2

3.3K 149 668
                                    


🌍

Yarım saat sonra kapının tıklanması karşısında üstümdeki battaniyeyi kenara atıp ayağa kalkarak kapıyı açtım. Yabancının hala yan koltuğumda oturmuş kitap okuyor olması ve benimle muhatap olmuyor olması tuhaftı.

Aslında gerçekten biletim iptal edilmiş olabilirdi çünkü telefonumdaki hattı kimsenin bana ulaşmaması için kırmıştım ve yeni bir hat takmıştım. Kredi kartlarıma ise bakmıyordum, borçluydum. Ayrıca girişten geçerken yan taraftaki bebekli aileyle birlikte yataklı vagon alanına aynı dakikalarda geçmiştim ve herhangi bir Kondüktör'e rastlamamıştım. Hoş, kimseyle karşılaşmamış olmam sayesinde bilet mevzuatında da sorun yaşanmamıştı.

Bu yüzden görevlilere gidip bu olayın çözülmesini istememiştim. Eğer biletim iptal edildiyse en yakın istikamette indirileceğimin farkındaydım ama Habarovsk şehrine, yani son duraktan biraz daha önceki durağa ulaşmam ve sevgilimi görmem gerektiği için ses çıkarmamıştım. Yabancı da tuhaf bir şekilde hiçbir görevliyle konuşma girişiminde bulunmamıştı.

"Merhaba!" dedi yaşlı bir Rus çift, sevecenlikle. Kapıda karşılaştığım ve kapımı tıklatan yaşlı teyzenin kucağında kızı ya da torunu olduğunu düşündüğüm biri vardı. "Ses yaptığımız için üzgünüz."

Dört veya beş yaşlarında görünen küçük kız gülümseyince bende onlarla Rusça konuştum. "Sorun değil..." dedim kapıya omzumu yaslayarak. "O iyi mi?"

Kadın başını salladı. "İyi, ateşi vardı ama ilacını içti ve kendisini toparladı." Kız bana elini uzatınca avucunun içinden öptüm. Bu dünyada anlaşabildiğim tek varlıklar sanılanın aksine, bebekler ve hayvanlardı.

"Hoş geldiniz." Arkamdan gelen ses, ne zamandır onun arkamda olduğunu sorgulamama neden olmuştu. Ciddi anlamda varlığını hissetmemiştim ve bu ufaktan tırsmama neden olmuştu. "Buyurun."

Özellikle Trans Sibirya Ekspresini araştırırken komşuculuğu çok duymuştum. Bu, trendeki yolcular tarafından bir adet haline getirilmişti ve neredeyse çok sık yaşanabilir bir durum haline gelmişti. İlk defa bu ekspreste yolculuk ettiğim için komşuculuğu oldukça yadırgamıştım çünkü insan sevmiyordum. Bu yüzden iki koltuğu da kiralamak istemiştim ve bundan mütevellit, kimseyle yüz göz olmamak istemiştim.

Ama bu benim için yeniden imkansızlaştırılmıştı.

Adam, kadın ve çocuk karşımdaki ikili koltuğa oturunca, yabancının yanıma oturduğunu yeni fark ettim. Kadın etrafı inceledi, yaşlı adam ise küçük kızı oyuncakla güldürüyordu. "Torunumuzla Moskova turu yapalım dedik ve şimdi geri dönüyoruz. Siz ne için buradasınız?"

Dudağımı ısırdım. Yanımdaki yabancı susmuştu ve sözü bana devretmişti. "Ben, şey..."

"Evli misiniz?" dedi kadın, garip bir sevecenlikle.

Gözlerim irileşirken tam cevap veriyordum ki yabancı, benim yerime konuştu. "Kız Arkadaşım." dedi uzak bir tebessümle. Yüzüne doğru döndüm, hafif çekik olan gözlerini daha çok kısmış, garip bir yüz ifadesi takınmıştı. "Aynı odayı tuttuk ama ben ondan önce iniş yapacağım. Biz de birlikte gezmek için gelmiştik ama şimdi dönüyoruz." Bana döndü, yüzündeki tebessümü yavaş yavaş silindi.

"Böyle arkadaşlıkların olması ne kadar harika." dedi yaşlı adam kahkaha atarak. "Böyle bir seyahat ettiğinize göre uzun zamandır arkadaşlık yapıyor olmalısınız..." Çevirmekte en çok zorlandığım dil, yaşlıların kullandığı Rusçaydı. Yabancı ve ben aynı anda başımızı salladık, çift ise bu tavrımıza gülümsedi. "Molalarda bize katılmak ister misiniz?"

Dudağımı birbirine bastırdım ve yanımdaki yabancıya baktım. O ise gözlerini henüz benden ayırmamıştı. "Kız arkadaşım nasıl isterse." dedi gülümseyerek. Pası bana atmasına oldukça bozulmuştum çünkü bilmiyordum, daha önce böyle bir yolculuğu deneyimlememiştim.

SİBİRYA EKSPRESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin