Diğer bölümü paylaşmak için sabırsızlanıyorum. Eğer 50 volte 50 yorum gelirse hemen paylaşırım. İyi okumalar......
Ağrıyan başını parmaklarıyla ovup geçirmeye çalışan Taehyung'un uykusuzluk ve yorgunluktan göz altları çökmüştü. Jungkook'u derin bir uykunun içine çeken anestezi iğnesi ile onu güzelce hazırlamış, odada bulunan sedyeye yatırdıktan sonra ellerini ve ayaklarını kelepçeleyin sabaha karşı odadan çıkıp hiç uyumadan güne başlamıştı kliniğinde.
O kadar yoğun bir gündü ki çocuğu sadece bir kez kontrol etmek için odasından ayrılabilmişti. Uyanmaması için yeniden iğne yapmak zorunda kalmıştı bu yüzden.
Şimdi ise son hastasına baktıktan sonra mesai saatinin bitmesini beklerken masasında dinleniyordu. Kapının çalınmasının ardından sekreter kız içeri girip, "Bay Kim ben. çıkıyorum. İyi akşamlar." dediğinde kısaca iyi akşamlar diyerek kızın gitmesinin ardından yavaşça koltuğundan kalkarak odasından ayrılmıştı.Ellerini cebine sokup, ıslık çalarak asansöre yürürken dudaklarını ısırıyor ara sıra gülerek başını iki yana sallıyordu. Asansöre bindiğinde aynanın karşısında kendi gözlerinin içine bakarak gülmesine devam ederken Jungkook'u düşünüyordu.
Yüzü, ince beli ve beyaz teni.. Dün gece çocuğu soyarken onu arsızca incelemişti. Bir erkeğin bedeni ancak bu kadar güzel olabilir diye geçiriyordu içinden. İncecik beline tezat kalın baldırları ve geniş omuzları Taehyung'u cezbetmişti. "Siktir!" dedi Taehyung başını aşağı eğerek pantalonun önündeki sertliğe baktı. Jungkook'u hayal ederken sertleşmişti. Daha hayalinde böyleyse o uyandığında ve ona yapacaklarından sonra nasıl olurdu?
Bodrum kata inen asansörün açılan kapısından geçerek gizli odasının olduğu yere doğru ilerledi ve kapısını açarak içeri girdi. Salon olarak düzenlenmiş oda başka bir odaya açılıyordu. O kapının ardında Jungkook vardı ve kapının arkasından sesini duymaya başladığında dudağı yana doğru kıvrılarak kapıya doğru ilerledi. "Prenses uykusundan uyanmış." diyerek kulbu indirip içeri girdi.
"Minik hastam uyanmış bakıyorum." dedi sedyenin tam karşısında durarak.
"Sensin hasta, ruh hastası pislik! Çıkar beni buradan." diye bağıran Jungkook her şeyin farkına vardığında dünyası başına yıkılmıştı. Doktor onu bayıltıp o sedyeye bağlamıştı. Uyanalı bir iki saat kadar olmuştu ve o andan beri bağırarak yardım istese de kimseler onu duymamıştı.
" Hşşt, sakin ol bakalım. "diyerek Jungkook'un baş ucuna kadar gelen Taehyung onun yüzüne doğru eğilmiş ve kendisine öfke dolu gözlerle bakan gence gülümsemişti.
" Bunu neden yaptın? "diye sormuştu Jungkook. O bir doktordu nasıl bir insana böyle bir şey yapabilir, onu zorla orada tutabilirdi aklı almıyordu.
" Sessiz ol, başım ağrıyor! "diye sert bir şekilde onu uyardı Taehyung. Az önce gülerken şimdi yüzü korkunç bir ifadeye bürünmüştü.
Taehyung kenarda duran masaya yürüdü ve üzerinde duran aletleri karıştırıp neşteri eline alarak Jungkook'un yanına geri döndü. Jungkook onun elinde tuttuğu neşteri görememişti. Kollarını ve ayaklarını sallayarak kelepçelerden kurtulmaya çalışıyordu. "Sen gerçekten doktor musun?" diye sordu. Bu soru Taehyung'un gülümsemesine sebep olduğunda eğilerek, "Evet ben doktorum. Sende benim hastamsın." dedi.
"Ben hasta değilim! Beni burada zorla tutamazsın. Şikayet edeceğim seni anladın mı beni!" diye bağırsada Taehyung işaret parmağını onun dudaklarına yaslayarak susmasını sağladığında, "Boşuna kendini yorma güzelim, buradan kurtuluş yok. Artık senin bedenin bana ait."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Make Love With Pain
FanfictionDoktor Kim Taehyung sadist bir insandı. Kliniğinde özel bir oda hazırlamıştı ve kliniğine gelen Jungkook'u kaçırarak oraya hapsetmişti. Ama Jungkook sandığı gibi masum bir çocuk değildi. Onun mazoşist yanı Taehyung'u şaşkına çevirmiş ve kendi hazırl...