Saf Acı ❈

1.2K 123 31
                                    

Selam herkese ! Sınav dönemim bitti ve yeni bölüm yayınladım. Biliyorum, çok geç oldu ama bundan sonra böyle olmayacak.Sık sık yeni bölüm ekleyeceğim. 3 güne bir diye düşünüyorum. Neyse, bölüm şarkısı ile iyi okumalar.


Sia - Breathe me

"Beklemek cehennemdir,

ama beklerim seni."

- Shakespeare

Dün geceki sarhoşluğun etkisi, bugünüme yansımıştı. Nedense sıkıntılarımı unutabilmek için, şarabı fazla tüketiyordum. Yaklaşık 1 aydır şarabı fazla tüketmem artmıştı.Özellikle Bavol'ın buraya gelişi, fazla şarap içmeme sebep oluyordu. En azından sıkıntılarımdan belli bir sürede olsa, kurtuluyordum.

Yataktan kalktım ve banyomu olmuştum. Elbisemi giymiş ve kahvaltımı etmiştim. Odamın kapısı açıldı ve içeri Cristalyn girdi. Onu çağırmıştım. Yanıma oturdu ve bana baktı.

Cristalyn " Beni çağırmışsın. Ne oldu ? "

" Bugün, örgütün konağına gitmem gerek. Bu yüzden beni idare etmeni istiyorum." dedim.

" Neden ? "

" Çünkü bugün ilk bebeğimin ölüm yıldönümü ve her yıl yaptığım gibi, orada onun ruhu için tütsü yakmak istiyorum. Bir de acılarım için doya doya ağlamayı."

" İyi, o zaman. Ama çabuk dönmen gerekiyor. Biliyorsun, abin bugün evleniyor. İstersen, tek başına gitme. Yanına birini al."

" Tek gidebilirim. Sonuçta oraya bugün benden başka kimse gitmeyecek. Bebeğim için, benim dışımda kimse ağlamayacak. Çabuk döneceğim."

" O bebek için, bende tütsü yakacağım. Belki Bavol da, bir şeyler yapar. Onun da çocuğuydu sonuçta."

" Bavol, bir şey yapmaz. Sanmıyorum. "

" Babası olarak, bir acısı vardır."

" O zaman, gitsin acısını başka bir yerde yaşasın. Mümkünse benden uzak bir yerde. Varlığına katlanamadığım adamın, ağlarken etrafımda olmasını istemiyorum."

" Bir zamanlar deli gibi onu arzuluyordun. Hayatın getirdiği noktaya bak. Şimdi ise, birbirinize katlanamıyor gibisiniz."

" Sonuçta, böyle olması gerekiyordu ve oldu. Bundan kimse şikayet etmemeli. Keşke, her şeyi başa sarabilseydim. O zaman şu anki halimden daha mutlu olurdum. "

" Bunu bilemezsin ki ! Belki de, bu halin daha iyidir."

" Bu halim daha mı iyi ? Değil. Kesinlikle, değil. Yaşamadığım acı kalmadı. Evlat acısı, aşk acısı ve diğer acılar. Artık alıştığım için bir şey yapmıyorum. Acılarla barıştım. "

" Canım arkadaşım, benim. Elbette mutlu olacağın günler vardır."

" Bence yoktur. Benim mutluluğum, bitti. Hadi, ben siyah binici kıyafetlerimi giyeceğim. " dedim ve kafasını sallayıp, gitti.

Siyah binici kıyafetlerimi giymiştim. Kılıcımı ve heybemi de yanıma aldıktan sonra odamdan çıktım. Kimsenin beni görmemesini sağlayarak, gizlice atların bulunduğu bölümden atımı aldım ve sarayın gizli orman çıkışını kullandım. Atımı olabildiğince hızlı kullanıyordum. Rüzgarı, yüzümde hissediyordum.

Sonunda konağa gelmiştim. Atımı uygun direğe bağlamıştım ve yavaşça konağın bahçesine girdim. Buraya çok uğramazdım. Çünkü anılar gözlerimin önünde dans ederdi ve beni ağlatırdı. Anılar her taraftaydı. Her adım attıkça, bu terk edilmiş yerde birçok anı görüyordum. Hepsi, eski ve özlediğim Lani'ye ve onun Bavol'ına aitti. Meğersem, o zamanlar ne kadarda mutlularmış.

Karanlığın Öpücüğü  ❈Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin