yazım hataları varsa, şimdiden
kusura bakmayın.
İyi okumalar.________
Jungkook Hyung, söylediği bir kaç tekniği torbada göstermemi istemiş ve ardından çok geçmeden yanımdan ayrılarak kısa sürede eline geçirdiği boks lapalarıyla karşıma geçmişti.
Anlamamış bakışlarımla bir ona bir lapaya bakarken, ellerini bir anda birbirine vurup çıkardığı yüksek sesle irkilmemi sağlamıştı.
"Bakma öyle, ne kadar gelişmişsin bakacağım."Derin bir nefes alıp verirken, açıklama yapmak istemiştim. Yani, başlayalı çok olmamıştı. Belki üç ay, belki.. iki(?)
Benden dört dörtlük bir savunma ve dört dörtlük bir boks bekleyemezdi, değil mi?
Ne de olsa, diğerlerinin yanında bir amatör gibiydim. Ne öğrendiğsem onu uygulayacak ve ona göre hareket edecektim...
Yinede, bunlara rağmen susarak kaldırdığı ellerine karşın gardımı almış ve en iyisini yapma düşüncesiyle kendimi hazır hale sokmaya çalışmıştım. Ya yapacaktım, ya da yapacaktım..Ciğerlerimden itibaren gelen soluğu sakin olmaya gayret göstererek dışarıya salmış, gözlerimi sanki karşımda rakip varmış gibi dikkat kesmiştim.
Bu sırada Jungkook Hyung sol elini göstererek yumruk atmamı belirtmiş, bunu yapmamla beraber serice sağ elini uzatarak hızlıca vurmamı sağlamıştı. Ardından elinin tersiyle omzuma vurarak ittirmiş "Mesafeyi koru." diyerek uyarısını yapmıştı.
Hiç beklemeden aynı hareketi tekrarlatmış ve teknik üzerine teknik ekleyerek ondan kaçınmamı, bununla birlikte yumruk atmamı sağlamıştı.
Bunlar her zama ki antrenmanda tekrarladığımız şeyler olduğu için, kolayca yapabiliyor ve karşılık verebiliyordum.
Ama bu uzun sürmeden bir anda abanarak ellerini hızlandırmış afallamamı sağlarken, bu sefer elinin tersini yüzüme geçirir gibi yapıp, gerileyip kaçmamı sağlamıştı. Bu bir nevi, refleksimi ölçmek miydi?
"Odaklan, ringtede rakibinin sana seri vurmasına şaşıracak mısın?"Diyecek bir şey bulamazken, bedenimi saran hafif utanç dalgasıyla bakışlarımı ona değdirmeden devam etmiştim..
_______
Neredeyse yarım saate yakındır, her seferinde bir kademe bir kademe zorlaştırarak terden ve nefessizlikten gebermemi sağlayan Jungkook Hyung en sonunda antranörümüzün sesiyle durmuştu. "Evlat, yüklenmesene çocuğa. Yumruk atacak hali yok, görmüyor musun.."
Ciddende yumruk atacak halim yoktu, sanırım şuraya bayılacaktım. Çok susamıştım..
"Bay Sunn, daha yeni başlamıştım ama ben."
Önümdeki bedenden gelen keyifli ses gözlerimi irileştirip hocama dönmemi sağlarken, koltuğuna kurulmuş yaşlı beden bana bakarak sadece gülmüştü. Ahh, hadi ama.."Hiç degişmeyeceksin.. En azından ara verin?" yardım dilenen bakışlarımın sonucu olarak muazzam bir teklif gelirken, istekle Jungkook Hyung'a dönmüş hızlı hızlı başımı sallayarak kabul etmesini beklemiştim.
Bana kararsızlıkla uzun bir süre baksada sonradan sırıtarak çenesiyle onay vermişti.
O an sevinçten havalara zıplayıp bir tanede Jackson'a çakasım gelmişti. Ama ne yazıkki hiç ama hiç halim yoktu. Jackson'da ne alakaydı bilmiyorum ama o an aklıma direkt o gelmişti.
Şu gevşekten bahsedince, ne olmuştu acaba son durumu.. Aman, haketmişti sonuç olarak. Banane..
"Bugünlük azat ediyorum, antrenörümüzün hatrına. Ama gelecek antrenmanda acımayacağım, bilesin. Şimdi git toparlan, süremiz dolmak üzere zaten." Yarım yamaklak dinlediğim cümlesine karşın ağırca başımı sallayarak hala daha düzene girmemiş nefeslerim için soluk alıp veriyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
comptive | taekook
Fanfiction'Bilinmeyen numara. Diyorum ki, o güzel kalçalarını biraz daha camının önünde sallaya sallaya odada tur atarsan boxer denen bir şey kalmaz üstünde. Yarı çıplaksın. Ya perdeyi çek, ya üstünü giyin ya da ben seni fena yapacağım ;)' •Taekook• Seme Jk...