başlangıç - acı mı aşk mı?
Yağmur sesi kulaklarını tırmalıyordu genç savaşçının.
Ancak bulunduğu karanlık kolidoru şarkısıyla dolduran bir kemancı vardı.Keman sesinin geldiği odaya gitti ve girdi. Oda da karanlıktı. Kapı açılınca kemancının nağmeleri durmuştu.
Koyu siyah çarşafların olduğu yatakta çıplak vücuduyla kemanını tutuyordu. Sırtı dönüktü. Sarı saçları ensesini kapatıyordu. Koyu çarşaflar ise bacaklarının arasını.
Genç savaşçı onun yüzünü görmeyi arzuladı, yavaşça yanına gitti. Bembeyaz tenin ve o güzel nağmelerin sanatçısını görünce; içinde sanki sönmüş bir volkan yeniden patladı. Verdiği her nefeste kalbini sıkıştıran
bir lanet vardı.Kalbinde hissettiği şey acı mıydı aşk mı?
Kemancının sahip olduğu çehresinin güzelliğiyle başı döndü. Kemanın rengindeki açık kahve gözlerinin etrafında, koyu siyah hareler vardı. Kıvrımlı vücuduna kaydı gözleri, pürüzsüz tenini ezberlercesine süzdü.
Kemancı karşısında onu izleyen savaşçının karşısına dikildi aniden, çarşaf hala beline dolanıktı.
Demir yüzüğü olan elini savaşçının boynuna doladı.
Savaşçı ise beline yerleştirdi nasırlı ellerini.Gencin kara siyah gözlerini kenetledi kemancı kendisininkilere.
Dudaklarına ulaştı aniden.
Vuslatı tamamladı.
İlk şimşek böyle çaktı.Yağmur damlaları bir anda hiddetlendi, haykırır gibi.
Kaç! Kaç! Kaç!Oysa kaçılası bir şey yoktu.
İçini kasıp kavuran şey soğuk yağmur değil, güneş ışığıydı.
Ama kemancının dudakları yağmur bulutları gibiydi; hiddetli ve sinirliydi. Savaşçı ellerini kemancının sırtında dolaştırdı, tam o sırada hafif sesli tanıdık bir melodi başladı. Hemencecik tanıdı. Bu odaya gelirken duyduğu şarkıydı.Şarkı nakarata gelmek üzereyken kemancı durdu ve geri çekildi. Savaşçının nasırlı ellerinden birini alıp göğüslerinin ortasındaki dairesel yaraya sürttü. O an fark etti yarasını.
Hatırla dedi güzel çehreli kemancı.
Hatırladı hırslı savaşçı.O yapmıştı o yarayı,
okuyla delmişti güzel göğsünü.
İkinci şimşek böylece yankılandı odada.Odanın dışında çakan şimşekler sanki onu da kavurmuştu. Gözleri fal taşı gibi açılmış, kemancının nefrete büründürdüğü çehresine bakıyordu.
Bir kaç damla yaş geçti gitti gözlerinden. Yaranın üstündeki elini kemancının yüzüne yerleştirmek istedi.
Ancak o zaman fark etti kemancının diğer elinde tuttuğu hançeri.
Hançerin parlaklığı gözünü aldı.
Hızlı, hızlı girip çıkan ve tekrarlanan,
göğüsünü hunharca delen acıyla inledi.Kemancı birden fazla kez ama aynı yere
-göğsünün ortasına- saplamıştı hançerini.Savaşçının gözlerinden akan yaşlar iniltilerini durdurmuyordu.
Nefesi koyulaşmıştı, üşüyordu.Hissettiği şey acı mıydı aşk mı?
İki dizinin üstüne düştü,
mıhlanır gibi yapışmıştı halıya.Kemancı kalkıp yatağa oturdu.
Hafif hafif çalan şarkıya kemanıyla eşlik etmeye başladı.
Savaşçı kafasını kaldırıp hayran olduğu o güzel çehreyi seyretmek istedi.Suratında savaşçının kanını taşıyordu. Gözleri kemanın ince tellerine odaklanmıştı.
Bakışları buluştu ikilinin,
Güzel sesiyle konuştu kahve gözlü oğlan;"Bana yardım edecek misin?" diye sordu yalvarır gibi.
"Hayır."
bu cevabı veren o değildi.
Oysaki o "evet!" diye haykırmak istiyordu.Bir anda
İçerisi acı bir inlemeyle doldu
Kemancının yarası açıldı.
Yara; yeni bir ok yüzünden kanamaya başladı.Kemancı yataktan nefes nefese yere düşüp savaşçının dibinde kıvranmaya başladı.
Onu öyle gördüğünde kendi acısını unutmuş gibiydi.
Az önce dudakları için yanıp tutuştuğu çoçuk,
ölüyordu.Ama emindi.
Bunu içeriye doğru girip ve hayır cevabını veren kişi yapmıştı. Savaşçı titreyen vücudunu zorlayıp doğruldu.
Karşısındakine baktı.Kendisiydi.
Birkaç gün önceki halinin tıpatıp aynısıydı.
Karşısındaki donuk siliüet yeni bir oku yaya
yerleştirdi.Kemancının inlemeleri duyuldu: "Kaç o zaman, kaç kurtul yoksa senin de sonun ölüm olucak."
Üçünçü şimşek çaktı.Genç oğlan rüyadan uyandı.
*ੈ✩‧₊˚selam!
bu kurgu oylesine duruyor, devam etmeye pek niyetim yok gibi.
kendinize dikkat edin, gorusuruz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
revéuse | jayke
Fantasy➢ revéuse: hayalperest ❝okunla beni vurduğunda, oracıkta ölmekten değil, gözlerime olan güzel bakışlarından korktum. bana öyle güzel bakıyordun ki, kölen olmaya son nefesimi verirken ant içebilirdim.❞