Yeni bölümden herkese selam.
Bakalım neler olacak.
Keyifli okumalar.
***
Mirhan ağa ilk kez kendine emin bir şekilde konağa giriş yaptı. Bir elini tutmuş olan küçük kızına baktı. Ardından diğer elini tutmuş olan kadına. Emindi artık bu oydu. İlk kez emindi. Ve onu bu konağa getirirken bir an bile tereddüt etmedi. Madem insanlar benim kararlarıma saygı duyup beni istemiyor o zaman bende bana saygı duyup yanımda olmak isteyenlerle olurum demişti Mirhan ağa.
Tüm aile üyleri şaşkınlık ile karşılarındaki kadına bakıyorlardı. Kimisi bu ne alaka derken kimsi bunun burada ne işi var diyordu. Bazıları ise acaba yanlış mı görüyorum diyordu.
IKI SAAT ÖNCE (AZRA NEVA CANBEYLİ)
Terleyen elimi pileli eteğime sürdüm. Fazlası ile stresliydim. Artık geç kaldığım bir şeyi yapma zamanı gelmişti. Mirhana her şeyi anlatakctım. Geç bile kalmıştım. Benim gibi onun da her şeyi bilmeye hakkı vardı. "Ne diyeceksen de artık" sert soğuk ses karşısında ürperdim.
Korkak bakışlarımı bana bakan keskin sert bakışlara çevirdim. Daha ne diyeceğimi bilmeden bu kadar sinirliyse kim bilir öğrenince ne hale gelecekti. "Mirhan o saklı bahçedeki küçük kız benim. Çocukluk aklı ile düşman çocuğu olduğun için adımın Zilan olduğunu söyledim. Ama bilseydim böyle olacak hiç yalan söyle mıydım?" Dedim tek nefeste.
Vereceği tepkiyi cevabı anlamak adına gözlerinin içine bakıyordum ama ifadesizdi. Bir anda güldü. Alay edercesine güldü. "Sensin ha" dedi ve daha fazla güldü. Sesinde dalga geçer bir tını vardı. "Zilan da bunu söyledi biliyor musun?" Dedi keskin bir sesle.
"Herkes o zaten. Ama bir o, o değil!" Dedi yine sert keskin bir sesle. "Salak mı zannediyorsun sen beni. Gelip bana ben oyum diyeceksin bende kabul edeceğim sonra mutlu bir evliliğimiz olacak demi!" Diye kükredi adeta. Korkudan olduğum yerde sıçradım.
"Sakın ola sakın sende Zilan gibi aptallık edip de benim küçük aşkımın yerine geçme. O masum kız siz olamazsınız! Zaten ben anlamıyorum ki kendinizi benim masum aşkım ile aynı keseye nasıl koyuyorsunuz!?" Sondaki kelimleri söylerken yine sesinde alay eder bir tını vardı.
"Yemin ederim ben yalan söylemiyorum Mirhan o bendim" dedim yalvarırcasına gözlerinin içine bakarak. Ama o beni umursamadı. Yürümeye başladı. "Yemin ederim Mirahan yalan söylemiyorum" dedim bağırarak. "Mirahan!" Diye bağırırken ağzımdan acı bir hıçkırık koptu.
Bir anda kendimi uykudan attım. Gözlerimi bir süre etrafı taradı. En son Mirhana sarılarak uyuduğumu hatırlıyordum. Az önce gördüğüm şey bir rüyadan ibaretti. Rüyanın etkisinden olsa gerek terlemiştim.
Hemen yan tarafıma dönüp baktım. Mirhan yoktu. Ani bir şekilde yataktan kalkıp etrafa baktım. Bavulu yoktu. Gitmişti..
Hızlı hareketlere yataktan kalktım. Uyumdan önce çıkarmış olduğum şalı alıp hızlı bir şekilde bağladım. O sırada masanın üzerindeki kağıt dikkatimi çekti. Yaklaşıp baktığımda Mirhanın benim için aldığı bileti gördüm. Onu elime alıp odadan çıktım. Herkes oturmuş sohbet ediyordu.
"Mirhan çıkalı ne kadar oldu" diye sordum aceleci bir şekilde. Herkes en başta şasırsa da Hivdar abla yarım saat önce çıktığını söylemişti. Koşarak odama gidip çekmecede olan anahtarı aldım. Yine aynı hızla koşarak evden çıktım. Sitenin içinde olan arabamın önüne gelip bindim.
Bu arabayı Azat abim tayinim buraya çıktığında almıştı. Okula gidiş gelişlerim kolay olsun diye. Akşam saatleri olduğundan olsa gerek trafik yoktu çok şükür. Bundan dolayı olsa gerek yarım saatlik yolu on beş dakikada gelmiştim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saklı Bahçe
RandomYıllar önce daha onlar çocukken kaderleri yazılmıştı. Aradaki düşmanlık ve söylenen toz pembe bir yalan ayrmıştı onları bambaşka bir hayata sürüklemişti. Ama berdel kararı onları birleştirmişti. İki küçük aşık berdel sonrası kavuşabilecek miydi?? ...