İlk önce gelen misafirlere hoş geldin demiş ve büyüklerin ellerini öpmüştüm. Sonra koltuğun boş olan yerine oturmuş ve etrafı izlemeye başlamıştım.

" Asel kaynanan nasıl, iyi anlaşıyor musunuz?. Eltin de nasıl güzelmiş kız valla çıtı pıtı güzel bişey"

" Gayet iyi kaynanam. Evet eltim diye demiyorum gayet güzel kadın " Buket abla duy bunları senin olmadığın ortamlarda bile seni övüyorum. Benim gibi elti herkese lazımdı.

" Hamileydi heralde, biraz karnı çıkmıştı. " Hanife teyzeyi onayladım.

" Evet hamile" daha fazla konuşmadan içeriye kızlar girmişti.

" Asel bir bakar mısın?" Aslı'nın çağırması ile beraber gelinliğin eteklerini tutarak ayağa kalktım. Kabarık değildi ama yinede elime ayağıma dolaşıyordu.

" Birşey mi oldu?" Aslı kafasını iki yana sallayıp

" Yok çıkmışlar şimdi de, 10 dakikaya geliriz dedi Musa efendi" Aslı ve Musa baya konuşuyorlardı ama Musa sürekli Aslı'yı kızdıracak bir şey buluyordu. Dünde kınada Aslı sırf onu içeriye almadığı için trip atmıştı. Evet Musa trip atmıştı.

İçeriye sadece Agâh girmişti. Birde yanında Selim girmişti onun dışında başka bir erkek girmemişti. Bunuda Musa biliyordu ama yinede Aslı'ya 'sen beni nasıl içeriye almazsın' diye trip atmıştı. Aslı'da Musa'ya 'sen bana trip atamazsın ' demişti. Şimdi ise galiba hâlâ birbirlerine trip atıyorlardı. Bunlarda garipti anam.

Ben tekrar içeriye geçerken benim yerime oturan kız ayağa kalkmıştı. Kıza mahçup bir gülümseme atıp yerime oturdum. Valla ben gelindim benim oturmam lazımdı. En çok benim oturmam lazımdı. Bu benim hakkımdı.

Biraz sonra sokağın başından korna sesleri gelirken benim gözlerim dolmaya başlamıştı. Resmen 24 yıllık evimden, yuvamdan ayrılıyordum. Hemde çok uzağa gidiyordum. İstediğim an çıkıp gelemeyeceğim bir yere.

Ailenin tek çocuğuydum. Ben gidince annemler bir boşluğa düşecekti, babam. Babam her ne kadar ortalık yerde ağlamasada görünmeyen yerlerde ağlıyordu, bu çok açık bir şekilde gözlerinden belli oluyordu.

Son haftada zaten sürekli beni kendine çekip sarılıyor öpüyordu. Bulduğu her fırsatta benimle beraber olmaya çalışıyordu.

( Arkadaşlar ekran bulanıklaştıda :'( )

Korna sesleri dahada yakınlaşırken çoğu kişi camlardan izlemeye başlamıştı.

Berat kapıya giderken

" Kapıyı ben tutucam arkadaşlar, bizim kızımızı almak öyle kolay değil. Bakalım enişte ne kadar cömert, gerçi adam bayramda harçlık diye 10 bin veriyo. İnşallah banada iyi bir şeyler verir. " Berat kapıyı kapatırken Ayşen onun bu hallerine göz deviriyordu.

Korna sesleri susarken ayağa kalktım. Kuşağımı abim yada kardeşim olmadığı için en küçük dayım bağlayacaktı.

Kapıya vurulması ile Berat hafif bir şekilde kapıyı aralayıp.

" Kapı tutukluk yaptı daha fazla açılmıyor" demiş ve elini aradan uzatmıştı. Selim sağdıç olduğu için bir miktar parayı Berat'ın eline bırakmış ve omzu ile kapıyı itip açmıştı.

Dedikodu|TextingKde žijí příběhy. Začni objevovat