"Bae! Hey! Kaçmasana ya!"
Felix'in kahkahalarla bağırarak söyledikleri ile Seungmin başındaki yoğun ağrıya rağmen gülümsemişti evinde çocuk gibi koşuşturan ikiliye.
"Felix amca yakalayamaz ki beni! Yakalayamazsın!"
Küçük çocuk nefes nefese kalmamış gibi son gücüyle bağırdığında şu an tek güvencesinin önündeki dikdörtgen masa olduğunu biliyordu. Hemen karşısında duran Felix de aynı onun gibi koşuşturmaktan nefes nefese kalmıştı, bunu umursamadığı için hızlıca masanın sağından dolanmış, sabahtan beri kıkır kıkır gülen çocuk ise hemen diğer tarafa koşuşturmaya başlamıştı. Tabii bu sefer Felix'in hızlı hareket etmesiyle yakalanmış, bedenini sarmalayan kollar tarafından havaya kaldırılmış, bununla birlikte kahkahalar atmıştı.
"Yakaladım! Seungmin gördün mü?"
Sarı saçlının sanki en büyük başarısı buymuş gibi kendisine söyledikleri onu güldürdü ister istemez. Ardından ikilinin eğlencesine ortak olup, kafa sallamıştı hızlı hızlı
"Ya! Baba! Felix amcaya bir şey söyle! İndirsin beni!"
"Küçük aslana bak ya. Bırakmıyorum daha ödülümü almadım"
Felix söylediklerinin arkasından hızlıca kucağındaki çocukla koltuğa oturmuş, kucağındaki küçük çocuğun yanaklarına bir sürü öpücük bırakmaya başlamıştı.
"Ya!"
Seungmin, Felix'in öpücüklerinden 'sözde' kaçmaya çalışan oğlu ile kıkırdadı. Üçü de biliyordu ki Bae Felix'in öpücüklerine, gösterdiği sevgilisine bayılırdı. Felix bu yüzden kucağındaki çocuğun kaçmasına izin vermedi zaten kısa bir süre sonra küçük beden de kaçmayı bırakmıştı.
"Hadi oyun oynayalım!"
Felix geri çekilip nefeslenirken, duyduğu cümleyle gözleri büyümüş, korkuyla arkadaşına bakmıştı. Sanki sabahtan beri evde koşuşturmuyorlardı. Felix'in gözlerindeki korkuyla kendisine bakmasıyla dudaklarını birbirine bastırdı gülmemek için.
"Bae'm biraz dinlenin ikinizde. Bak Felix abin çok yorulmuş, hem sen daha yemek yemedin"
Küçük çocuk merakla Felix'in durumuna bakmak için gözlerini ona çevirmiş bunu gören sarı saçlı anında gözlerini kapatıp, dilini dışarı çıkartmış, sözde ölmüş taklidi yapmıştı. Beklemediği şey ise ona sıkıca sarılan küçük beden olmuştu.
Anında gözlerini açıp, küçük bedene kollarını sarmış, Seungmin'e gözleri dolu dolu bakmıştı. Siyah saçlı, sarışının gözleri dolması ile gülümsemişti ister istemez. Bae ona ve kendisine her zaman oldukça sevgi dolu bir çocuk olmuştu. Ancak bazen Felix hissettiği bu sevgi karşısında ağlayacak gibi oluyor, kollarının arasına aldığı küçük bedeni asla bırakmak istemiyordu.
"Hadi yemek yiyelim"
"Yemek!"
Felix kolları arasından çıkmadan konuşan bağıran çocuğa çaktırmadan dolmuş gözlerini silip, ayağa kalktı. Bu kadar duygulanması aslında normaldi. En yakın arkadaşının bu sürecinde hep yanında olamasa da birçok şeye tanık olmuş, yanında olmadığı zamanlarda telefondan desteklemişti. Sonuç olarak tüm bunlara deymişti.
Hepsi birlikte mutfağa ilerlediğinde Seungmin ister istemez daha da gülümsedi. Bae ile ilk tanıştıklarında oldukça utangaçtı küçük çocuk. Ev ortamında yaşadıklarından dolayı oldukça içe dönük bir çocuktu. Ancak Seungmin onunla ilk tanıştıkları, kendilerine verilen bir saatte sık sık konuşmuş, başlarda hiç cevap vermeyen çocuktan vazgeçmemiş en sonunda hayvanlar ile bir şey sormuş, küçük çocuğun dikkatini kendine çekmişti. Görüştükleri bir saat sonrasında Seungmin en sonunda teyzesiyle konuşmuş ve yavaş yavaş süreçler başlamıştı.