarına bürünmüştü.Tenleri dahil her şeyleri neredeyse aynı olan kardeşleri birbirlerinden ayırmanın tek yolu sihirli auraşarına bakmaktı.Biri kız öteki erkek olan iki kardeş yollarına çıkan her türlü büyülü yaratığı sadece ufak göz temaslarıyla kaçırdılar.

Hiç durmadan havada süzülerek ilerlemeyi sürdürmüşler.Ta ki onların karanlık auralarını delip geçen sonsuz bir harla yanan ateş' le karşılaşana dek.

Üç ruh aynı anda birbirine bakmış.Dakikalar sonra getirecekleri kıyametin alameti olan kahkahaları ormanda derin bir yankıyla yankılanmış.

İleride suyan içinde onları bekleyen tehdidten bi haber ormanın kalbine ilerlemişler.

O kalbi söküp almak için...

Kızıl gece destanı bu gece yazılmış.Öldüren ve tuzağa düşen ruh ruhu anlatması için.Dua edin dostlarım.O üç  ruhun hapishanelerinde,tuzağa düştükleri yerde kalmaları için dua edin...

Günümüz

Sınıfta ki sessizlik elle tutulur derecedeydi.Kimse konuşmuyor,tek kelime bile etmiyordu.Madam Sandra hepimizi uzun uzun inceledi."Ee ? Kimse sorunun cevap'ını bilmiyor mu yani?" Hani hayır kelimesini cevap olarak kabul etmeyen,hatta o kelimeyi duyduğu an cinnet geçiren hocalar vardır ya.Hah Madam Sandra tam da öyle bi öğretmen di işte. Hepimizin içinde bi cevher yattığına inanır,bunu ortaya çıkarmak için elinden geleni yapardı.

Kimsenin cevap vermeyeceğini anlayan sevgili öğretmenim "korkak" bir sınıf olduğumuzla ilgili söylenmeye başlarken bir yandan da ellerini sallayarak önümüzde ki kitapların işleyeceğimiz sayfaları açmasını sağladı.

Ah  bu saf gerçek sihir.Öyle güzel kii.Nasılda kendine özgü aurasıyla etrafımızda parlıyor.Sanki,sanki muhteşem güzellikte ki bir yıldız milyon parçaya bürünerek dünyanın en güzel renklerine karışmış etrafımızda dönüyor.

Taa çocukluktan beri nasılda özenirdim buna.gözlerim hulyalı hulyalı masamın üzerinde ki eski asaya gittiğinde hayaller alamimden uyanmıştım bile.
Ben buydum işte:kansız'ın teki.

Bu kelimeden nefret ediyordum.Olamayacağım her şey bu kelimeye sığdurılmıştı resmen.

Bazen hakaret bazen de  öylesine kullanılınan bu kelime nin tanımı basitti.Büyü/sihir yapmak için asaya ihtiyacı olan ,kelimenin tam anlamıyla alt sınıflar için kullanılan kansız aynı zamanda melez anlamına da geliyordu.

Her büyücü ilk başta eğitimine asayla başlasa da sonrasınla safkan,gümüşkan.kansız,hiç olarak dört sıınıfa ayrılırdı.Safkanlar büyüye muhteşem bi şekilde hükmederken asaya ihtiyaç duymaz,elleriyle büyü yaparlardı ,gümüşkanlarında onlardan bi farkı yoktu.Sadece çok yüksek derece de enerji gerektiren sihirleri yapamazlardı.Benim gibi kansızlarsa asaya muhtaç olsalar da  büyü yapabilirdi.Ama bu büyüler genelde zayıf olurdu.hiç'ler adı üstünde hiçtiler.Büyü güçleri yoktu.

Hiçler bir süre sonra, yani reşit olduklarında toplumdan dışlanır ve insanların diyarına gönderilirdi.Geri kalanlarsa en kadim ve en eski büyü akademisi olan Laxtra akademiye alınır,eğitimlerine burada devam edilirdi.

İşin özü böyle saf bir büyü benim gibiler için ancak hayal edilebilirdi...

Ama öyle bi büyüye sahip olsaydım.Ah ne de güzel olurdu.Her şey için bu lanet asa-

"BAY ONYX"

Madam Sandra'nın kulaklara zarar çığlığı ile kendime gelmem uzun sürmemişti.
Hayal kurarken bile rahat yok ...

Sınıftan yükselen kıkırtılar canımı sıksada şu an onlardan çok madamın sert bakışlarını umursadığımdan ürkek bir sesle sordum"M...madam ?"

