33• "Havalı"

939 165 96
                                    

Oy ve yorum 🍫
•••

Hyunjin'in koluma yapışıp yanağımı koluna koydum. Onun okuduğu kısmı bende okumaya başladığımda küçük bir öpücük hissetmiştim kafamda. Gülümseyerek kıpırdandım ama solumdaki Jisung sağolsun korkusundan sevgilime karşılık veremedim.

Pislik.

İkimiz aynı yeri birkaç defa okuduktan sonra geçmesi için hmladım. Bu kıkırdamasına neden olmuştu. Bunu seviyordum. Herkes bir anda bana baksa dahi onu güldürmeyi felan. Rezil olmak sonuçta benim işimdi. Bari onu mutlu etmiş olayım.

Eline kalem aldığında önemli bir yeri çizeceğini düşünmüştüm ama o yazmayı tercih etti.

Okuldan sonra bana gelir misin?

Hemen olur anlamında başımı salladım. Annemle babam ona gerçekten alışmıştı bu yüzden de gidip gelmeme ilk zamanlardaki gibi karışmıyorlardı. Normalde Felix'e gitmek için bile zorla izin alırdım ama konu o olunca değişiyordu. Babam ilginç bir şekilde değer veriyordu Hyunjin'e. Nedenini anlamamıştım ancak hoşuma gitmiyor değildi. Aksine artık kendini tutmaması beni aşırı mutlu ediyordu. Herkesin içinde bana sarılabilmesi, ailemle ve arkadaşlarımla rahat konuşması, kendini kasmaması ve tedavi alması... Üç hafta önce tanıştığım çocuktan çok farklıydı şu an. Üç haftada o kadar güzel kendini toparlanmıştı ki böyle sanki... Sanki toparlanmak için birini belki de beni beklediğini düşünmeye başlamıştım.

Elinden geleni yapmıştı ve yapıyordu. Bu yüzden onunla gurur duyuyordum.

"Ama yoldan kahve alabilir miyiz lütfen? Yoksa gider gitmez uyurum ben."

"Nedense bir an almayalım demek istedim."

Kafamı kaldırıp güldüm sessizce. Beni uyurken izlemeyi seviyordu ama bugün zaten derslerde uyumuştum. O sırada izlediğine de adım kadar eminim. Sonuçta artık en arkada değil, kapı tarafındaki sırada yanıma denk gelen yerde oturuyordu. Fazla uykuya gerek yoktu kısacası. Yeteri kadar uyumuştum ve şu an hocanın izin verip kütüphaneye gönderdiği saatlerde bile arada içim geçiyordu. Yani yok. "O kahve alınmalı bayım. Yüzüm şiş baksana. Gerçekten ayıcık ol- Jisung yavaşça kolumu bırak bak yemin ederim bağırırım."

Tam çekeceği sırada beni duyunca kendisi de güldü. Pisliğine yapıyordu gerçekten belliydi bu. "Çok stresliyim kanka valla bak hani yarın sınav anlatabiliyor muyum?"

"Ne dur ne?"

Seungmin bir anda kafasını kitaptan kaldırınca dudaklarımı birbirine bastırdım. Aha. "Saçmalama. Daha bir haftamız var."

"Seungmin. O hafta çoktan geçti güzelim."

"Hayır. Yoo. ya. YA DAHA HAFTA BAŞINDA DEĞİLİZ HAFTA İÇİNİN ORTASINA SINAV MI KONUR?"

Gerçek anlamda bağırdığında utangaç kafamı Hyunjin'in arkasına sakladım. Rezil olduk. Yemin ederim rezil olduk.

"Ulan ben bile ders çalışıyorum." Changbin hyung elindeki defteri atıp arkadaşıma baktığında gülmemek için kendimi sıktım. "Buradan anlaman gerekiyordu bir şeyleri."

Anlık ders çalışma yine bozulduğunda kafamı iki yana salladım. Biz sekiz kişi olarak asla birlikte aynı masada ders çalışamazdık. Bunu anlamıştım bu kütüphane date'inden. Hemen Hyunjin'e baktım. Gülümseyerek arkadaşlarımızı izliyordu sevgilim. "Kaçalım mı? Zaten beş dakika sonra ders bitiyor hm? Yoklama da verdik çıkalım gidelim."

Bana döndüğünde bir şey demesini beklesem de o eşyalarını toplarak bana cevap vermeyi seçti. Memnuniyetle ellerimi küçük küçük çırptım. Yeey. Ah bende toplanayım.

Chocolate •Hyunin• ⚜️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin