İntikam

725 47 32
                                    

"Kerem.." dedim çıkmayan ve titreyen sesimle.

Kelimeler boğazımda düğümlenirken onu öyle görmeye dayanamıyordum. Onun yerinde olmak istedim.

"Kerem! Kerem, hadi kalk. Nolur kalk."

"Kerem!" diye bağırarak uyandığımda nefes nefeseydim.

Hemen soluma baktığımda Keremin yanımda olduğunu gördüm. Bağırış sesimi duymuş olacak ki o da korkuyla uyandı.

"Güzelim iyi misin?"

"Kerem iyisin değil mi?" diye sordum hâlâ nefes nefeseyken.

"İyiyim iyiyim güzelim gel buraya." diyerek bana sarıldığında göz yaşlarıma hakim olamadım.

Gördüğüm kabusun tesiri altında kalırken o görüntü gözlerimin önünden gitmiyordu.

Kerem yatak başlığına yaslandığında benim de kafamı göğsüne yaslamıştı. Ağlamam dinginleşirken Keremin kokusunun verdiği huzur uykumu getiriyordu.

__

Sabah uyandığımda Keremin kolları arasındaydım. Öylesine sıkı tutuyordu ki beni sanki gitmemden korkuyordu.

Gördüğüm kabus aklıma gelirken elimi yanağına çıkardım. Yavaşça yanağını okşarken uyanmaya başladı.

"Güzelim.." dedi uykulu çıkan sesiyle.

"Seni çok seviyorum Kerem.." dediğimde gözleri hafifçe kapalı bir şekilde gülümsedi.

Beklemediğim bir anda beni yan çevirerek üstüme çıktı. Gözlerim açılırken kalp atışlarım da hızlanmıştı.

"O zaman sabah öpücüğümü alayım." diyerek beklemeden dudaklarımı öptü.

Nefes almak için ayrıldığında nefesi alamadan tekrar öpmeye başladı beni. İşin sonunun kötü yerlere gideceğini bildiğimden Keremin karnına vurarak yana düşmesini sağladım.

"Kızım napıyorsun ya!" derken karnını tutuyordu.

"Çok üzgünüm sevgilim ama kendimi kurtarmam gerekiyordu."

"İllaki düşeceksin elime." dediğinde sırıtarak yataktan kalktım.

"Hadi bugün kahvaltıyı dışarıda yapalım. İpekle Barış da gelsin."

Kerem cevap vermeyince dönüp ona baktım. Hâlâ karnını tutarak kıvranıyordu.

"Kerem abartma lütfen ya!"

"Abartma mı? Sen elinin ne kadar ağır olduğunu bilmiyorsun herhalde." diyerek kıvranmaya devam etti.

Sert vurmuş da olabilirdim o yüzden endişelenerek yanına gittim. Yatağa oturarak tişörtünü sıyırdım ve karnına bakmaya başladım.

"Kerem kızarmamış bile."

"Öpersen geçer belki." diyerek masumca güldüğünde asıl amacını şimdi anlamıştım.

"Fırsatçısın Kerem." diyerek kalkmaya çalıştığımda kolumu tuttu ve beni kendine çekti.

Tabii hiçbir tesiri olmamıştı bunun.

"Kerem beni fazla mı hafife alıyorsun?"

"Ne bileyim ya genelde düşüyorlardı." dediğinde kaşım çatıldı.

"Ha yani başkalarına da böyle yaptın?" diye sorduğumda şaşkınca bakıyordu bana.

"Kıskandın mı sen?"

"Yok Kerem kıskanmadım öyle gırgır şamata olsun diye. Mal mısın?" dediğimde gerçekten sinirlenmiştim.

Tamam geçmişi beni ilgilendirmiyor ama bana da böyle söylemesin yani.

Kalbimden Tenime | Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin