Yaman Karer, küçük yaşta arkadaşlarıyla oynamak için geldiği Silopi'nin bir köyünden sabaha karşı kaçırılıp, yıllarını geçirmek üzere o dağa hapsedilir.
Askeri bir kurgudur.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Helin
✨
Helin kolundan tutup onu karargahın koridorlarında yürüten esmer kıza bakarken ağlamaktan kızarmış yeşil gözlerini odaksız bir şekilde etrafta dolaşıyordu. Ona gülümseyerek bakan kadın şimdi büyük bir öfkeyle bakıyor, hoyratça davranıyordu.
"Bir bilgin varsa şimdi söyle" dedi Meva, Helin'in ince kolunu sıkarken. Helin gözünün önüne düşen kıvırcık kabarık saçlarını kafasını iyice önüne eğerek yüzünü saklarken "Bilmiyorum" dedi. "Mahi nerede?"
"Hücrede, neredeyse bir haftadır" dedi Generalin odasının önüne doğru yürürken. Türkçe anladığını bildiği için Türkçe konuştu. Helin korkuyla dudaklarını birbirine bastırırken göğüs kafesinde bir baskı hissetti.
Helin cihazları bizzat kendisi yerleştirmişti. Bunu ise bir kendisi bir de Kovan biliyordu
"Bir şeyler bildiğini farkındayım" dedi Meva kara gözlerine kendisinden oldukça kısa, kavruk tenli kıza indirirken. "Generalim de Yüzbaşım da bir kıza el kaldırmayacak kadar şereflidir ama ötmeye başlamazsan ben bunu seve seve yaparım"
Helin soğuk soğuk terlemeye başladığını hissettiğinde önünde kelepçelenmiş ellerine baktı. Söylerse Kovan öğrenir miydi bilmiyordu. Bu dünyayı bilmiyordu, onun için yepyeni olan bu hayatı bir hastane köşesinde bile yaşamaya razıydı. Tek istediği Kovan'ın yanına geri dönmemekti. Mahi ne kadar korkuyorsa, Helin'de o kadar çok korkuyordu Kovan'dan.
Daha Yaman askerler tarafından ilk götürüldüğünde böyle bir şey yaşanacağını düşünmüştü, Helin'i almadan gitmeyeceğini, bu şartı koşmadan kimseye yardım etmeyeceğini farkındaydı. Bu yüzden daha Yaman kaçırıldığı ilk saatte tembihlemişti Helin'i, cihazları vermişti, ne yapması gerektiğini anlatmıştı.
Konuşursa başına neler geleceğini söylemişti.
Generalin odasına geldiklerinde Meva sert bir nefes verdi dişlerinin arasından. Helin odaya girmeden önce kapının önünde yazan isme baktı. Ertunga Karer.
İçeri girdiklerinde sessizce açık camın önünde sigara içen Generali ve ayakta hazırol da duran Yüzbaşını gördüler. Hemen masanın diğer tarafında ise Babür ve Fedai vardı. Emin haricinde tüm tim odanın içindeydi.
Tüm gözler Helin'in üzerine saplanırken Helin ona bakan mavi gözlere bakmaya çekindi. Kovan gibi bakıyordu çünkü, öfkeyle. Ertunga sigarasını küllüğe söndürürken "Gelsin bakalım içeri" dedi tok sesiyle.
"Emin yok mu Komutanım?" diye sordu Meva elleri kelepçeli kızı deri, tekli koltuğa oturturken.
Yıldıray gözünü kırpmadan kıza bakarken "Mahi'nin yanına gönderdim" dedi. "Diğerleri gözünü dikip baktığında yemek yemeye çekiniyor" Babür histerik bir şekilde güldü. Sinirleri bozulmuştu.