27• "Yangın tüpü"

1K 176 235
                                    

Oy ve yorum 🍫
•••

"Herkesten beklerdim ama..."

Müdür herkese tek tek bakıp en sonunda bende sabitledi gözünü. Yutkunup başımı eğdim. Dizlerimin üstüne koyduğum ellerime bakıyor parmaklarımı küçük küçük hareket ettiriyordum. Hm. Utandım.

"Hepsi nefsi müdafaa ve arkadaşımızı korumak içindi hocam." Minho hyungun dediğini onaylamak için hemen kafamı salladım. O herif Hyunjin'ime vurmuştu sonuçta. Tamamen haklıydık karşılık vermekte.

"Minho oğlum. Olay o değil." Müdür bey seslice nefes verdiğinde nefesimi tuttum. Geliyor hissedebiliyorum. "Yangın tüpüyle çocuğun kafasına vurmuşsun Jeongin."

"Ama şey ben yani ama ama ilk o başlattı! Hyunjin'e vurdu daha çok vuracaktı ben yani o yüzden-"

"O yüzden sende kocaman yangın tüpünü çıkarıp vurdun. Ki kameradan gördüğüm kadarıyla Changbin hyungun zaten hallediyormuş. Sen niye böyle bir şey yapma isteği duydun evladım? Hadi söyle. Seninle anlaşabiliriz."

Başımı kaldırıp karşımdaki hocaya baktım. Kendisi müdür olmasına karşın ilk yıllarda resim dersimize girmiş biriydi. Tanışıyorduk yani. Yutkundum. Beni tanıyordu. Beni okuldaki herkes tanıyordu ve şu an bu yüzden buradaydık.

Hyunjin tek başına bu durumda kalsa karşımdaki kişi bu kadar önemsemeyecekti bu konuyu. Belki de sadece Minhyuk'a biraz kızıp Hyunjin'i revire yollayacaktı ama başka bir şey yapmayacaktı. Ellerimi yumruk halini getirip sıktım. Hyunjin şu an yanımda yoktu. Revirdeydi. Durum buysa daha rahat olabilirdim.

Ayağa kalktım kaşlarım çatılı bir şekilde. Bu hareketime şaşırmıştı. Belki diğerlerinin dediği gibi ayıcık duruyordum ama hayır. "Bu olaya karışan herkes üç yıldır bu okulda. Üç yıldır hyunglar basketbol takımında. Üç yıldır Seungmin en iyi öğrenci, Felix sosyal etkinliklere katılıyor Jisung da yardım kuruluşlarıyla ilgileniyor. Bende üç yıldır davranışlarımla seviliyor ve elimden gelen her şeyi yapıyorum. Bunların hepsi belli başlı sizin yönlendirmenizle olmuş şeyler. Bu yüzden teşekkür ederim."

Gülümseyip gurur dolu bir nefes aldığında diğerlerine de bakmış sonra bana geri dönmüştü. Hoşuna gitmişti bu. Herkesin giderdi ancak gerçekler hoş karşılanmazdı işte. İnsanın yüzünü kızartırdı. "Ama Hyunjin'e hiç yönlendirme vermediniz. Ona yardım etmediniz. Her zaman bir ihtiyacınız var mı diye soran siz bunu yapmadınız. Haddimi belki aşıyorum ama buradan bakınca... Onu isteyerek görmezden gelmiş gibi duruyorsunuz."

Kaçırılan gözler ile derin bir nefes aldım. İki haftadır bir sürü olaya şahit oluyorduk ama her zaman kendimi onu savunurken buluyordum. Çoğu insan karşıydı ona. Neden bilmiyordum ama kendini savunmuyordu bile. Bu yüzden ben yapıyordum. Evet belki Hyunjin bu yüzden biraz kötü hissedebilir ancak... "O zarar görüyor. Sadece okulda değil. Dışarıda da öyle. En azından güvenli dediğimiz şu duvarlar arasında rahat olmalı diye düşünüyorum." Ağzını açıp bir şey söyleyeceği sırada izin vermeyip devam ettim. "Yanlışsam söyleyin burası sizin eviniz diyen kişi sizdiniz. O. O... İki evinde de huzurlu değil hocam."

Gözümün dolması için tekrar derin bir nefes aldım ve yutkundum. "Biliyorum aşırıya kaçtım belki de ama. Ama haketmediğini bana söyleyemezsiniz. Arkadaşları da olaya karışmıştı ve yine biz bir şey yapmadan gelip saldıran onlardı. Rica ediyorum." Dişlerimi ve yumruklarımı sıktım. Diyeceğim şey aşırıydı. Bunu biliyordum ama yerimde sayıyor gibi hissediyordum artık. Hyunjin'in asıl sorununu her şeye müdahale edebilen bir sorundu ve müdüre de ettiğinden emindim. Bu yüzden sınırımı aşarak konuştum.

"Hwa şirketinin yaptığı veya söylediği hiçbir şey on sekiz yaşındaki bir çocuğun hayatını karartmaya yönelik olmamalı. Olsa bile uygulanmamalı."

Chocolate •Hyunin• ⚜️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin