Bir Ay Sonra
"Lâl hadi sevgilim!"
"Tamam geldim!" diye bağırdıktan sonra son kez kendimi kontrol edip odadan çıktım.
"Valizleri yerleştirdin mi?"
"Yerleştirdim ben, sadece sen kaldın geriye." dedi gülerek.
"Keşke hiç bitmeseydi tatilimiz." dedim dudaklarımı büzerek.
"Sezon bitsin yine çıkarız tatile sevgilim. Sen yeterki iste." deyip dudaklarıma bir öpücük kondurdu Kerem.
Milli takım maçları iki hafta sonra anca bitmişti. Ondan sonra da iki haftalığına tatile çıkmıştık Paris'te. O kadar eğlenceliydi ki hiç bitmesin istedim.
Mesele kruvasanın her türlüsünü denedik, Eyfel kulesini gezdik. Akşamları sokaklarda gezip sokak sanatçılarını dinledik.
Bir sürü yerel yemekleri denedik. Salyangoz çorbası denedik mesela. Normalde hayatta yemezdim ama Kerem zorladığı için tadına baktım.
İğrençti, kendimi kusmamak için zor tutmuştum. Keremse halime kahkaha atıyordu sadece.
Bir kütüphaneye gidip İngilizce kitaplar okuduk. Merak ettiğimiz için Fransızca bir kitaba da baktık tabii. Öğrensek kötü olmazdı ama zordu.
Tatil böylelikle hızla geçmişti ve şimdi dönmek zorundaydık. Bütün kötülüklerden, acılardan uzak verimli bir iki haftaydı bizim için.
Sadece birbirimizi düşündüğümüz, başka hiçbir zorluğun olmadığı iki hafta. Hep böyle olsa keşke diye geçirdim içimden.
Ama tabii görevimi de özlemiştim. Heyecandan böylesine uzak durmak da canımı sıkmıştı.
Uçağa bindiğimizde yorgun olduğum için direkt olarak yayıldım. Yavaş yavaş bastıran uykuyla kafam Keremin omzuna düştü.
__
Eve geldiğimizde yolculuğun verdiği yorgunluk vardı hâlâ üzerimizde. İkimiz de kısa bir duş aldıktan sonra birbirimize sarılarak uykuya daldık.
Sabah uyandığımda Kerem yanımda yoktu. Tedirgin oluyordum her seferinde. Paris'te böyle korkularım yoktu tabii ama buraya gelince ister istemez korkuyordum.
Mutfağa gittiğimde kahvaltı hazırlayan sevgilimi görünce rahatladım.
"Sevgilim?" dediğimde Kerem sucukları doğramayı bırakmış bana bakıyordu.
"Ya ne yalan söyleyeyim sucuğu özlemişim valla. O yüzden şöyle güzel bir kahvaltı hazırlayayım dedim."
Bu haline kıkırdayıp kapıya yaslanarak onu izledim.
"Hiç yardım edemeyeceğim biliyor musun. Sen hazırla ben yiyeyim."
"Emrinize amadeyim prensesim." diyerek eğildiğinde kahkaha attım.
Kerem kahvaltıyı hazırlarken ben de üstümü değişip hazırlandım. Tekrar mutfağa gittiğimde kahvaltı hazırdı.
Direkt olarak oturduğumda beraber kahvaltı etmeye başladık.
"Sen böyle hazırlamışsın da antrenmanın yok mu?"
"Bugün yok. Yarın başlıyor antrenmanım."
"Anladım. Ben kahvaltıdan sonra ofise geçeceğim ama. Neler oldu bitti merak ediyorum."
"İki dakika beklesen şaşardım zaten." dedi ağzına zeytin atarken.
"Napayım ya özlüyorum işimi."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbimden Tenime | Kerem Aktürkoğlu
Fanfiction"Lâl! Lütfen vur beni bitsin!" diyen Kereme baktım yerde yatarken. "Kerem ne saçmalıyorsun sen?" diye sordum zar zor konuşurken. "Böylesi ikimiz için de daha iyi olacak. En azından senin ellerinden öleceğim." Bu hikayedeki kişi ve kurumların gerçek...