Yeni bölümden herkese selam.
Bakalım neler olacak.
Keyifli okumalar.
***
AZRA NEVA CANBEYLİ
Büyük bir sevinçle Mirhana baktım. Benim tayinimi buraya istediğini söylüyordu. Peki neden bana söylememişti. Dönüp bana baktı. Kısa süreli göz göze geldik. Heyecan ile ona baktım. Dönüp Hazar ağaya baktı. İçimden umarım dedim umarım hemen çıkar da görevimi yapmaya başlarım.
"İptal et!" Diyen Hazar ağa üzerinde gülümsemem yüzümde soldu. Neden bu adam bana karşı böyle yapıyordu ki? Sanırım farkında değildi ama kaçan ben değil kendi öz ve öz kızıydı. Ben tam ağzımı açmış bir şey diyecek iken Mirahan "etmeyeceğim" dedi kesin bir sesle.
Beni koruması o kadar hoşuma gidiyordu ki. Diyordum ki işte benim sırtım yere gelmez. Arkamda Mirhan var. Gerçi o olmasa da Azat abim vardı. "Sen benim söz-" diyen Hazar ağanın sesini alacaklı gibi çalan kapı sesi böldü. Ardından "çık dışarıya Azra" diye bağıran Azat abimin sesi.
Doğru duymuştum değil mi? Bu ses Azat abime aiti. İyi insan lafının üzerine gelirmiş demek isterdim ama pek iyi şeyler olmayacaktı galiba. Mirhan bir hışımla ayağa kalkıp kapıya doğru yürümeye başladı. Arkasından de hepimiz. Mirhan kapıyı açar açmaz "Bu ne densizlik!" Diye bağırdı.
Korku tüm bedenimi esir aldı. Abim Mirhana bile bakmadan kapının arkasında duran bana baktı. "Azra gel buraya eve gideceğiz" diye haykırdı. Ne yapacaktım ben şimdi. Abime baktığında öfke dolu gözleri ile bana bakmaktaydı. Bu beni daha çok korkuttu.
"Sen kimsin lan benim karımı alacaksın!" Diye kükredi Mirhan. Daha sonra kolları ile abimi geriye doğru itip kendisi de ďişarıya çıktı. "Ben kim miyim? Göstereyim sana ben kimmişim" diye kükredi bu defa. İkisinin gözünden de ateş çıkıyordu resmen. Konağı yaka bilecek ateş.
"Sakin olun gelin şuraya oturup sakince konuşalım" dedi Adar abi. Ama ikisi de onu duymadı. Daha doğrusu duymazliktan geldi. "Göster bakalım kimişsin" dedi Mirhan oldukça rahat bir tavırla. Abim belindeki silahı çıkarıp Mirhana doğrultu.
O anda bende büyük bir adım atıp avluya çıktım. Benim avluya çıkmam ile abim bileğinden tutup beni arkasına aldı. "Sen kimsin de benim karımı çekersin lan bittin sen" diye kükredi Mirhan. O da belinden silah çıkarıp abime doğrultu. Bu sabah atış yaptığımız silahtı.
"Ya ben Azrayı buradan alıp giderim ya da ikimizden biri ölür" diye kükredi abim. Korkudan hızlı hızlı nefes almaya başladım. "Azra burada kalacak ve sen öleceksin Azat Izol" diyerek bir adım abime doğru attı Mirhan. "Bekliyorum Mirhan Canbeyli" diye bağıran abim meydan okuyordu.
"Yusuf, Mirhanın sakinleştiricisini getir" diye bağırdı Hesna anne. Mirhan sinir hatasıydı. Sinirlenince ne yapacağın belli olmuyordu. "Sakın?" Diyerek Yusfu durdurdu Mirhan. Neden Hazar ağa bir şey yapmıyor söyleniyordu. Mirhan sinirliydi. Sakinleştirici alamayacakti. Abimi vuracakti. Ne yapacağını bilmiyordu. Abimi öldürecekti.
Korkudan ölecek gibi hissediyordum. Karnıma bir sancı girmişti. Midemin bulamadığını hissediyordum. Başım dönmeye görüş alanım bulanıklaşmaya başlamıştı. Yere düşmemek adın bir elinle abimin kolunu tutum. "Azra?" Diye bağırdı Şilan yenge.
Dengemi kaybetmeye başlarken güçsüz kollarımı abime doladım. Ya ona bir şey olsaydı ya Mirhana bir şey olsaydı. Ben sevdiğim iki adamın arasında kalmıştım. "A-Azra titriyorsun" dedi abim endişeli bir sesle. Daha sonra kollarını bana sardı. O an göz yaşlarım bir bir dökülmeye başladı. "Ko-kor-korkuyorum" diye bildim güçlükle.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saklı Bahçe
RandomYıllar önce daha onlar çocukken kaderleri yazılmıştı. Aradaki düşmanlık ve söylenen toz pembe bir yalan ayrmıştı onları bambaşka bir hayata sürüklemişti. Ama berdel kararı onları birleştirmişti. İki küçük aşık berdel sonrası kavuşabilecek miydi?? ...