[ chapter two ]

1.7K 187 516
                                    

❝ Sen sınırları oluşturan kişi olduğunu zannediyor olabilirsin, Belyakov, ancak ortada bir sınır varsa o sınırlar, benim sınırlarım olur

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sen sınırları oluşturan kişi olduğunu zannediyor olabilirsin, Belyakov, ancak ortada bir sınır varsa o sınırlar, benim sınırlarım olur.

❝ Maalesef sarışın, artık tek işim sen ve senin hayatın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Maalesef sarışın, artık tek işim sen
ve senin hayatın. 

🎶

"Ünlü şarkıcı Heves Korhan'ın konserinde uğradığı saldırı sonucu hastaneye kaldırılması haberini üzülerek paylaşmıştık ancak reklam arasında bize ulaşan menajeriyle durumunun iyiye gittiğini öğrendik. Buradan geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz kendisine."

"Harika." dedi Kaan televizyonun sesini kısmaya başladığı sırada. "Bunu da hallettiğimize göre, sırada konser takvimini ertelemek var." Kaan, kendini kaybetmiş bir şekilde bütün her şeyle ilgilenirken ben, bir heykelden farksız bir şekilde koltukta uzanıyor ve boş gözlerle olanlara sesimi çıkarmıyordum.

Ne diyebilirdim ki? Kaan, bütün kontrolü elimden almış ve bana sorma gereği bile duymadan tüm konserleri, etkinlikleri erteliyor; Tuana ile tüm kanallara haber çıkarıyorlardı. Bana kalan hiçbir şey yoktu, fikrimi; düşüncemi önemseyen kimse yoktu o an.

Hastaneden çıkalı iki gün olmuştu, bugün günlerden cumaydı. Kaan, tüm ekibimi eve toplamış; herkese ne yapması gerektiğini söylüyor ve herkes, dediğini ikiletmeden yapıyordu. Herkes burada demişken, aslında tam olarak herkesin orada olduğu söylenemezdi.

Biricik(!) korumam, henüz ortalıklarda yoktu. Kaan, bugün onunla maddelerde uzlaşmaya varmamız için Nicolas'ın buraya geleceğini söylemişti ancak saatin akşam yediye gelmek üzere olduğunu düşünecek olursak, gelmesi mümkün gözükmüyordu.

Bu benim işime geliyordu zaten. Onu ne kadar az görsem, varlığını ne kadar az hissetsem o kadar iyi olacaktı benim için.

Korkutucu mavi gözlerinin üzerimde nasıl gezindiğini düşündüğümde yanaklarımda hissettiğim yanma hissiyle yanımda duran bardağa uzandım ve bir yudum aldım. O korkunç bakışları aklımdan çıkarmam mümkün değildi, benden daha tam olarak tanışmamış olmamıza rağmen haz etmediğini anlamak çok zor olmamıştı.

HEVESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin