Mektup

852 53 17
                                    

Ofise geldiğimde her yerim ağrıyordu Kerem sağolsun. Allah'tan vücudum böyle ağrılara alışıktı ki yine hareket edebiliyordum.

Kutu meselesi kafamı baya karıştırmıştı o yüzden içeri girmekte acele ediyordum.

Odama geçtiğimde direkt olarak ceketimi çıkarıp masa telefonunu açtım.

"Selen, Canı odama gönderin."

"Tamam amirim." diyen Selenle telefonu tekrar yerine koydum.

Aradan bir dakika geçmemişti ki Can geldi.

"Buyrun amirim."

"Can dünkü kutu meselesi. Naptın?"

"Dediğiniz gibi kimsenin bakmamasını söyledim. Hâlâ sizi bekliyorlar."

"Tamam, nerede şimdi?"

"Aşağıda, eşyaların yanında."

"Tamam, yanına Savaşı da al benimle gelin." diyerek ayağa kalktım ve aşağı inmeye başladım.

Kapıdan gireceğim sırada Can ve Savaş da arkamdaydı.

Can direkt olarak kutuyu alıp önüme koydu.

"Amirim bence burada bakmamalıyız." diyen Savaşa döndüm.

"Neden?"

"Biliyorsunuz ne olur ne olmaz, odanızda bakmak en mantıklısı."

"Haklısın. Odama çıkıyoruz." dediğimde Savaş kutuyu aldı ve beraber tekrar odama çıktık.

Masama bıraktığı kutuya gittim direkt olarak. İçimde kötü bir his vardı bu kutuyla ilgili. Ellerim açmak istemiyordu.

Derin bir nefes alıp vererek kutuyu açtım. İçinde birine ait olduğu belli olan özel eşyalar vardı.

Dolapta olan eldivenlerden birini alıp giydim dokunmadan önce. İlk olarak bir bere vardı. Bir yerden tanıdıktı aslında ama aklıma gelmiyordu.

"Savaş, şuraya temiz bir poşet aç. Aldıklarımı onun üstüne koyacağım."

Lafımı ikiletmeden dediğimi yaptığında bereyi onun üstüne koydum.

Sonra bir kelebek bıçak. İncelediğimde yine aynı isim ;

Serkan Korkmaz.

Bıçağı da kenara koyarken aklımda binbir türlü düşünce dolanıyordu. Bu kişi babam mıydı yoksa aynı adlı farklı biri mi?

Eğer babamsa bunlar ne alakaydı?

Kutuya bakmaya devam ettiğimde bir mektup gördüm en aşağıda. Üstünde ;

Semra Korkmaz'a  yazıyordu.

Annemin adı.. Neler oluyor burada?

Hızla mektubu açtım ve okumaya başladım.

Semram, canım karım ;

Benden nefret ettiğini biliyorum ama ben buyum. Senden sakladığım için özür dilerim. Şimdi sizi gönderiyorum çünkü tehlikedesin. Bir ailem olduğunu öğrenenler size saldırmak isteyecek. Şimdi ben kızımı ve seni çok üzülerek kendimden uzaklaştırıyorum.

Ben seni hep sevdim Semra, sevmeye de devam edeceğim. Sen benden nefret etsen bile sevmeye devam edeceğim. Yaptığım şeyin affı yok dedin bana. Biliyorum, affı yok. Ama bu benim işim, benim işim adam öldürmek.

Bu mektubu sana göndermeye cesaretim olur mu bilmiyorum ama eğer bunu okuyorsan hâlâ sizi özlediğimi bilmeni istiyorum.

Lâlime, küçük kızıma iyi bak lütfen olur mu?

Kalbimden Tenime | Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin