57 - Masum Sevda (Part - 2 )

En başından başla
                                    

"Sen... Sen benim mucizemsin, bi'tanemsin, aşkımsın, yuvamsın."

Derken alınımı alnına dayamış, elimin birini beline yerleştirmiştim.

"Sende benim aşkım, sığınağım, ilkim, sonum, sonsuzluğumsun."

Tekrar dudaklarına yapıştım ama bu sefer ki çok kısa sürdü. Kendimi geri çekip koltuğa tekrar oturup elimi karnına koydum.

"Burada bizden bir can var öyle mi?"

Gülümserken başını boynuma gömdü , öyle bakmaya başladı bana.

"Hem de 6 haftalık."

"Bensiz doktora mı gittin?"

Dedim huysuz huysuz, koca bir kahkaha patlattı. Sonra kedi gibi sırnaştı.

"Kesin emin olmak istedim aşkım."

"Kesin burada yani?"

Dedim elimi karnına biraz daha bastırırken. 4 aylık evli olduğumuzu düşünürsek neredeyse evliliğimizin yıldönümüne doğacak. Hediye gibi...

"Kesin orada, yakında da kucağımızda olacak."

Tatlı tatlı sözleri dudaklarına yapıştım ceylan gözlümün. Umarım bebeğimiz uyuyordur, yoksa anne babasının onu nasıl yaptıklarına bizzat şahit olacak!

*4 ay sonra*

"Ya! Neden tekme atmıyor bu sıpa?"

Kulağım hala karımın karnında iki bir titreme hissettim ama bu bebeğimiz tekmesi değil bizzat annesi güldüğü için oluşan sarsıntı.
"Üstünde baskı varken nasıl tekme atabilir Buğra? Alan bırakmıyorsun ki oğluma."

Ah, evet oğlumuz olacak. Aynı hayalimde ki gibi ilk çocuğumuz erkek.

Yalandan somurturken kendimi geri çektim.

"Şimdiden oğlunu tutuyorsun. Kıskanıyorum bak."

Yalancı sitemime kıkır kıkır güldükten sonra yüzümü iki eli arasına alıp uzun uzun öptü. Tabi ki karşılık verdim.

"Oğlumuza isim düşündüm."

Dedi geri çekildiğinde. Kaşlarımı merak ile kaldırınca devam etti konuşmasına.

"Tuğra!"

"T-tuğra mı?"

Dedim şaşkınlık ile. Şirince gülümsedi.

"Hani Osmanlının mührü tuğra ya, oğlumuz da senin mührün olacak bir nevi. Kız-erkek ayrımını ikimiz de yapmasak da bir gerçek var ki senin soyunu o devam ettirecek. Bu yüzden ismi Tuğra olsun olur mu? Hem ismin ile de çok benziyor. Buğranın oğlu Tuğra... "

Hayran hayran, aşık olunası karımı izlerken içim içime sığmıyor, içime aşkın yanında bir de hayranlık doluyordu. Bu kadın nasıl bir şey böyle? Nasıl güzel, nasıl tatlı, nasıl masum haberi var mı?

"Sen nasıl bir şeysin?"

Dedim hırıltılı çıkan sesimle. Omuz silkti sadece, sonra tatlı tatlı gülümsedi.

"Olur mu? "

"Olur tabiki."

Dedikten sonra tam dudaklarına yeltendim ki telefon çaldı. Şansıma küfür etsem de küçük bir öpücük çalıp açtım telefonu. Arayan münasebetsiz Tolga!

"Efendim?"

Dedim sabırsız bir şekilde. Ne söyleyecek ise söylesin, bende karıma kovuşayım. Hayalim buydu, fakat işler hiçte istediğim gibi gitmedi.

CAN SUYU'M (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin