10.🎬 YA SABIR

5.2K 465 191
                                        

~ Bismillahirrahmanirrahim ~

{10.Bölüm}

Her geçen gün yüreğimde kökleşen, kökleri incir ağacı misali bütün ruhumu saran gizli sevdam artık yüreğime sığmaz olmuştu.

Neredeyse bir aydır Ali Haydar yüzüme bakmıyordu ve bu durum gün geçtikçe beni daha da dibe, aşkın en çıkılmaz kuyusuna atıyordu sanki. Bu bir ayda neler olmamıştı neler...

Emine'nin ailesi Ali Haydar'ın marangozhanesine gelip tehdit mi savurmamıştı... O kadar sene konuşup nişan atmak da ne demekti, onlara göre. Bu kız şimdi kimle evlenirdi? Kızlarının başını yakmıştı Ali Haydar! Her türlü kullanıp kenara atmıştı güya!

Annesi ve babası apartmanı aşındırmışlardı günlerce...

Ancak Ali asla taviz vermiyor, konu hakkında da tek kelime etmiyordu. Anlaşamadık, deyip kestirip atıyordu herkese.

Ailede olayı bilen bir ben, bir de Fatmanur vardı.

Babaannem, o kızdan torunu kurtuldu diye sadaka bile vermişti gizliden. Ben yanına uğradıkça anlatırdı, ağzım sıkı diye çok güvenip anlattığı şey vardı yaşlı kadının.

Her şey yavaş yavaş unutulsa da Ali Haydar'ın bana olan öfkesi geçmiyordu. Hatta belki de daha da büyümüş olma ihtimali vardı. İşte canımı en çok yakan da buydu. Ben ne yapmıştım ki? Onun üzülmesini istememek miydi suçum? Anlatamıyordum Ali'ye.

Bırakmıştım da artık anlatmayı.

Şimdi de Fatmanur'la bizim evde akşam çayı içiyorduk. Annem erkenden yatmıştı bugün, bütün gün apartman içini temizlemişler halam ve yengemle. Ben kursta, Fatmanur ve diğer kuzenler de okulda olunca onlara kalmıştı bütün iş.

"Kuzen biliyor musun, geçen gün bizim Sümeyra'yı abimin atölyeye girerken görmüşler. Elinde saklama kabı mı ne varmış. Ay annem duyunca pek sevindi, en azından ailemize daha uygun bir kız, diyor. Ama ben bir bilemedim. Sümeyra iyi kız da benden bile üç yaş küçük henüz üniversiteye yeni başlamış kız. Abim ona bakar mı ki, emin olamadım. Sen ne düşünüyorsun?"

Duyduklarımla yüreğimin kenarından içeriye bir kazık saplanmıştı sanki. Birinden yeni kurtuldum derken, şimdi de Sümeyra mı çıkmıştı başıma? Hem de bu kız daha on dokuz yaşında! Benden tam tamına dört yaş, Ali Haydar'dansa sekiz yaş küçük!

Dudağımda inanamazca bir kıvrılma oluştuğunda sessiz kaldım. İçim içimi yese de yapacak bir şeyim yoktu.

"Nazen bir şey desene ya! Of bazen şu susup kalmaların beni deli ediyor." diyen kuzenimin sitemine karşın "Ne söyleyebilirim Fatmanur? Beni ilgilendiren bir durum yok sanki, ha?" deyip elimdeki çaya düşürdüm gözlerimi.

"Nasıl ilgilendirmiyor? Kızım alo! Eğer bu iş olursa küçücük kıza yenge diyeceğiz, ay! İstemem ben kendimden küçük yenge."

Fatmanur'un tavrına ne kadar gülesim gelse de duyduğum şeyi, yeni bir hayal kırıklığını sindiremediğimden donuk bir şekilde baktım dostuma. Sanırım yalnız kalmaya ihtiyacım vardı.

"Ha anladım. Sen abim seninle konuşmuyor diye üzülüyorsun hala, değil mi? Boşver kanka ya! Yaşadığı şeyi unuttuğu zaman seni de affedecektir, sıkma canını. Hem bak dün babaannemlerde senden su istedi. Bu bile yeşil ışık bence!" deyip olaya yine en pozitif tarafından baktığında tebessüm etmeme neden olmuştu bu tutumu.

"Tabii, yüzüme bakmadan suyu almasını saymazsak." dediğimde amaaaan, der gibi suratını hareket ettirdi kuzenim. Onun bu şebek hali olmasa sanırım bazı şeylere daha zor katlanırdım.

DÖNEMEÇ (✔️)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin