Oy ve yorum 🍫
•••Daha önce hiç sevgilim olmamıştı. On sekiz yaşına bu yıl girmiştim ama olmamıştı yani. Doğru kişi doğru kişi derken arkadaşlarımın aşk hayatını dinleyen, Seungmin hariç o farklı bir durum, ve onlara bilgisi olmadığı halde fikri veren kişiydim.
Şimdi ise birini öpmüştüm. Biri değil hoşlandığım kişiyi daha doğrusu. Çok yeniydi benim için. Woah. Hemde ben çekip öpmüştüm. Utanç bütün bedenimi sararken kendimi yüz üstü yatağa attım. Çikolata kokuyordum şu an. Onun yatağındaydım ve üstümde ise onun tişörtü vardı. Zaten çok uzun gelmişti bu yüzden verdiği şortu görünmüyordu bile. O da gri giyinmişti. Couple gibi olmuştuk. Şey evdeydik yani kimse görmüyordu ama biz gitmiştik yani. Birlikte. Hmhm.
Ay delireceğim kalbim böyle woaa diye bağırıyor ruhum uçuyor sanki bulutların arasında acaba açan Felix'te mi böyle hissediyordu? Aşk bu muydu sahiden?
Kapının tıklatılmasıyla gözlerim büyüdü. Hemen yataktan kalktım ve hafifçe üstünü düzeltip sanki yatmamış gibi yaptım. Bu sırada gel de demiştim Hyunjin'e. Ah. Umarım fark etmezdi. Daha fazla rezil olmak istemiyordum kokunu almak için yattım diyemezdim sonuçta.
"Sen. Yani. Şey." Duraklayıp durunca gülümsememek için kendimi tuttum. Canım birazcık uğraşmak istemişti. "Ne zaman mı gideceğim?"
"Hayır hayır asla öyle değil ben sadece... çok güzel görünüyorsun."
Gözleri ben hariç her yere bakarken yanaklarımın kızardığına yemin edebilirdim. Hyunjin bana önceden de güzelsin demişti ama şimdi onun kıyafetleriyleyken böyle diyince ekstra bir şey olmuştum. Yutkundum. Aklımdan neler geçiyordu öyle?!
"Sende öyle şapkasız bir şey giyince böyle sade..." Oturduğum yataktan kalktım ve yanına adımladım. "Sana çok yakıştı. Gerçi bana kalırsa her renk sana çok yakışıyor. Siyahta takılı kalmamalısın."
Üstünün omuz yeri biraz geriye gittiğinden elimle tutup düzelttim. Hm. Gözlerimi kısıp Hyunjin'e baktım. Ne diyeceğimi anlamış olacak ki gözlerini kaçırdı. Ah cidden. Köprücük kemiği çok belliydi. Çok zayıftı cidden. Biraz yemek yiyip bedeninin toplanmasına ihtiyacı vardı. Yine de onun beklediği gibi bir şey demedim ve elini tutup yanından geçtim. Odadan birlikte çıkmıştık peşimden sürüklüyordum onu. Mutfağın oraya geldiğimizde ise elini bıraktım ve buzdolabına yöneldim bakalım içinde ne var-
"Ben hemen yapıp yiyen biriyim ondan öyle dolapta malzeme olmaz."
"İnan bana." Dolaptan kafamı çektim ve ona baktım. İçinde bir şey var mı diye bakmak için kafamı iyice içine sokmuştum çünkü. "Hiç iyi yalan söyleyemiyorsun. Benden de kötüsün bu konuda. Seni zorlamak istemiyorum tabi ki ama..." Boş olan dolabın kapağını kapadım. Yahu bir de boşu boşuna elektrik harcıyordu. Her neyse. Sakin ol Jeong. "En son ne zaman yemek yedin?"
"Havuçlu kek yemiştim." Gülümsedim. Diğer gülümsemelerime kıyasla tehdirkardı bu gülümseme. "Kaç gün önce?"
"Jeongin korkutucusun." Kendimi tutamayıp güldüm. Böyle davranırsa ona kızamaz veya onu zorlayamazdım ki? Yanına yaklaşıp iki elini de tuttum. O da gülümsüyordu. Korkutucusun dese bile sanki sevimlidir diyordu bir yandan. "Sadece birazcık birlikte yemek yesek olmaz mı? Benimle birlikte kendini zorlamadan sadece bir iki lokma?"
"Deneyebilirim. Sanırım ama evde bir şey yok ve yağmur deli gibi yağıyor."
"Bu da işine geliyor."
"Reddetmeyeceğim."
Derin bir nefes alıp oyuncu edayla kaşlarımı çattım. Hain. Resmen bundan mutluluk duyuyordu. "Ben bir ayıcığım ve yemek yemek istiyorum."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Chocolate •Hyunin• ⚜️
FanfictionSevgililer gününde okulun sessiz çocuğu, Jeongin'e pembe kurdeleli bir çikolata verir. •insomia •alerjik astım •anoreksiya Başlangıç tarihi: 14.04.2023 Bitiş tarihi: 22.03.2024