Merhaba canlar. Ben geldim, hoş geldim. 🤭
Bir önceki bölümde planım değişmezse iki bölüm daha demiştim ama değişti ve şimdi sezon finali yapıyoruz, tabii ki de Instagram da beni takip edenler bundan zaten haberdardı ama olmayanlar için de buradan söyleyeyim.
Sezon finali yapıyoruz.
Ne kadar sürecek, dönüş tarihi ve ikinci sezon ilk bölüm net tarihini Instagram'dan zamanı gelince bildireceğim.
Not: Çok ağlamayın olur mu? 😚
Bir de başlamadan buraya teorilerinizi yazarsanız çok mutlu olurum, bölüm sonu tahminlerinizi yani.
İyi okumalar dilerim.
Çok sevdiğiniz bir eşyanızı düşünün.
Sonra onun buhar olup artık temas edemeyeceğiniz ama daha fazla hissedebileceğiniz bir şekle büründüğünü hayal edin. Hayatınızı güzelleştiren o şeye.
Bu tabir benim için ailem.
Sonra onu kaybettiğinizi ve bir daha asla verdiği güvene, huzura sahip olamayacağınızı hayal edin.
Ama yıllar sonra, 365 günü defalarca yaşadıktan, tatsız yemekler, güçsüz soluklar ve neşesiz kahkahalar attıktan sonra o şeyin geri döndüğünü ve tekrar hayat bulduğunuzu.
Tam o andaydım, tam da bunu yaşıyordum.
Yeni bir ailem vardı. Yeni sıcak sarılmalar, yeni mutlu gülüşler.
Barkın gelip Mert denen adamın geldiğini söyledikten sonra Aysuna'yla yalnız kaldık. O helvamın üzerine konmuş akışkan sade dondurma gibiydi, onsuz hayatımın bir anlamı yoktu artık. O ve getirisinde getirdikleri. O ve onun bana sunduğu mutluluklar.
Ama sonra kafama dank etti, çan sesi kulaklarımda titredi. Mert de kimdi be!
İçeri koşuştururken Aysuna da hemen arkamdaydı.
Mert denen adam Hamit abinin iş arkadaşıydı. Benden büyüktü, idare eder tipi vardı, Aysuna'ya olan sevecen bakışları sinirlerimi gererken Hamit abi ile olan samimiyeti ise tüylerimi diken diken ediyordu.
Sakin ol Gökmen. Sen onun oğlusun ama Mert sadece iş arkadaşı.
Hamit abi, "benim damat." Deyince göğsüm kabardı.
Aysuna, Hamit abinin işi uzayınca isteği üzerine kahve yapmaya kalktı, hemen tuz talebinde bulundum, o nazlı gülümsemesi ile mutfağa gidince Hamit ile göz göze geldik. Şimdi misafir var ama sonra göstereceğim ben sana diyordu o gözler, yerime sindim o işine dönerken.
Mert gidene kadar kıskançlıktan dakikaları nasıl atlattığımı bilemedim. Ama sonra o gitti ve ben ailemle baş başa kaldım.
Yemekten önce salonda oturmaya geri döndüğümüzde sohbetin arasında sen gel Hamit abinin aklına yapmayı unuttuğu maskesi gelmesin mi? Gelsin.
Bana yapmak için heveslenmesin mi? Heveslensin.
Maskeyi yapmak için üzerime eğildiğinde koltukla bir olmak istedim, diş doktorunda gibi hissediyordum ve bu çok korkunçtu. Bir de Hamit abinin yüzünde maskeyi yaparken öyle bir mutlu ifade vardı ki, boyama yapan kreş çocuğu gibi görünüyordu aşağıdan.
Korkutucu dakikaların sonunda kendisine de yapıp yanıma oturduğunda çekilen fotoğraf sesiyle sıçtığımı anladım. Aysuna bizi böyle çekmişti, birine gösterirse var ya yanmış bitmiş kül olmuştum.
Ertesi sabah kalktığımda önce Aysuna'yı arayıp moral konuşmamı yaptım. Sonra Duman'ın ihtiyaçlarını halledip işe gittim.
Tüm gün yoğunduk, öğrenciler oturmaya geliyordu, işten çıkanlar yorgunluk kahvesi kapmak için uğruyorlardı. Çıkış saatine yaklaştığımızda son kontrolleri yaptım, çıkarken Rafuk abi kaplara doldurduğu yemekleri uzattı, gülümseyip teşekkür ettim. Eve girdiğim gibi Duman karşıladı beni, ayaklarıma sürtünüp kucağıma çıkmak için kollarını kaldırıyordu. Eşyalarımı bırakıp isteğini geri çevirmeyecek kucağıma aldım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERENDİPÇE
RomanceAşkın rüzgarı saçlarınıza karışacak, kalbinizi S1000RR'dan daha hızlı attıracak. 🏍️💛