BÖLÜM 4 : BÜYÜK İŞLER

437 69 52
                                    







"Şimdi, bir kez daha kendime aynı soruyu soruyordum: 'Onu seviyor muyum?' Ve bir kez daha bu soruyu nasıl yanıtlayacağımı bilemedim."

"BÖLÜM ŞARKISI : TUĞKAN - UNUTTUN MU BENİ."

EFSUN ATEŞ

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

EFSUN ATEŞ

Yorgunluğumu nasıl anlatırım bilmiyorum, içimin yanan ateşini nasıl söndürürüm bilmiyorum. İçim de bağıran haykıran birileri var. Aklımı susturamıyorum bilmediğim, üstüme yıkılmayacağını bildiğim, güvendiğim bir duvarın dibine çöküp çocuk gibi ağlayasım geliyor, içimdeki hisleri artık sığdıramıyorum. Arabaya bindiğimden beri sinirimden ağlıyordum her aklıma gelişinde direksiyona yumruğumla vuruyordum. Güzel başladığım güne Alazı görerek berbat ettim. Seneler sonra nereden çıktı bu adam karşıma...! hayatımı mahveden adam nasıl komutanım olur, nasıl katılacağım timin başı olur. Timde bu adama ben canımı nasıl emanet edip güvenebileceğim.

Bulacağı ilk fırsatta sırtıma hançeri saplamayacağını nerden bileceğim.

Daha fazla ellerimin titremesine durduramayıp sakinleşmek için arabayı tanımadığım ara sokakta durdum. Kafamı direksiyona dayayıp sakinleşmeye çalıştım.

"Senin şansını Efsun "

Böylede rahatlayamadığımı anladığımda en iyi çözümüm için bacaklarımı koltuğa kaldırıp kollarımı etrafında sardım. Kafamı da oraya gömmek ister gibi dizlerimin üstüne yasladım

"Sen git 5 seneni onu unutmak için çabala, sonra kendine yeniden hayat kurmak için buralara gel, hayatını mahveden adam karsına çıksın ben senin komutanınım desin" diye sayıklayarak anlımı art arda dizlerime vurdum.

10 dakika daha o pozisyonda kaldıktan sonra kafamı kaldırıp dikiz aynasından kendime baktım. Saclarımı ne ara açmışım diye düşünürken sinirden kudurduğum anlar aklıma geldi. Daha fazla sinirlenmemek için içimden derin derin nefes almaya başladım.

"Geçti kızım geçti sakinleş, zorlanmayacaksın. Alaz diye biri bizim hikayemiz de yok. onula olan hikayeyi kapattık. İleriye odaklan, gömdüğün yerden çıkarma o senin artık komutanın. Emeklerini çöpe atma." diye kendime nasihatler verirken bir yandan çantamdan ıslak mendilimi alıp gözlerimden akan rimeli sildim. Hem akan makyajımı siliyordum, hem de gözümden akan yaşı. Bir daha acı çekmeyeceğim daha fazla acı çekemem. Ne kırılacak canım kaldı, ne de son bir şans verdiğim hayatım.

Birden telefonum çalınca odağımı telefona verdim. Ekranda tanımadığım numarayı görünce durdum. Kimsin şimdi sen ya

"Ne var "diye aramasını cevapladığım telefona bağırdım.

Karşı taraftan, "Efsun Hanım benim "diye tanıdık sesi duyunca durdum. Bir yerden tanıdık geliyordu ama dolu olan kafam sayesinde çıkaramıyordum.

Son VasiyetWhere stories live. Discover now