25 | Pişmanlık

981 74 51
                                    

Geçmiş:

"- Gemileri çökertin. "

"- Ama efendim, düşman gemilerine tüm gücümüzle saldırırsak daha sonra elimizde savunma aleti kalmaz." Kont Doron'a kaşlarımı çatarak baktım.

"- Emrimi sorgulama ve beni bir daha tekrar ettirme Doron. Tüm gücünüzü düşman gemilerini yok etmek için kullanacaksınız. Güçlerinin ana kaynağı o gemiler ve onlardan kurtulduğumuzda karşımızda havlamaya bile cesaret edemeyecekler. Hepsi kafesine kendi giren kuşlar gibi teslim olup avcumuza girecek."

Bakışlarımdan rahatsız olmuş gibi ürpererek geriye bir adım atan orta yaşlı esmer adam başını aceleyle salladı.
"- Emredersiniz efendim." Dedi ve karargah çadırından çıktı. Giden adamın arkasından derin bir nefes bırakıp çalışma masasına ilerledim. Masadaki dosya yığınlarına kısaca göz gezdirdiğimde çoğunun dükalık evinden mektuplar olduğunu gördüm. Kalanı savaşla ilgiliydi.

Mektupları inceleyip önemli olabilecekleri ayırdım. Okumama lüzum olmayanları ise başka bir köşeye koydum. Ardından kâhyanın mektubunu açtım. Ben yokken neler olup bittiğini özetlerdi genelde mektuplarında. Ancak bu seferki mektubuna farklı başlamıştı.

Kaşlarım çatılırken yutkundum.

Merhaba sayın arşidük,

Öncelikle ani bir giriş yaptığım için özür dilerim. Ama mesele önemli. Bu yüzden affınıza sığınarak uzatmadan başlıyorum.

Arşidüşes Valentin, birkaç gündür iyi görünmüyor. Sık sık öksürüyor ve ağrı çekiyormuş gibi görünüyor. Başta önemsiz bir şey olduğunu düşündük. Kış mevsiminde soğuk algınlığı geçiriyor sanmıştık. Ama durum farklıymış. Dün Arşidüşes kan kusarak ve çığlık atarak yere yığıldı efendim. Dünden beri baygındı. Bugün çok şükür uyandı ama korkunç bir şeyle karşılaştık. Karınızın bacakları tutmuyor efendim. Doktor onun kısmi felç geçirdiğini söyledi. Henüz her şey çok yeni olduğu için bilgilerim bu kadar.

Hadsizliğimi bağışlayın, eve dönmenizi ve karınızla alakadar olmanızı arz ederim. Çünkü kendisi gerçekten hiç iyi değil ve size ihtiyacı var. Gelecekte yaşamıyla bile sınanabilir.

Esenliklerle kalın efendim.

Kâhya Pier.

Elimi kalbime atıp istemsizce birkaç adım geriye gittiğimde dehşet içindeydim.

"- Aman Tanrım. Aman Tanrım. Ne? Nasıl olabilir? Felç diyor." Yutkundum. Kalbimin sıkıştığını hisseder gibiydim. Her hücrem korkuyla dolmuştu.

Başımı hızla, inkar edercesine iki yana sallıyor, kendi kendime konuşuyordum.
"- Hayır, hayır. Onu kaybedemem. Hayır. Neden? Neden lanet olası?! Her şeyimi aldın, onu da mı alacaksın? Aşkımı da mı benden alacaksın? Neden?! Yine ne hata yaptım? Söyle. Yalvarırım söyle. İstediğin her şeyi yapacağım. Ama yalvarırım karımı benden alma."

Ruhsuz Düşes CanlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin