Oy ve yorum 🍫
•••"Anneme yazdım geç geleceğimi." Elimde telefon kanepeye oturdum. Hyunjin'de bu sırada ikimize kahve yapıyordu.
"Gidecek... misin?"
Duyduğum soruyla gözlerimi kıprıştırdım. Kalmamı mı istiyordu gece? Cidden mi? Uykusunu bölmemek adına gitmeyi düşünmüştüm ama... hey. Kalsam bile beni uyutur kendi uyumazdı o. Kalmasam da uyumazdı. Kalırsam ama uyuması için bir sürü şey yapardım. Durun bu çok mantıklı.
Hemen anneme bugün gelmeyeceğimi, arkadaşımda kaldığımı yazdım. Muhtemelen hangi arkadaş diyecekti ama olsun. Aniden bütün bilgileri atarsam şüphelenebilecek bir ailem vardı. Telefonumu masaya koydum ve kalkıp Hyunjin'inin yanına gittim. Beline sarıldığımda kahve makinesinden bir elini çekmiş benim elimi okşamaya başlamıştı. "Rüya gibi geliyor."
"Bu gece seninleyimm o zaman rüya mı gerçek mi anlarsın."
Böyle desemde bana da öyle geliyordu. Onunla bu denli yakın olmak onunla olmak felan. İçim huzurla kaplanıyor kendimi uyanacak bir rüyada gibi hissediyordum. Bazense aklıma ya Hyunjin hiç çikolata koymasaydı ne olurdu sorusu geliyor. Bana kalırsa... eninde sonunda böyle olacaktık. Çikolata yüzünden olmasa bile bir şekilde birbirimizi bu konuma taşıyacaktık. Buna inanıyordum ben.
"Sahi. Çikolatayı kendim yaptım dedin. Nasıl yapıyorsun ki?"
Kahveleri hazırladığında yavaşça kollarımın arasından çıktı. Yüzünde birazcık heyecanlı bir ifade vardı. Sonuçta hobisini bana gösterecekti şu an. Bu yüzden onu anlıyordum. "Şey şöyle göstereyim."
Buzdolabının yanındaki dolabı açtığında gözlerim büyüdü. Üst katında bir sürü çikolata malzemesi vardı. Aşağıda, büyük bidonlarda ise çikolata çeşitleri yazıyordu. "Tabi ki öyle kendim üretmiyorum ama ham maddeyi kullanıyorum. Eklemeler yapıyorum aromalar katıp onları birleştiriyorum pişiriyorum felan."
"Vay canına woaa Hyunjin tanrım dünyanın en güzel hobisine sahipsin!"
Ben eğilip bidonlara bakarken o güldü. Gerçekten mutlu olmuştu. Bende mutluydum ve asla abartmıyordum. Düşünsenize sevgiliniz çikolataları birleştiren ve onları şekillendiren biri. Benim gibi çikolata manyağı biri için cennetti bu. Ve ve ve yaparken eminim ki çok muhteşem gözüküyordur. Aklıma felan şeyle iki yanağıma ellerimle vurdum.
Kendine gel hayır kafanda biscolata reklamları oynamasın hayır hayır.
"Jeongin iyi misin?"
Gülerek hızlıca ayağa kalktım. Yanağımdan çok ses çıkmıştı. "İyiyim hemde çok. Şimdi yapsak olur mu? Merak ettim nasıl yaptığını."
Tell me what-
HAYIR DEDİM!
"Şey olur tabi ki. Tanrım evet dedim bana öyle bakma." Güldü. Saçlarımı karıştırıp alnımdan öptü. Bense koluna yılıştım. Onun sevme şekliyle benim sevme şeklim farklıydı ve bunu seviyordum.
"Öncelikle çikolata seçmemiz lazım. Hangi çikolatalar olsun?" Kenardaki kaplardan birini alıp eğilince bende eğildim. "Ve neler olsun içinde?"
"Hmm sütlü çikolatalı. Fındıklı olsun tamamı ve hmm üstüne de beyazdan bir şeyler yapalım."
"Gofletli olsun mu?"
"Woaa tanrım onu da mı yapabiliyoruz? Çok isterim!"
Heyecanıma gülünce bende onunla güldüm. O yeterli çikolatayı doldurdu bende fındık parçaları ve ezmesi doldurdum diğer kaplara. Goflet malzemesi ise direk poşetliydi. İçim içime sığmazken o bu halime gülmekle yetiniyordu sadece. Elimdekileri tezgaha koydum ve ona döndüm. Malzemeleri hazırlamıştı o da. "Şimdi ilk önce gofletin dolgusunu yapalım gofletin üstüne çikolata dökeceğimizden o daha öncelikli."
"Tamam şefim. Nasıl yapıyoruz?"
Aptal aşıklar gibi birbirimize bakıp tekrar güldük. En sonunda ise işe ciddi anlamda başlamıştık. Fındıklı dolguyu Hyunjin dikkatle hazırladı bense eşyaları o istedikçe verdim. Goflet kısmında ise bir katı koyuyor sonra dolguyu ince bir şekilde sürüp aynı işlemi tekrar tekrar yapıyorduk. Daha doğrusu ben yapıyordum. O da beni izlemişti bu sürede. Bitince onun getirdiği kaba ilk önce gramajını ayarladığı sıvı çikolatayı koydu. Sonra ben gofleti yerleştirdim ve üstüne çikolatayı tekrar döktü. Sıra desen yapmaya geldiğinde beyaz çikolatayı ve değişik şekiller de ki fırçaları önüne koymuştu.
