Zehirli Cümle

1.8K 84 33
                                    

Bölüm Şarkısı :

Anıl Emre Daldal - Anlatamadığım Şeyler Var



Tesise geldiğimde güvenlik beni durdurdu.

"Kimliğinizi görebilir miyim?"

Kimliğimi çıkarıp gösterdim.

"Ah, yeni özel güvenlik. İçeri geçebilirsiniz Lâl Hanım."

"Sağolun." deyip arabamın camını kapadım ve otoparka park ettim.

Uzun uğraşlar sonucu girişi bulduğumda bir koridora çıktım.

Etrafta birilerini bulmayı umarak dolanıyorken birine çarptım.

"Çok pardon." deyip kafamı kaldırdığımda karşımda Barışı gördüm.

Beni görür görmez kaşları çatıldı, yüzü sinirli bir hal aldı.

"Lâl? Senin ne işin var burada?"

Sırayla gelin lütfen.

"Özel güvenlik olarak buraya atandım."

"Şaka mı yapıyorsun?"

"Şaka yapar gibi bir halim mi var?"

"İnanamıyorum ya." deyip kafasını sallayarak gitti.

Sıkıntıyla bir nefes alıp vererek yürümeye devam ettim.

Sonunda birini bulduğumda bana yolu gösterdi.

Gerekli kişilerle görüştükten sonra yapmam gerekenleri öğrendim. Kısaca tesisi de gezdim.

Üstüme de özel kıyafetlerini giydim. İlk görevimse takım antrenman yaparken kenarda beklemekti.

Yerimi aldığımda oyuncuları bir süzdüm.

Sonra Barışla hararetli bir şekilde bir şeyler konuşan Keremi gördüm. Büyük ihtimalle Barış beni gördüğünü söylüyordu Kereme.

Kenardaki güvenliklere bakmaya başladıklarında beni aradıklarını bildiğim için bakışlarımı hemen onlardan çekip başka bir yere çevirdim.

Kereme ve Barışa bakmamaya çalışarak öylece duruyordum.

Galiba hayatımda yaptığım en sıkıcı görevdi. Çatışmalı, koşmalı, aksiyonlu görevlere alışmışken burada yalı kazığı gibi dikilmek hiç hoşuma gitmemişti.

Neyse en azından yine silahım var diye düşünerek kendimi biraz avutmaya çalıştım.

Su molasında gözlerim istemsizce Kereme kaydı.

Başından aşağı aktardığı suyla çok çekiciydi her zamanki gibi. Onu öylesine özlemiştim ki, gidip boynuna atlayasım geliyordu.

O olayın ardından aradan iki yıl geçmişti. Ben onu unutamamıştım, alışmıştım yokluğuna tabii ama hâlâ seviyordum işte.

O ise benden nefret ediyordu. Kendim istemiştim bunu, zorundaydım. Bana üzüleceğine benden nefret etmesi daha iyiydi.

Onun bakışları da beni bulduğunda daha çok nefretle bakıyor gibiydi. Bu bakışlar altında ezildiğimde kafamı çevirip yere baktım.

Derin nefes alıp vererek kendimi sakinleştirdim.

Yaklaşık üç saat daha antrenman yaptıklarında yere çökmüş izliyordum artık onları.

Ne kadar kötü bir işti bu. Hiçbir şey yaptığın yok, sadece dikiliyorsun.

Antrenmanları bittiğinde ben de ayaklandım. 

Kalbimden Tenime | Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin