Haiii ben geldiim!
MKP taekookumu özlemişim aw, yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx
+++++
"Ellerin çok titriyor Jeon." dedi derin sesi. Fırçayı tutan elim gerçekten de kontrolsüz bir şekilde titrerken, parmaklarımın arasından düşmemesi için daha sıkı kavradım. Ardından da diğer elimle titreyen bileğimi tutup burnumdan derin bir nefes çektim içime.
Muhafızlar ortalıktan çekilmiş ve ikimizi yalnız bırakmıştı. Ona gülümseyerek bakarken, cesaret nefesimin ardından soluğumu yavaşça havaya salıp bileğimi tutmaya son verdim. Elim hâlâ titremeye devam ettiği için iç çektim.
O sırada prensimin hırıltılı sesi kulaklarımda aksetti. "Gelip elinden öpersem parmaklarının titremesi geçer mi?"
Sözleri nefesimi keserken, fırça parmaklarımın arasından görünmez bir el çekip almış gibi aniden kucağıma düştü.
Alt dudağını ısırarak elimden kayıp düşen fırçama kayan bakışlarını gözlerime tırmandırdı. "Daha çok mu heyecanlandırdı bu seni?"
"Ben... Ben şey... Prensim şey..." Cümlemi bir türlü toparlamayı başaramayınca sessizliğe bürünmeyi seçerken gözlerimi yumup başımı önüme eğdim.
Ne söyleyeceğimi bilmeden söze başlayınca, bir türlü kelimeler dudaklarımdan sıyrılıp anlamlı bir hal alacak şekilde dökülmeyi başaramamıştı.
Prensim oturduğu yerden yavaşça kalkıp yanıma gelirken üstüne yapışan toprakları silkeledi. Önümde bittiği anda çömeldi ve kucağıma düşen fırçamı aldı.
Ardından fırçayı elime tutuşturmak yerine elimi kavrayıp parmak boğumlarımın üstüne nazik bir öpücük kondurdu. Öpücüğü tenimi karıncalandırırken, başını usulca geri çektiğinde dudaklarına yayılan çarpık gülücüğü nefesimi kesti.
"Şans öpücüğünü de aldığına göre, artık resmimi çizebilirsin Jeon." diyerek bana göz kırpıp fırçayı parmaklarımın arasına sıkıştırdı. Yutkunarak başımı olumlu anlamda salladım. "Teşekkür ederim prensim."
Tam çömeldiği dizleri üstünden doğrulurken yukarıdan bana baktı. "Öpücük için mi?"
Genzim kururken, öksürük krizine giresim gelse de yalnızca boğazımı temizlemekle yetindim. "Yanakların kızardı, utandın belli ki. Rica ederim öpücük için." dedi neredeyse flörtöz bir tavırla.
-
2 gün sonra|
Prensimin dün de karakalem portresini çizmiştim. İki çizimime de sanat eseri diyerek beni övgülere boğmuş, mahcup etmişti. Odasının baş yerlerine iki çizimimi de astırmış olduğunu görünce o kadar mutlu olmuştum ki.
Her şeyden önce onun beğenmesi beni çok mesut etmişti. Beğenmeyecek diye aşırı endişelenmiş ve gerilmiştim. Ama neyse ki tüm kaygılarım bir toz bulutu gibi dağılıp kayıplara karışmıştı.
Hatta karakalem portresini çizip bitirdikten sonra omuzlarının ağrıdığını ve boynunun tutulduğunu söylemişti. Çizim için hareket etmemeye çalışmıştı elinden geldiğince. Tabii benim de parmaklarım ve bileklerim ağrımış, çizim yapma evresinde odaklandığım içinse omuzlarım ve boynumda tutulma olmuştu haliyle.
Bu yüzden ben de çizimi bitirince omuzlarını ve boynunu sıkarak masaj yapmıştım.
Masaj konusunda da çok becerikli olduğumu, yetenekli olmadığım bir konunun varlığından şüphe duymaya başladığını söylemişti. Her konuda yetenekli olduğumu ve bunun takdire şayan olduğunu dile getirip beni mahcup etmişti. Dahası o da bana masaj yapmıştı. Üstelik buna gerek olmadığını, zahmet vermek istemediğimi dile getirmeme rağmen nazikçe masaj yapmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MY KIND PRINCE • TAEKOOK ✓
FanfictionKöle olarak çalıştırılan Jeon Jungkook, itaatsizliği nedeniyle kellesi alınmak üzere infaz edilecekken Kim Krallığı sarayından kaçmayı başarmıştı. Onu ise Kim Krallığından kovulan prens Kim Taehyung bulmuştu... Semetae! Ukekook! Mini fic, bölümler k...