"Şekil için donduktan sonra yapmak daha iyi ancak şimdi yaparsak beyaz çikolata daha çok tadını bırakır. Sende beyaz çikolata sevdiğine göre..." arkama geçip belimden sardı ve kafasını omzuma koydu. "Ne çizeceksin innie?"
"Hm. Aslında H ve J yazacaktım sadece ama bu konuşmadan sonra bir şeyler yapmam gerek."
Elime ince uçlu fırçayı aldım. Evet. Hm. Bir bakalım. Hm. Bu güzel dururdu evet. "Sen bakma sürpriz. Hadi hadi çekil. Kahveler soğumuştur sen onları ısıt."
Kovduğumda başını iki yana salladı gülerek ve kollarını benden ayırdı. Sıcaklığı gidince bi eksik hissetmiştim ama hayır. Sürprizdi bu.
Güzelce yazdım ve çizim yapıp kapatmak için getirdiği kapağı kapattım. Dikkatlice dondurucuya koyduğumda Hyunjin dumanı çıkan kahveyi tam zamanında bana uzatmıştı. Dondurucunun kapağını kapatıp kahveyi elime aldım. Paytak paytak kanepeye ikimizde yürümüş ve sonunda oturmuştuk. Çok keyif alsam da ince iş olduğundan yorulduğumu itiraf etmem gerekiyordu.
"Üşüme." Bacaklarıma örtülen yumuşak battaniyeyle kahvemden küçük bir yudum aldım ve masanın üstüne koydum. Benim tarafımda daha büyük bir battaniye vardı. Onu aldım ve ikimizin üstüne örttüm. Sadece beni düşünüyor olması bazen boğazını sıkma isteği uyandırıyordu bende. Neyseki o tarafımı dinlemiyordum.
"Muhtemelen yarın hasta olacaksın." Benim eğilmeme izin vermeden kahvemi aldı ve bana verdi. Kolunu battaniyenin içinden belime sardığında ise iyice omzuna yerleşip sokuldum ona. Dışarıda sağanak ve ben sevgilimle elimde kahve bir battaniyenin altında sarılıyorum. Kitap sahnesi gibiydi. "Bir yanım bu yüzden dolayı üzülüyor sonuçta beni takip ettiğin için yağmura yakalandın ama bir yanımda diyor ki..."
Başımı biraz kaldırıp ona baktım. O da kafasını biraz indirmişti. "Hasta olunca çok tatlı olacak." Kahvesini bacaklarına sıkıştırıp saçlarımı nazikçe düzeltmeye başladı. "Burnu kızaracak ve elleriyle tatlı tatlı silecek yüzünü. Halsiz olsa da bir şeyi yokmuş gibi konuşacak ama saçmalayıp uyuyakalacak. Üstelik bunları ben yakından göreceğim. Geri çekilmek veya arkadan göz kulak olmak zorunda olmayacağım. Benim kollarımda benim sevgilim olarak bakacağım onun bu hallerine. Diyor. Diğer tarafım."
Burnum sızlamaya başlayınca ağlamamak adına kafamı kaldırdım ve dudağından küçük bir öpücük aldım. Bunun anlamı ben hasta okula geldiğimde aklının bende kalıyor olmasıydı. Ah. Belki de bitmiş peçetelerimin bir anda tam paket olarak çantamda olmasının nedeni de oydu. Gülümsedim. "Seni seviyorum Hwang Hyunjin. İyi ki sende beni seviyorsun. Beni böyle güzel sevdiğin için teşekkür ederim."
O da gülümsedi ve aynı benim yaptığım gibi öptü dudağımı. Geri çekilip kahvelerimizi yudumladık. Aaah. Bir gün anca bu kadar güzel olabilirdi. Dedim kendimce. Hiçbir şeyi düşünmeden ancak her zaman her şey yolunda gitmezdi. Güzel olan şeylerin bir inişi çıkışı vardı ama... ama yine de böyle erken olacağını bilmiyordum.
Hyunjin haklıydı. Belki şu birbirimizle olduğumuz vakite aklından çıkmış ve benimle olduğu için huzurlu bir şekilde gözlerini kapamıştı ancak başında demişti bana. Bense bilerek ve bunun olmasını isteyerek burada kalmıştım.
Uyusun istemiştim sadece. Sadece uyusun biraz kendine gelsin istemiştim ama bu kadar kötü olduğunu bilmiyordum.
Yemin ederim bu kadar olduğunu bilmiyordum.
•••
Bence, bence siz peçeteyi alın cebinizde dursun sonraki bölüm lazım olabilir

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Chocolate •Hyunin• ⚜️
FanfictionSevgililer gününde okulun sessiz çocuğu, Jeongin'e pembe kurdeleli bir çikolata verir. •insomia •alerjik astım •anoreksiya Başlangıç tarihi: 14.04.2023 Bitiş tarihi: 22.03.2024