Aramızda geçen uzun bakışmanın sonunda madam Sandra derin bir iç çekti ve sükünetle konuşmaya başladı."Görünüşe göre dersi dinlemeye bile ihtiyaç duymayacak kadar iyi biliyorsunuz bay onyx.Öyleyse Iyrıs Vondra,Cynox Cyna,Linling Cyna Elenır Mattons,ve diğer kızıl gece destanında geçen tüm kahramanlar kimdir tanıt bakalım"

Evet.geçmiş olsun oğlum.Büyük sıçtın...BEKLE KİMLERİ TANIT DEDİ O MANYAK

Madam'a saf bir şokla baktım.Belki dikkat etsem sınıfın geri kalanının da gülmeyi kesip aynı tepkiyi hatta fazlasını verdiğini görebilirdim.ama o an bunu yapamayacak kadar korkmuştum.

"Ama profe-" " hızlı ol oynx herkes seni bekliyor"

Bu kadın ya benimle dalga geçiyordu yada en sevdiğim profesörüm cidden delirmişti.Ancak sert bakışları her zaman ki " hayır demeye cüret etme" halini aldığından konuşmaya başladım.

"Cynox  Cyna ,karanlığın ve kötücül olan her şeyin lordudur.sahip olduğu güçlerle ölüleri dirilterek hizmetine sokabilir,zihinleri kontrol edebilir,yaşayan her hangi bir varlığı anında hizmetkarına(akıldan yoksun bir köleye) çevirebir. Iyrıs Hedok ile olan beraberliği sayesinde ateş'e de hükmedebildiği söylenir"

"güzel.Afferin Orion.Ee ? Hadi devam et"

Yerimde kıpırdandım.Eğer ölürsem bu senin suçun bunak.

"Iyrıs Vondra.Ateş krallıklarının en başında gelen Hedok tahtının mirasçısı.Ateş'e olan saf bağı sayesinde yüzlerce kişinin kanını aynı anda kaynatarak öldürebilir,çok sıcak olan sıvıları ve lavları kontrol edebilir,ateşi bükerek somut madde haline getirebilir.Bu maddelerden yapılan takılarının her türlü karabüyüden koruduğu söylenir.Karanlık şeylere meiillidir ve geçmişte büyük suçlardan hüküm giymiş,daha sonra masum olduğu anlaşılmıştır"

Madam tatmin olmuş bir şekilde bakarken devam ettim.Nedenini bilmiyordum ama kalbimde tuhaf bir ağrı oluşmaya başlamıştı.

"Son olarak linling cyna. Gecenin ve gündüzün leydisi olarak bilinir.Abisi Cynox
Cyna'nın karanlık büyüsüne ayak uydurabilen ve yönlendirebilen tek kişidir.Aynı zamanda iki farklı bedene,biri güneş diğeri ay'ı temsil eden birbirinden farklı iki bedene ev sahipliği yapar.Kısacası sabah başka,akşam başka biri olur.Güçleri ...bilinmiyor,bilinen tek şey o abisini bile geçecek bir deliliğe sahip"

Uzun uzun konuştum o ders.Ta ki" artık sevmediğime inandığım" madam Sandra bu kadarının yererli olduğuna kanaat getirinceye dek.Yinede derste yaptığım şey için sınıfı temizleme  cezası almıştım elbette...almasam şaşardım.

Günün kalanında dersler akıp gitti,zaman bir çarkıfelek gibi döndü de döndü. Ta ki sınıfta ki son kişide yatakhaneye gidene ve beni cezamla baş başa bırakıncaya dek.

Mat' ile o gün tekrar konuşma fırsatı bulamadım.Yarın ilk iş onunla konuşmalıydım.

Önce temizlik malzemelerini almak için akademinin bodrumuna indim sonra sınıfa geri geldim.Yaklaşık bir saat hiçbir sorun çıkmadan temizliğimi yaptım.Sanırım akşam beş suları sona doğru gelmiştim ki sınıfın kapısı hiddetle açılıp hiddetle sarsılarak kapandı.

Arkama döndüğümde tanıdık ve bir o kadarda sinirli bir yüzle karşılaştım.Sinaydı ve ifadesine bakılacak olursa sabah ki kavgamız yüzünden beni gebertmeys gelmişti...

Elim hızla asama giderken boşluğu kavramanın şaşkınlığıyla gözümü kırpıştırdım.

"Bunu mu aramıştın *canım* arkadaşım"
önce elinde ki asayı hafifçe salladı,ardından yere atıp üstüne bastı.

Odunun kırılma sesi bana belki fiziksel değil ama ruhsal bi acı vermişti.Yeni asa alacak param yoktu.O asayı bile zar zor aldırmıştım babama...

Tabi bu endişem Sina' nın bana doğru gelmesiyle bölündü.

İşte şimdi sıçtın Orion...

karanlık çağırıyor  / Karanlıktan kaçış\Where stories live. Discover now